Eğitim, “Yap-Boz” tahtasına dönüştü!

Karacabey Eğitim-Sen Temsilcisi Salih Tunç, eğitim sisteminin yap-boz tahtasına dönüştüğünü ve üniversiteye girişte yaşanan eşitsizliklerin katsayı tartışmalarına sıkıştırılamayacağını savundu.
            Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’nun, önceki gün aldığı kararlarla bir yandan üniversiteye giriş sisteminde ve sınavlarında yeni düzenlemelere gittiğini belirten Tunç, diğer yandan da uzun süredir etrafında kamuoyu oluşturulmaya çalışılan katsayı farklarının kaldırılması konusunda değişiklik yapıldığını hatırlattı.
Tunç, “Her şeyden önce alınan kararla üniversiteye giriş sınavı sayısı yeniden ikiye çıkarıldı.
Bilindiği üzere sınav sistemi yap-boz tahtasına döndü, liseye başlayan öğrencilerin eğitimlerinin sonunda, ne tür bir üniversite sınavına gireceklerine ve okul başarı puanlarının etkisinin ne olacağına ilişkin hiçbir öngörüde bulunma şansları kalmadı. Sistem, güvenilirlik ve istikrarlılık testinde sınıfta kaldı. Bu şekilde ise, öğrencilerin gelecekleri belirsizleştirilerek karartıldı.
Öte yandan yeni sistemle katsayıların oranı düşürülerek okul başarı puanlarının etkisi ve belirleyiciliği daha da aşağıya çekildi. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda yürütülen eğitimi ve not sistemini üniversiteye giriş sınavında belirleyici bir faktör olmaktan çıkaran bu karar, artık lise eğitiminin tamamen dershaneler ve üniversiteye giriş sınavı üzerinden biçimleneceğinin işaretidir. Ortaöğretimi değersizleştiren bu siyasi karar, üniversite öncesi eğitimi bir kalemde silmiştir. Anlaşılan YÖK, “şu okullar olmasa Milli Eğitim’i ne güzel idare ederdik” anlayışını sahiplenmiştir” dedi.
Katsayı farkı, mesleki yönlendirmeyi etkisizleştirdi.
Katsayı farklarının kaldırılması sonucunda mesleki yönlendirme adı altında yürütülen üniversite öncesi tüm düzenlemelerin etkisizleştirildiğine dikkat çeken Tunç, “Karar meslek liselerine, imam hatip liselerine ve teknik liselere uygulanan katsayı farkını kaldırarak, mesleki yönlendirme uygulamalarını geçersizleştirmiştir. Ayrıca Hükümet’in siyasal pozisyonu gereği yıllardır sahiplendiği ve üniversiteye giriş sınavlarında önünü açmak için özel uğraş verdiği İmam Hatip liseleri de sadece üniversiteye giriş sınavlarında bir kazanım sağlamamıştır. Karar, son dönemde uygulanan katsayı farkı nedeniyle öğrenci sayısında gerileme gözlenen İmam Hatip liselerine olan yönelmeyi arttıracak, teşvik edici bir karar olarak da dikkatleri çekmektedir.
Öte yandan karar, alınma ve tartışılma biçimi göz önüne alındığında da anti-demokratik olarak nitelenmelidir. Meslek liseleriyle teknik liselere katsayı farkının kaldırılması noktasında hiçbir demokratik zeminde ilgili kurum, kuruluş ve aydınlarla bir fikir alışverişi ve tartışma yürütülmediği gibi, konunun ele alınma biçimi de YÖK’ün anti-demokratik işleyişe sahip niteliğini bir kere daha gözler önüne sermiştir. Yüz binlerce öğrencinin ve milyonlarca velinin kaderini kapalı kapılar ardında aldıkları kararlarla her yıl etkileme hakkını kendinde gören bu anti-demokratik yapılanma, yine “ben yaptım oldu” mantığıyla hayatları belirsizleştirmekte, gençleri ve ailelerini yeni duygusal ve iktisadi buhranların içine sürüklemektedir.
Kaldı ki alınan kararın eğitim sistemindeki eşitsizlikleri gidereceği yönünde yürütülen propaganda biçimi de, kararı haklılaştırıcı kamuoyu oluşturulması çabalarının merkezine yerleşmiş görünmektedir. İlginçtir ki, üniversiteye giriş sınavı sürecine gelene kadar, dershaneler, özel okullar ve piyasalaştırılmış eğitim yoluyla derinleştirilen eşitsizlikler konusunda hiçbir söz söylemeyen kesimler, bu karar dolayısıyla “eşitlik” konusunda öncülüğe soyunmuşlardır.
Eğitim Sen, katsayı tartışmalarına sıkıştırılan bir çerçevenin, yükseköğretime girişte ve devamında yaşanan ekonomik ve bölgesel eşitsizliklerin üstünü örtmekte kullanılmasına karşı çıkmakta ve eğitimin her alanında eşit bireyler yetiştirilmesinin önünün açılması için  demokratik ve bilimsel eğitime her kesimi sahip çıkmaya davet etmektedir” diyerek sözlerini noktaladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.