Ermeni soykırımı yoktur!

Ermeni soykırımı yoktur!
1299 yılında Osman Bey tarafından kurulan Osmanlı Devleti, 600 yıl gibi uzun bir süre yaşadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları Asya’dan Avrupa’ya ve Afrika’ya kadar çok geniş bir alanı kaplıyordu… İmparatorluğun sınırları içerisinde çok çeşitli milletler (Türk, Arap, Çerkez, Kürt, Boşnak, Sırp, Ermeni, Yahudi, Bulgar…) yaşıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu tarihte en uzun yaşayan imparatorluklardan biriydi. Tarihçilerin söylediğine göre; Osmanlı’nın uzun süre yaşamasının en önemli sebeplerinden biri Devletin “Adalet sistemiydi.” Çünkü; Osmanlı Devleti, işgal ettiği şehirlerin, ülkelerin halklarının dini görüşlerine, gelenek ve göreneklerine karışmıyor, o ülke ve şehirlerin kalkınması ve imarı için ne gerekiyorsa yapıyordu…
Osmanlı Devletinin hoşgörülü, adil yönetimi sayesinde; Sınırları içerisindeki bu milletler, yüzyıllar boyu barış ve huzur içerisinde yaşadılar. Bu milletlerden biri de Ermeni’lerdi. Tarihçiler, Ermeni’lerin Osmanlı Devleti’ne en sadık millet olduğunu söylüyorlar… Ermeni’ler arasında Osmanlı Devleti’ne hizmet eden çok büyük devlet adamları, mimarlar, sanatçılar çıkmıştır…
Ne yazık ki Osmanlı Devleti, çeşitli sebeplerle duraklama ve gerileme dönemlerine girdi. Bu durumu fırsat bilen, Avrupa Ülkeleri ve Rusya, “Hasta Adam” olarak nitelendirdikleri Osmanlı Devleti’ne her cephede savaş açtılar. Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşayan milletleri (Bulgar, Yunan, Ermeni…) kışkırttılar. 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı başladı. Birinci Dünya Savaşı’na kadar, Osmanlı Devleti çok geniş toprağını kaybetti… Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Anadolu’da yaşayan azınlıklardan Ermeni’ler ve Yunan’lılar isyan ettiler. Ermeni’ler, Anadolu’nun bir çok yerinde olduğu gibi özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çeteler kurarak Türk köy ve kasabalarını bastılar; binlerce masum insanımızı katlettiler. Bu yıllarda Türk’lerle Ermeni’ler arasında karşılıklı çatışmalar oldu. Her iki taraftan da ölenler oldu… Osmanlı Devleti önlem alarak, Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan, isyan olaylarına katılan Ermeni vatandaşlarını, Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisindeki (Suriye, Lübnan, Ürdün’e) sürgün etti.
Savaş şartlarında olan, bütün bu olağan olayları, Ermeni Diasparasının çabasıyla bir çok Avrupa ülkesi ve Amerika, haksız yere soykırım olarak nitelendiriyor… Ne yazık ki gerçek soykırımcı ülkeler, bizi soykırımcı olarak suçluyorlar.
Soykırım; bir ulusun başka bir ulusu çeşitli sebeplerle devletin ordusuyla, bilinçli ve planlı olarak yok etmesidir. Örneğin; Hitler önderliğindeki Faşist Almanya’nın, (Yahudi’leri, Çingene’leri, Komünist’leri…) yok etmesi. Faşist Alman yönetimi 2. Dünya Savaşı yıllarında, sadece Yahudi’lerden 6 milyon insanı, toplama kamplarında ve gaz odalarında yok etmiştir. Türkiye tarihinde hiçbir zaman insanları siyasi görüşlerine, ırkına, dinine, diline göre öldüren, öldürülmesi gerektiğine inanan “Almanya’daki gibi faşist görüşlere sahip bir parti kurulmamıştır.
Avrupa’lıların (İspanyol, İngiliz, Fransız, Portekiz…) Amerika keşfedildiği zaman, oradaki yerlileri (İnka, Aztek) sistemli olarak yok etmeleri bir soykırımdır.
Yakın zamanda, 1970’li yıllarda, Amerika’nın Vietnam Savaşı soykırım değil midir? 15-20 yıl inadına sürdürülen bu savaşlarda 4 milyon Vietnam’lı hayatını kaybetti…
Günümüzde Amerika hangi gerekçeyle Irak ve Afganistan’ı işgal etti? Hani Irak’ta kimyasal silahlar vardı… Irak’a özgürlük ve barış gelecekti…
Amerika Irak’ta ve Afganistan’da ki durumu daha da içinden çıkılmaz bir duruma getirdi… Irak’ta 1 milyon insanın ölümüne, 2 milyon insanın ülkesini terk etmesine sebep oldu. Tabi ki Amerika Irak’ta petrol kaynaklarına sahip olmak için bu ülkeyi işgal etti. Çünkü; Saddam Hüseyin Amerika’ya karşı geliyordu ve Irak’taki petrol kaynaklarından Amerika’yı yararlandırmıyordu…
Gerçek soykırımcı ülkeler, Türk milletini tarihin hiçbir döneminde yapmadığı halde, bizi soykırımcı olarak suçlaması; akıl tutulmasıdır.
Bütün bu gerçekleri, Dünya’ya anlatamıyoruz. Yüzlerce büyük elçimiz yurt dışında görev yapıyor. Bütün bu gerçeklerin Dünya Ülkelerine anlatılması için, başta yurt dışındaki büyük elçilerimizin, aydınlarımızın daha çok çalışması gerekmiyor mu?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.