Altı binden aşağıya neden inmiyor?

Aylardır yeni vaka sayısı 6 binin altına düşmüyor!

Sarkaç topu gibi 6 bin ile 7 bin 500 bin arasında gidip geliyordu.

Şu sıralar yani okulların kimi bölümleriyle yüz yüzeye geçtiği süreçte vaka sayısının 8 binleri görmesi… 1 Mart itibarıyla ilkokulların kademeli de olsa yüz yüze eğitime geçmesi konusunda yeni bir değerlendirmeyi mecbur kılmıyor mu?

Gerçi…

AK Parti’nin kalabalıklarla il kongreleri yaptığı bir süreçte böyle bir değerlendirmeyi istemek ne kadar doğru olur?

Kararı alanlarla uygulayanlar aynıyken yaşanan farklılıklar doğal olarak düşündürücü olmalı!

Yine de…

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yüz yüze eğitim konusunda çok aceleci davranmaması gerekmez mi?

Nihayetinde salgının önüne geçilebilmiş değil!

Vaka sayısıyla hasta sayısını ayrıştırarak bir değerlendirme yapılıyorsa… Bu da oldukça düşündürücü demektir!..

Neticede hastalığın seyri hasta sayısından çok taşıyıcı sayısıyla da ilgili değil mi?

Vaka ne demek? Koronavirüs var demek!

Öyleyse hasta-vaka gibi ayrımlar üzerinden hele ki aşılama süreci rotasına oturmamışken aceleci kararlar almak yarar mı sağlar, yoksa zarar mı?..

Bu üstünde çokça düşünülmesi gereken bir soru olarak önümüzde duruyor.

Okulları bu koşullarda aceleye getirip açmak umut edelim ki salgının seyrinde yeni dalgalanmalara neden olmasın!

Ve tabii… Hafta sonları ve hafta içinde uygulanan kısıtlamaları göz ardı edercesine… Dilimize pelesenk olan maske-mesafe-hijyen üçlemesinden ‘mesafe’yi göz ardı eden AK Parti kongrelerinin varlığı…

Sağlık Bakanlığı’nın vaka-hasta bakışıyla vaka sayısının 6 binden aşağıya bir türlü inmemesine etkisi de doğal olarak merak uyandırmaya devam ediyor!

Koşullar böyleyken okullar açılmalı mı?

Açılmasının vaka sayılarına etkisi ne olur?

Eylül, ekim, kasım sürecinde okullar açıktı. İlk ara tatilinden sonra okullar yarı tatile kadar açılmadıysa…

Benzer bir durumla yeniden karşı karşıya kalma ihtimali nedir?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.