Onur, Koç’u suçladı
Onur, Koç’u suçladı
Anavatan Partisi Karacabey Belediye Başkan Adayı Erol Onur, düzenlediği basın toplantısıyla Belediye’nin talan edildiğini iddia etti.
Onur, önceki gün seçim bürosunda Başkan Ergün Koç’un, Belediyeyi zarara uğrattığı yönündeki iddialarını belgeleriyle ortaya koydu. Belediye’nin çeşitli yollarla zarara uğratıldığını yineleyen Onur, söz konusu alımlarda faturaların abartıldığını ileri sürdü.
29 Mart Yerel Seçimleri yaklaştıkça siyasi tansiyonun tırmandığı Karacabey’de, eski Belediye Başkanı Erol Onur yaptığı çıkışla siyaset kazanının altını eteşledi.
Belediye Başkanı Ergün Koç’u topa tuatan Onur, iddialarını şöyle sıraladı:
“5 yıl öncesinde Türkiye bazında 14. sıraya yerleşerek örnek bir belediye olan Karacabey, son 5 yılda nasıl bir enkaz haline getirildiğini belgeleriyle açıklıyorum. İsrafçıların, savurgancıların, iş bilmezlerin ve bürokratların yönettiği kurum ancak şekilde çökertilir. 2004 yılında o gün Demokrat Partili olan Ergün Koç’a devrettiğimizde kasada 2.6 trilyon nakit ve kısa zamanda tahsil edilecek 11 trilyon para vardı. O günün DP’lisi ve bugünün AKP’lisi Ergün Koç’u geçtiğimiz günlerde katıldığı bir canlı yayında Karacabeylilere her yıl 15 trilyonluk hizmet ettiğini, borçsuz bir Belediye olduklarını ve daha da yatırım yapacak trilyonların var olduğunu ifade ederken izledik.
Kısaca bir hesap yapalım: Her yıl 15 trilyondan 5 yılda toplanan 75 trilyon İller Bankası’ndan gelen bedel de 10 trilyon ve bizim de kasada bıraktığımız 14 trilyon, toplam 99 trilyon. Peki Karacabey’e hizmet ettiğini söyleyen kişinin bir de harcamalarına göz atalım. Atatürk Kültür Parkı, 5.5 trilyon, Pazar Yeri 2 trilyon, parke taş döşeme işi 2 trilyon, elektrik şebekesinin yer altına alınması (bu görev tamamıyla TEDAŞ’a aittir) 1 trilyon, Yeniköy’de çevre düzenleme işi 1 trilyon, toplam 11.5 trilyon. Peki Karacabey’de 99 trilyonluk hizmet gören var mı? Gören varsa bize de göstersin. Hesap ortada. Hadi bu işi biz bilmiyoruz diyelim, bizim göremediğimiz 20 trilyon daha bir harcama var sayalım. Onuda geçelim, bir 20 trilyon da çalışanlara ödendi. Yine 100 trilyona ulaşmak adına 50 trilyon gerekiyor. Bu para nerede ve nasıl buharlaştırıldı? Şu anda Belediye’nin trilyonlarca borcu olduğu bir gerçektir. Belediye maalesef iflas etmiştir. Bu nedenle Karacabey esnafının alacakları da aylardır ödenmiyor.
İflas belediyeciliği milletin gözünün içine baka baka çarçur ederek beşte bir fiyatına yapılacak tüm işleri yüksek faiş fiyatlarla yaptırdı, faturalar şişirildi.
1- Halk ekmek günde 2500 adete düşürüldü. 8 kişiyle üretilen ekmekteki zarar trilyonları buldu.
2- Gıda adına alınan tüm faturalar şişirildi. 3 liralık mal 6 liraya fatura ettirildi. Buradan kimler, nasıl faydalandı hesabını bilen yok.
3- Kamuoyuna kendi cebinden diyerek hediyeler ikram etti. Faturaların hepsini Belediye’ye ödetti.
