Güzel günler yakın!

Güzel günler yakın!
Karacabey’imizin güzel bir köyünün eski muhtarıyla görüştüm. Borçlarını ödeyemediğinden, maliyetlerin yüksek olmasından ve mahsulün para yapmamasından yakındı.
Aslında tarımla uğraşıp çiftçilik yapanların tüm Türkiye’de aynı sıkıntıları yaşadığı yakından görülüyor. Muhtar arkadaşım çuvalını 35 TL’ye aldığı fosforlu gübrenin 1 yıl içinde 130 TL olduğunu, fiyatın nasıl bu kadar tramplenden zıpladığını merak ettiğinden bahsetti. Bende ona gübre fabrikalarının özelleştiğini çiftçinin hizmetine değil, iktidara yakın kesimin çıkarlarına hizmet ettiğini söyledim. İnsanımızdan vergiyi eşit ve adaletli bir şekilde toplanmadığı için akaryakıta özellikle de çiftçimizin kullandığı motorine fahiş fiyatlarla zam yapılmaktadır. Açıkçası “Ben çiftçinin beline vururum. Sıkışıp geldiğinde ananı da al git derim” politikası izlenmektedir.
Çiftçimiz; maliyetlerin yüksek olmasından ve mahsullerin para yapmamasından ötürü harman vade aldığı traktör, motorin, gübre, tohum, ilaç, tarım ekipman ve sulama borcunu ödeyememiştir. Çarkı çevirmek için kullandığı kredileri maalesef tekrar kredi çekerek karşılamaktadır.
Hayvancılıkta yaşanan sıkıntılar ise apayrı bir konu. Hayvancılıkla uğraşan çiftçimiz et ve süt fiyatlarının düşük ve yem fiyatlarının ise yüksek olması nedeniyle ineklerini kestirmeye başladı. Yakında çocuklarımıza içirdiğimiz sütü ve yedirdiğimiz eti de ithal etmemiz işten bile değil. Dünya da, bir zamanlar kendi kendimize yetebilen yedi ülkeden biriydik. Şimdi temel besin maddesi olarak kullandığımız buğdayı bile ithal eder duruma geldik.
On dört rutubet olan dane mısır fiyatı 460 TL’den 430 TL’ye gerilemiştir. Daha da gerilemesi muhtemeldir. Bunun sebebinin ne olduğunu biliyor musunuz?
Maliye Bakanımız, her fırsatta eşiyle kameralar karşısına çıkıp gülücükler dağıttıktan sonra dalga geçer gibi “Ülke kaynaklarını ve kamu kurumlarını babalar gibi satarım” diyor. Maliye Bakanımızın genç yaşta Türkiye’nin en zenginleri arasına giren oğlu, 5 bin 5 yüz dönüm olan Gönen Tahirova çiftliğini satın aldığını biliyor musunuz? Çiftçimizin elindeki mısır bitmeden, Toprak Mahsulleri Ofisi kullanıldı. On dört rutubet mısırı 380 TL’den vadeli bir şekilde dane mısır hammaddesini kullanan üreticilere muhtemelen G.D.O. lı (Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar) mısır pazarlanmaktadır.
Bir zamanlar Atatürk’ün teşviki ile kurulan Toprak Mahsulleri Ofisi, sadece ülke çiftçimizin üretmiş olduğu tahılı alıp değerlendiren kurum! İşte o kurum 2008 yılı içerisinde ülke çiftçimizden bir kilo dahi buğday almadı. Buğdaydan sonra mısırda da oyun oynandı. Buradan Sayın Maliye Bakanı ve işadamı oğluna sesleniyorum: Padişah değilsiniz, kral hiç değilsiniz, hükümetler ve insanlar gelip geçicidir. Kalıcı olan haktır. Kendi menfaatlerini halkın çıkarlarından üstün tutanlar bir gün hayal kırıklığına uğrarlar.
Çalışkan, üretken ama emeğinin karşılığını alamayan çiftçimize sesleniyorum; karanlığın en yoğun yaşandığı an, güneşin doğuşuna en yakın olduğu andır. Bunu unutmayalım.

Fatih ERDEM (Ziraat Mühendisi)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.