Sadık Yılmaz’la bir dakika

Sadık Yılmaz’la bir dakika
Telefonun öbür ucunda Sadık Yılmaz: “Bursalı nasılsın, neler yapıyorsun?” derken mesajı aldım.
Esnaf Kefalet Kooperatifi’nin seçimleri vardı. Ben de merhum Sadık Yılmaz’ın onaylamadığı karşı listeyi destekliyordum.
Hatırımı sorarken, konuyu açmamı beklediğini hissettim: “Geliyorum Abi” dedikten sonra atlayıp Sütaş’a gittim.
Her zamanki şıklığı, kibarlığı, nezaketi ve güleryüzüyle kapıda karşıladı. Sonra, konukseverliğini kusursuzca yerine getirirken, “Anlat bakalım” dedi ve neyi istediğini bu iki sözcükle açtı.
Detayda boğulmak istemeyen Sayın Yılmaz’ı biraz tanıdığım için anlamıştım ne istediğini.
Dersime yolda hazırlanmıştım ve doğrudan konuya girerek başladım anlatmaya.
Yarım saate yakın konuştum. Sözümü hiç kesmeden dinledi:
“Abi, bu kez tamam. Esnaf Kefaleti gençleştireceğiz” dedim…
Güldü ve “Olmaz o iş” derken kazanma isteğimin azalmaya başladığını hissettim.
Doğrusunu söylemek gerekirse etkilenmiştim. Bir süre sustum. El sıkışıp birbirimize başarı diledikten sonra ayrılacaktım ki; “ADD’nin nasıl gittiğini sordu. Belli ki, biraz daha konuşmamı istiyordu.
O sıralarda Atatürkçü Düşünce Derneği Karacabey Şubesi’nin başkanlık görevini yürütüyordum. Oturdum ve yarım saate yakın da ADD ile ilgili bilgi verdim:
40 milyarımız olduğunu, 20 milyar daha topladıktan sonra, 60 milyara pazarlığını yaptığımız 160 metrekarelik daireyi ADD’nin üzerine alacağımızı, burada eğitim amaçlı sosyal, sanatsal ve kültürel etkinlikler yapacağımızı dile getirdim. Gençleri Atatürkçü çizgide toplamayı istediğimizi söyledim. O’nun karşısında ilk kez sözümü tamamlayamadım.
“Peki öyleyse sen niye yardım istemiyorsun” derken ses tonunu biraz yükseltti.
“Git o yeri hemen al, üstünü ben tamamlarım” sözleri kulaklarımda hala çınlamaktadır.
Biz görüşürken odaya en az 10 kişi geldi. Ya iş, yada yardım istedi. Birine bile olumsuz yanıt veremedi.
Yardım istemeye gelenleri anımsatıp sıra bulamadığımızı söylemeye kalkınca tekrar yüklendi: “Git o yeri al, mümkünse bu gün bitir” diye kükrediğini unutamam.
Liderlik özellikleri taşıyan Sayın Yılmaz, mücadeleci ruhlu, akıllı, zeki, kararlı, uygulamacı, babacan tavırlı ve zamanlamayı çok iyi kullanan büyük bir yardımseverdi. Çok dinlerdi. Az konuşur, öz konuşurdu. Benden 20 yaş büyüktü. Sınırı O’nun belirlediği düzeyli bir arkadaşlığımız oldu. Siyasi tartışmalarımızda, zaman zaman ters düşsek de sonunda iyi anlaşırdık.
Odadan çıkmaya hazırlanırken, “Birşey daha söylemek istiyorum, ancak çekiniyorum” dedikten sonra, hiç soluklanmadan “Size bir çok insan, Hacı Abi ya da Sadık Amca” diyor. İkilem içinde kalıyorum. İçimden Abi demek geçiyor. İzin verirseniz size bundan sonra da Abi demek istiyorum’u sıralayıverdim.
Güldü, dilediğin gibi seslenebilirsin anlamında başını salladı. Bir eliyle sırtımı sıvazlarken dostluğunu hissettirdi. Diğer eliyle de yolumu gösterdi. ADD’ye yer alınması konusunu ise bir kez daha anımsatmayı ihmal etmedi. Çok keyif aldığım bir sohbetten sonra yeniden Esnaf Kefalet Kooperatifi seçimlerini düşünmeye başladım. Biraz da hırslandım.
Esnaf Kefalet Kooperatifi seçimlerini de O’nun desteklediği liste kazandı.
Dün gibi anımsıyorum…
Merhum Sadık Yılmaz, dört yıl önce bugün rehberimiz olurken, ölümsüzleşti…
O’nu unutmak olası mı?
***
Yayaların haklarına saygı duyulmalı
Karacabey Belediyesi’nin yaya kaldırımların işgal edilmemesi konusunda Meclis’in aldığı bir kararı biraz geç de olsa uygulamaya koyması sevindiricidir. Ancak bazı esnaflar buna tepki göstermiş.
Üstelik, Belediye bu uygulamadan vazgeçmezse, iş yerlerini açmama tehdidinde bulunmuş.
Anlaşılan o ki, bir avuç esnaf, biraz daha ayrıcalık istiyor.
Yasaymış, yönetmelikmiş, onlar için pek önem taşımıyor.
İşgale göz yumularak, yasaların çiğnenmesine izin verilmiş olması nedeniyle Belediye’nin suçlu duruma düşmesi de onları pek ilgilendirmiyor…
Onlar, 40 kişi, geri kalan 51 bin 960 kişinin haklarını da görmezden geliyor…
Bu tutumlarıyla, çağdaş kentleşme de istemiyor onlar…
Onlar, Karacabey’in köy görünümünden kurtulmasına karşı çıkıyor.
Kısaca onlar; “Rab bana, hep bana” diyor.
Ancak hiç olmuyor.
Bu konuda, Karacabey’in yüzde 99’un üzerinde bir sayı Belediye’yi haklı buluyor ve destekliyor.
Doğrusu da bu değil mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.