“Ayıkla pirincin taşını!..”

Biz de normalleşme olmaz!

Doğamıza aykırı!..

Aksiyon olmadan yapamıyoruz.

“Buradan denize girmek tehlikeli” diye uyarırsın…

Biri gider girer!

Sonucu, uyaranı haklı çıkarır!..

“Hızlı gitme, sürat felakettir” dersin, takan olmaz.

Radar da fayda etmez.

O direksiyonu tutan, bir anda kendisini Schumacher zanneder!

Gaz pedalına öyle basar ki dönüşü olmayan bir yola çıktığını anlamaz bile…

Bizdeki en iyi yollar kabul edilen otobanlar bile karayolları standartlarına aykırı sonuçlar doğurabiliyor bazen…

Köprü ve viyadük bağlantılarından geçerken yaşanan o duygu yollarımızın standartlarını ortaya koyması bakımından önemli olsa gerek.

Her bayram, her tatil döneminde klasik olarak yapılan bu uyarıların bugüne kadar sonuç vermediğini gördük.

Bu bayram, daha doğrusu 11 Mart’tan bu yana Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın her akşam yaptığı uyarıların da artık sonuç vermediğini görüyoruz.

Koronavirüs hız kesmeden yoluna devam ediyor.

Kim bilir belki de Koca’nın uyarılarını dinlemeyenler arasında yeni uygulamalar için karar vermesi gerekenler de vardır!

Haziran ayına kadar alınan önlemlerin gevşetilmesiyle birlikte virüsün pik yapma eğiliminin artmasında belki de bu karar vericilerin eskiye dönüş özlemi vardır.

Kurban Bayramı’nda sarmaş dolaş olanların fazlalığı düşünülürse önümüze çıkacak tablonun çok da hayra alamet olacağı söylenemez herhalde…

 “Görünün köy kılavuz istemez” derler!

Aylar öncesinde uyarılarda bulunan, bu nedenle de hakkında soruşturma açılmasına izin verilen Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın yargılanmasını isteyenler bu tablo karşısında ne diyecekler acaba?

Bilimsel verilerden hareket etmedikçe durum işte böyle oluyor.

Sonuçlar iyiye gideceğine daha da kötüleşiyor.

17 Ağustos’ta özel okullar, 31 Ağustos’ta devlet okullarının, mart ayında ara verilen yüz yüze yani okulda eğitime geri döneceği açıklandı.

Bilim insanları bu olasılığın gerçeğe dönüşmesi için vaka sayısının 900’lü rakamların altına düşmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.

Veriler şimdilik bunun mümkün olmadığını ortaya koyuyor!

15 gün sonra özel okulların kapılarını açacağını varsayarak bu tablodan, “Böyle bir ihtimal söz konusu olabilir mi?” diye de sormadan edemiyor insan!..

Bazı konular gerçekten çok hassas.

Uygulamada insanların iyi niyetine bırakılmayacak kadar ağır bedelleri olabiliyor.

Hız bir felaketse…

Araçların kadranları buna göre ayarlanabilir.

Denize girmek bir noktada tehlikeli ise girilmesine kesinlikle izin verilmemeli.

Bütün bir dünyayı esir alan salgın Türkiye’yi teğet geçmeyeceğine göre…

Tedbirler daha en başından katı bir şekilde alınmalıydı!

Okullar tatil edildiğinde, yani ilk vakalar ortaya çıktığında iki hafta sokağa çıkma yasağı konulsaydı, bugün bu noktada olur muyduk?

Şimdi ayıkla pirincin taşını!..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.