4- Karacabeyspor’a S plaka adı altında yardım kapısı aralandı. 2008 yılında 100’ü aşkın S plakası verildi. Her birinden iddiaya göre 3.5 bin lira Karacabeyspor’a aktarıldı. Toplanan 400 bin lirayı aşkın bir bedel söz konusu. Gelinen noktada Karacabeyspor’ dan alacağını tahsil edemeyen esnaf ve futbolcular, inim inim inletiliyor. Üstelik verilen S plakalarının çoğu şehir dışından yandaşlara peşkeş çektirildi. Bir de şampiyonluk adı altında göz boyayacak bir gece tertip ediliyor. Yüzsüzlüğün bu kadarı olmaz. Ortada ne para var ne de yetkili! Futbolcular bile geceyi protesto ederek katılmıyor. Karacabeyspor birilerine 5 yıldır güzel bir kazanç kapısı oldu. Ağzımızdan çıkmayan ifadelere başvurarak Karacabeyspor’u sigara dumanına benzettiğimizi iddia eden kişiler, önce S plakalar için toplanan ve gerçekten de duman olan paraların hesabını versinler. Havai fişek ve gösteriler sonra gelsin.
5-Özel firmalardan özel otomobiller kiralandı. Mazotu ve şoförü belediyeden tahsil edildi. Ödenen faturalarla aracın kendisi kuruma kazandırılabilirdi. Bu araçla da aylarca kimin ne yaptığı belli değil.
6-Su abonelerine sayaçlarınızı akıllı sayaç ile değiştireceğiz dendi. Piyasada 100 ila 135 lira arasında satılan sayaçlar vatandaşa 250 liraya satıldı.
7- Karacabey suyunu tuz ve kimyevi arıtma maddeleri pahalı diye içme suyu arıtma tesisini devre dışı bırakarak tamamen ham işlenmemiş suyu Karacabeyli’lere göz göre göre içirtti.
8- Her yıl 500 talebeye burs veriyorum dedi. Bu sayı 180 talebeyi aşmadı. Yine bu dönemde de yüzlerce öğrencimiz Belediye’ye burs için başvurdu. 2008 -2009 sezonu neredeyse sona erecek. İnsanlar avutuldu, burslardan haber yok.
9- Gazetelere bol bol poz vererek davalardan aklandım dedi, bir kez daha kamuoyunu yine yanılttı. Birçok davası danıştayda mevcut.
10- 5000 kişiye iş vadedildi, diğer yandan Seyran ve Cambaz sırtlarına 10 bin kişiye iş sahası açılacak, KOTİYAK projesini dava açarak iptal ettirdi. Böylelikle Organize Sanayi Bölgesi’nin önünü tıkadı.
11- 365 günün 200 gününü izinli ve raporlu olarak Karacabey dışında kendi özel işlerini takip etmek için geçirdi. Etik olmadığı halde finansman danışmanlık yaparak para kazandığı firmaların işlerini Belediye’nin imkanlar, mesaisi ve arabasıyla takip etti.
12- Her yeri mobesa kamera sistemiyle donanmış Belediye kurumundan 3 adet bilgisayar buharlaşıyor. Olayı yargıya intikal ettiren kişiler cezalandırılıyor. Bu bilgisayarların içindeki bilgi ve hesapların ne olduğu kamuoyunca merak ediliyor.
13- Belediye araçlarının tüm camları siyah film çekilerek, bazı personelin özel işlerinde kullanılıyor. Üstelik bir çok araç da gece personelin özel aracı gibi evlerin önünde park ediliyor.
14- Belediye imkanıyla dağıtılan erzak, kömür gibi gariban insanımızın faydalanacağı yardımların maalesef birçoğu yandaşa dağıtılıyor.
Gelinen noktada Karacabey Belediyesi’nin nasıl iflas ettiğini sizlere küçük faturalarla göstermek istedim. 29 Mart Yerel Seçimleri’nde halkın teveccüğü ile tekrardan iş başına geldiğimde tüy bitmemiş yetimin hakkını böyle pervasızca çarçur edenlerden en ufak kuruşuna kadar hesap soracağımın bilinmesini isterim. 10 yıl boyunca ne yedim, ne de yedirdim. Milletimin adına hesap sormazsam nağmerdim!”