CHP’YE İNCE AYAR

CHP’nin 37. Büyük Kurultayı yapıldı ya; aynı gün kıyametler kopmaya başladı.

Türkiye’yi belki de düzlüğe çıkaracak olan isimlerin görev üstlendiği umut kurultayından sonra belli ki, birileri rahatsız oldu.

Bir anda Kılıçdaroğlu hazımsızlığı hortlatıldı.

Sosyal ve görsel medya, yeni bir parti arayışı başladığını dillendiren söylemle çalkalanıyor.

Anlayacağınız paket servislerle kafa karıştırılıyor.

Böl-parçala- yut mantığının özel tetikçileri, karıştırıcılığın ön çalışmasını yapıyor. Düğün, dernek kurulmuş sanki, CHP’nin zayıflatılması için halay çekiyorlar.

İnce’ci olduğu anlaşılan bazı amigolar, bilerek yaptıkları duyurularla AKP’nin değirmenine su taşıyor!

Çığlıklar özetle şöyle: “Dokuz kez seçim kaybetti. (Nedense, yerel seçim zaferi görmezden geliniyor) Kılıçdaroğlu ile olmuyor. Parti sağa kaydı. Parti içi demokrasi yok. Delegeler serbest bırakılsın. Yeniden seçim olsun. Ya da Muharrem İnce yeni bir parti kursun.”

Öncelikle bilinmesinde yarar var. Kılıçdaroğlu normal koşullarda hiç seçim kaybetmedi. Dokuz seçim kaybettiğini öne çıkarırsanız, demokrasiyle yönetildiğimizi ve demokratik ortamlarda, eşit koşullarda seçim yapıldığını söylemiş olursunuz.

Diktatörlükle idare edilen bir ülkede demokrasinin varlığından söz edebilir miyiz?

Kedilerin girmesiyle, ölülerin oy kullanmasıyla, sandıklardaki oyların yer değiştirmesiyle şekillenen seçim sonuçlarını görmezden gelebilir miyiz?

OHAL gölgesinde, devlet gücüyle kazanılan antidemokratik seçimler normal midir?

3.5 milyon sahte oyla dönen seçim, seçim midir?

AKP iktidarında yapılan seçimlerin hileli olduğunu mahkeme kararları belgeledi. Söz konusu bu gerçeklere sırt çevirirseniz, tüm seçimleri meşrulaştırmış olursunuz.

Demek ki, Kılıçdaroğlu bahane, göstere, göstere sergilenen kumpas şahane.

ZAMANLAMA DİKKAT ÇEKİCİ

Sosyal demokratlar ne zaman iktidar alternatifi olsa, ya kumpasla, ya da, darbeyle önü kesiliyor.

Yetmiş yıldır sergilenmekte olan oyunun senaryosu hep aynı: Böl-parçala-yut!

Kılıçdaroğlu’na çamur atamadılar. Dürüstlüğüne, demokratlığına, çalışkanlığına, kucaklayıcılığına toz konduramadılar.

Baktılar ki, büyükşehirler gitti. Gördüler ki, CHP sürekli yükseliyor.

İnce, ince doğramaların fitilini ateşlediler.

Zamanlamaya bakar mısın?

CHP’nin oyları yüzde 32’lere çıkmış. AKP ise eriyor. Araştırmacılar AKP oylarının yüzde 27’lere düştüğünü ve yeniden tırmanış göstermesinin çok zor olduğunu söylüyor.

Tam da bu sırada, şapkadaki tavşanlar, “Muharrem İnce parti kursun” feryatlarına başlıyor. Kılıçdaroğlu üzerinden yüklenilerek, “Sosyal demokratlar iktidar olmamalıdır” demeye getiriliyor.

İyi bilinmelidir ki, amaç üzüm yemek değildir. Amaç, bağcı dövmektir.

İNCE’NİN PARTİSİ

Türkiye ekonomisi, Düyun-u Umumiye sürecine girerken, iktidar olasılığı

yükselmiş durumdaki CHP’den ayrılarak parti kurmanın açıklaması yoktur.

Kılıçdaroğlu’ndan daha çok Atatürkçü ve daha çok yurtsever olduğunu söyleyen Muharrem İnce böyle yaparsa, nedenini anlatamaz.

Her şeye karşın İnce bir parti kurulursa, (Ki, öyle hava esiyor) bunun adına, Recep Tayyip Erdoğan’ın koltuğuna bekçilik yapan Devlet Bahçeli ile Doğu Perinçek’in oturdukları aynı sofrada yer alma kurnazlığı denir.

Şimdi anladınız mı, Muharrem’in Saraya sessizce neden daldığını?

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açılan bağış kampanyasında toplanan yüklü rakamların açıklamasını yapamayan Muharrem İnce en azından beni şaşırtmadı.

Seçim gecesi kaçan, “Adam kazandı” diyerek antidemokratik seçimleri meşrulaştıran İnce’ye, Recep Tayyip Erdoğan’ın sofrası hayırlı olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.