Arıcılığımız tehlikede
Arıcılığımız tehlikede
Karacabey’de arıcılığın son yıllarda ciddi bir gelişme gösterdiğini belirten Ziraat Teknikeri Hayrettin Yazıcı yaşanan kuraklıktan arıların da zarar gördüğünü duyurdu.
Ziraat Teknikeri Hayrettin Yazıcı, belgeli arıcılık kurslarının katkısı sonucunda arı üreticilerinin bilinçlenerek, geleceğe yönelik iyi bir ivme yakaladığını belirtirken, yaşanan kuraklığın arıcılığa büyük zarar verdiğini sözlerine ekledi. Yazıcı, “Arıcılıkta hedef, mevcut flora alanlarının tam kapasiteyle arılar tarafından kullanılmasını sağlamaktır. Arıcılık yeterli olmasa da Karacabey’de hayli mesafe almış ve bitki örtüsünden faydalanma gözle görülür hale gelmiştir” diye konuştu.
Geçtiğimiz kış aylarında, ilçemizin temel yağışlardan mahrum kalması, su havzalarının yeterince dolmaması ve topraklarımızın susuz kalması sonucu üretim yılına kuraklık kriziyle girildiğinin altını çizen Hayrettin Yazıcı, “İlkbaharda ve yaz boyunca beklenen yağışların gelmemesi kuraklık krizini derinleştirmiştir. Bütün üretim dallarında, ürün kaybı olduğu gibi arıcılığımızda ciddi yara almıştır. Öyle ki; kış mevsiminin ılıman ve sıcak geçmesi arıların erken kuluçkaya yatmasını sağlayarak arılar hızla çoğalmıştır. Nisan 2007 itibariyle son on yılın en güçlü kolonileri oluşmuştur. Kışın kısmen oluşan toprak nemi, bahar başlangıcında zoraki çiçeklenme döneminde arılar ihtiyaçlarını kısmen karşılayabilmiş, ancak arı artışının hızla seyretmesi sunucu her yıl yapabildiği yaz sezonu bal stokunu sağlayamamıştır. Aşırı sıcaklığa paralel seyreden kuraklık sonucu bal stoku yapamayan arılar, ya kovanını terk etmiş, yahut zamansız ana arı kayıpları gerçekleşmiştir. Yaz ortasında arılar süratle azalmaya başlamıştır. Tabiatın kendisini yenileyememesi sonucu Ağustos-Eylül 2007 aylarında da arı çiçekten istifade edemeyerek krize girmiştir.
Yaz boyunca seyreden aşırı sıcaklardan dolayı varroa parazitinin arttığı, mum güvesinin olağanüstü çoğaldığı gözlendi. Ayrıca petek gözlerinde yumurtalar ve larvalar aşırı sıcaktan zarar görerek, yavru sökümlerinde büyük aksamalar olmuştur. Sonuçta; bütün kovanlarda ya ana arı kaybı, ya mevcutta azalma, yahut kovanı terk etme gerçekleşmiştir. Arılar buna paralel olarak varroa ve mum güvesi istilasına maruz kalmıştır. Bu duruma seyirci kalmamak için aşağıdaki tedbirlerin acilen alınması gerekmektedir” diyen Yazıcı, arıcıların yapması gerekenleri şöyle sıraladı:
Arıcılarımız sıcak ve rüzgarsız bir günde kovanlarının tümünü çerçeve-çerçeve elden geçirmelidir. Arıların işlemediği petekler kovanlardan çıkartılmalı ve kovanda ihtiyaç fazlası çerçeve bırakılmamalıdır. Varroa parazitine karşı bakanlığın satışını uygun gördüğü ilaçlarla mutlaka kovanlar bir aylık süre içinde en az dört kez ilaçlanmalıdır. Kovanlar mutlaka bölme tahtası veya uygun malzeme ile daraltılıp, kovan hacmi küçültülmelidir. Yağmacılık kaçınılmaz olacağından, uçuş delikleri bu günden daraltılmalıdır. Yeterli bal stoku bulunmayan kovanlar tespit edilerek diğer kovanlardan kaydırma yapmak suretiyle bir denge sağlanmalıdır. Yeterli stoku olmayan arılara kek verilmeli yahut bir şeker bir sudan oluşan koyu şerbet verilmelidir. Anasız ve zayıf kovanlar mutlaka birleştirilmelidir. İlçemizde arıcıların kurtarıcısı durumunda olan davulga bitkisinin nasıl sonuç vereceği kestirilemediğinden bal stoku konusunda daha dikkatli olunmalıdır. Mum güvesinin aşırı artması sonucu gelecek yıl kullanmak üzere alınan kabartılmış petekler mutlaka ayrı ayrı kağıtlara sarılarak saklanmalı, mümkünse ilaçlı mücadele yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki arı insanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesi için tabiat için çok önemli bir canlıdır.