Atatürk’ün başarılı öğrencileri ödüllendirildi

Karacabey Atatürk İlköğretim Okulu öğrencilerinin, “Dünya
Su Günü” nedeniyle düzenlenen resim ve kompozisyon yarışmalarında elde
ettikleri başarılar ödüllendirildi.

            Çevre ve
Orman Bakanlığı Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü’nce Bursa genelindeki tüm
ilköğretim okullarının da katılımıyla yapılan, “Su Kalitesi” konulu
yarışmalarda suyun önemini genç nesillere anlatmak amaçlandı.

            Atatürk
İlköğretim Okulu 8/A sınıfı öğrencisi Elif Kartal resim dalında il ikincisi
olurken, 8/C sınıfı öğrencisi Sümeyye Nur Demir de kompozisyon yarışmasında il
üçüncülüğünü elde etti.

            Dereceye
girerek önemli bir başarıya imza atan öğrencilerimiz önceki gün Bursa DSİ
1.Bölge Müdürlüğü’nde yapılan törenle ödüllendirildi. DSİ 1. Bölge Müdürü Vahit
Baygüneş, başarılı öğrencileri tek tek kutlayarak ödüllerini takdim etti.

            Törene
Atatürk İlköğretim Okulu Müdür Yardımcısı C.Nurettin Tekkanat, Türkçe Öğretmeni
Banu Yücer ve Görsel Sanatlar Öğretmeni Şenol Özdemir’in yanı sıra, öğrenci
velileri de katıldı.

 

CANA, CAN GEREK! (Sümeyye
Nur DEMİR Atatürk İlköğretim Okulu 8/C)

            Can,
insanoğlunun uğrunda her şeyini verdiği varlık. Can, canan için vazgeçilen
beden. Can, cana can katmak için uğraşan, didinen. Cana, can katmak için bir
yudum hayata ihtiyaç duyan can. Bir yudumuyla canlandırır bütün bedenleri o
muhteşem birleşik, o muhteşem ab-ı hayat.

Dünyanın var oluşundan bugüne dek vazgeçilmezimiz olmuştur
“su”. Cenab-ı Allah, kâinatı yaratırken dünyanın da insanın da temel yapısını
suyla oluşturmuştur. Bırakın insan vücudunun %75’inin su olmasını, taş gibi
sert görünen kemiklerimizin bile %22’si sudan oluşmaktadır. Dahası Aslı ile
Kerem’in tutuşan vücutlarını söndürmek için de Ferhat’ın Şirin’ine
kavuşabilmesi için de tek bir şeye ihtiyaç vardır: Su!

Su, cana can katar. Cana yoldaşlık
yapar. Su, öyle büyük bir nimettir ki yanıcı hidrojen ile yakıcı oksijenin
birleşmesinden söndürücü bir yapı elde etmiştir yüce Yaradan. Yediğimiz
yiyeceklerden, giydiğimiz giyeceklerden tutun da içtiklerimize kadar hatta
soluduğumuz havaya kadar her şeyde belli miktarda su molekülleri vardır. Biz
canlıların hayatında bu denli büyük bir yer tutmuş olan suya gereken değeri
verebiliyor muyuz peki? Verilecek cevapları şimdiden duyar gibiyim: HAYIR!

Biz insanların görevi, suyun tasarruflu kullanılmasını
sağlamak kadar suyun kalitesini de sağlamaktır. Çünkü insanların günlük hayatlarında
en çok tükettikleri besin olan suyun mikroplarla dolu olması insan hayatını
tehlikeye atacaktır. Bu tehlikelerden kendimizi ve gelecek nesilleri kurtarmak
için yapmamız gereken en önemli şey; suyun kalitesini artırmak konusunu bir
devlet projesi gibi görüp Avrupa standartlarına uygun büyük arıtma sistemleri
kurmalıyız. Atık sularının, içme sularına karışmasını önlemeliyiz. Gelecek
yıllarda “su” için savaşların bile çıkacağını belirten büyüklerimize seslenmek
istiyorum: Yeni yeni özel su fabrikalarına yatırılan paraları, insanların
çeşitli yerlerden aldıkları damacanalara verdikleri paraları üst üste koysak
çoktan arıtma sistemlerini kurmuş olmaz mıydık? Böylece birkaç firma yerine
ülkemiz kazanmış olmaz mıydı? Bilim adamları uzayda, ayda “su var mı?” diye
araştırma yaparken bizler neden elimizdeki mevcut su kaynaklarını kurutuyoruz?

Pek tabiî ki bu iş sadece arıtma sistemleriyle olmuyor.
İnsanları çevreyi, havayı ve suyu kirletmemeleri için bilinçlendirmeliyiz.
Çünkü kirlenen suyun içinde ne mineral ne vitamin ne de sertlik derecesi normal
kalır. Bunlardan yoksun olan da insan hayatını olumsuz etkiliyor. Araştırmalar
göstermiştir ki birçok bulaşıcı hastalığın etkenlerinden biri sulardaki
mikroplardır. Sularımız mikroplardan arındırılsa, mineral ve vitaminler
bakımından donatılsa su gibi aziz bir nimet nasıl hastalığa yol açabilir ki?

Su, yaşamın vazgeçilmez bir parçası gibidir. Canlıların en
çok ihtiyaç duydukları gereksinimdir.

            Su,
hayatın kılcal damarıdır. O koparsa, hayat biter!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.