Şimdi ne olacak?
Namık Kemal Zeybek
adını 1970 yılından bu yana duymaktayım. Akademi eğitimi için gittiğim Eskişehir’de, Kredi Yurtlar
Kurumu’nun yurdunda kalıyordum. Yurt
arkadaşlarımın arasında, Çankırı İli Ilgaz İlçesinden gelen öğrenciler de
vardı. Zaman zaman sohbetlerimizde Namık Kemal Zeybek’in adı çokça telaffuz edilmekte.
Ilgaz’lı arkadaşlarım, Ilgaz’da kaymakamlık görevinde
bulunan Zeybek’i yere göğe sığdıramıyorlar. Ülkücülüğünden, milliyetçiliğinden
ve delikanlı uygulamalarından dem vurmaktalar.
Daha sonra, Zeybek’i Bursa Keles Kaymakamlığında görüyoruz.
Tabii, Ilgaz’lı arkadaşlarımızdan edindiğimiz önbilgilerim mevcut. Ülkücü
düşüncelere sahip olan Zeybek,1977 milletvekili genel seçimlerinde MHP
listesinden Bursa milletvekili adayı. Otuzüç yaşında, genç ve enerjik. Ses tonu
ve konuşma üslubu bakımından tam bir MHP’li. Seçim kampanyasında, birkaç kez
köy toplantılarında şahsen tanıma fırsatım oldu.
Netice olarak, MHP
Bursa’dan milletvekili çıkaramadı. Namık Kemal Zeybek de, eski görevine
dönecek iken, bir başka görev ufukta görünüverdi. 21 Temmuz 1977 tarihinde
Başbakan Süleyman Demirel başkanlığında kurulan
II. Milliyetçi Cephe Hükümetine MHP kontenjanından ve parlamento
dışından Gün Sazak Gümrük Ve Tekel
Bakanı olarak girdi. Zeybek, Gün Sazak tarafından bakanlık müsteşarlığı
koltuğuna oturtuldu.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurulan Anavatan Partisinde, 1987
seçimlerinde Zeybek’i milletvekili adayı ve seçimlerden sonra da
milletvekili görüyoruz. Bilahare, Kültür Bakanlığı koltuğunda. Hatta, Özal’dan
sonra da adı ANAP Genel Başkanlığı için
geçmekteydi. Mesut Yılmaz’ın genel başkan seçilmesi ile, ANAP’taki ikbal kapısının kendisine
kapandığını düşünen Zeybek, Ortaasya’ya
yönelmiş ve Ahmet YESEVİ Vakfına sıkıca sarılmıştır.
1977 seçim kampanyası sırasında, sert şekilde eleştirdiği
Demirel ile, Ahmet Yesevi Vakfında kol kola girmeyi başarabilmiştir.
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı görevine getirilmiştir.
Dikkat edilirse Zeybek, siyasetin sağ kulvarında bir uçtan,
bir uca seyahat etme becerisine sahip bir
politikacıdır.
Kendisi Bayburt’ludur, Kelkitli olan Doğan Holdingin sahibi
Aydın Doğan’ın bacanağı ve son günlerde AKP SEMPATİZANI OLAN Yiğit Bulut’ta
damadıdır.
Ha unutmadan ilave edeyim, Namık Kemal Zeybek’in tekrar MHP
yolculuğu ve ardından da Büyük Birlik Partisini ziyareti olmuştur.
Zeybek, 15 Ocak 2011 tarihinde yapılan DP büyük
kongresinde, en son ortaya atılan genel başkan adayı olmasına rağmen en çok oyu
alarak genel başkanlık koltuğuna oturmuştur.
Hatırlarsanız, Alpaslan Türkeş de1963 yılında Hindistan’dan
döndükten sonra, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne girmiş ve kısa sürede,
siyaset dehası Osman Bölükbaşı’yı saf dışı bırakmış ve partiyi ele geçirmiştir.
Bilahare de adını Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiştirmiştir.
Bunların siyasi genlerinde, kaşla göz arasında siyasi parti
ele geçirme özellikleri olduğuna inanır oldum.
11 Şubat 1961 tarihinde kurulan Adalet Partisi,1980
darbesinden sonra kapatılmış,23 Haziran 1983 tarihinde kurulan DYP de ham bir hayal uğruna 2007 tarihinde
ANAP ile DP çatısı altında birleşmiş.15 Ocak 2011 tarihinde de Adalet Partisi
ve Doğru Yol Partisinin ruhuna elfatiha.
Şimdi ne düşünüyorum biliyor musunuz? Köklerinin DP’ye,
AP’ye ve DYP’ye uzandığını her vesilede ifade eden ve sayıları oldukça fazla
olan siyasi topluluk, bundan sonra ne yapmayı düşünüyorlar?
-Yeni bir siyasi oluşum mu oluşturacaklar?
-Yoksa olan oldu deyip, daldan dala atlayan bir kadronun
peşine takılıp, siyasi yaşamlarını sürdürmeyi mi kabullenecekler?
Sanırım, önümüzdeki dönemde sorularımın cevabı daha net
anlaşılacaktır.