Bu suçun tek cezası hapis mi olmalı?

TT…

Doktorun adı bu…

Bursa’da bir hastasından “bıçak parası” adı altında para alırken suçüstü yapıldı.

Tutuklandı.

Şevket Yılmaz’da çalışıyordu.

İddiaları kabul etmedi.

Böyle bir durumda ne söylenebilir?

İlk söylenecek şey belli.

Mahkeme de bu yönde karar vermiş zaten…

“Yanlışlarımızı biliriz de onları düzeltmeyi çok az düşünürüz” diyor Fransız yazar La Rochefoucauld.

Kamuda çalışan bir doktorun hastasından para istemesi elbette yanlış.

Elbette kabul edilemez.

Peki, bu yanlışı becerikli cerrahların gönlünden söküp atmak için devlet ne yapıyor?

Yazarın dediği gibi bilinen bu yanlışı düzeltmek için doktorların iyi niyetine güvenmekten başka ne yaptı devlet?

Nasıl bir yol izledi bugüne kadar?

Özel hastaneleri teşvik edip, benzer ameliyatlar için doktorların 50 bin liralar, 100 bin liralar almasına sessiz kalırken vatandaşını düşünmeyen, korumayan devlet; kamuda çalışan doktorları bu koşullarda iyi niyetle nasıl baş başa bırakır?

Kamu ve özelde çalışan doktorların kazançları arasındaki uçurumun bir dengesi olmadığı sürece aynı ameliyatları yapan insanların nefislerini nasıl köreltebilirsiniz?

Hastadan bıçak parası alan doktoru, doktorları burada savunacak değiliz ama onları biraz da bu duruma iten yanlış uygulamaları görmezden gelmeye devam mı edeceğiz?

Eğitim ve sağlıktaki özelleştirmeler, özel hastane ve özel okul teşviklerinin insanları nasıl çaresiz bıraktığını artık görmek gerekiyor.

Türkiye’de özel hastane kavramının da iyi irdelenmesi gerekir.

Hastalara çıkarılan faturaların dili olsa da bir konuşsa…

Kalp cerrahisinde profesörlük noktasına gelen, riskli birçok ameliyatı başarıyla yapan TT, süreç içinde irtikâp suçundan mahkûm olursa eğer, bir daha mesleğini yapamayacak.

Bu durumda devlet, yetiştirdiği bir doktordan yararlanamayacak.

Suçu sabitse söylenecek bir şey yok ama yine de böyle durumlarda kamunun yararı açısından şu soru akla geliyor:

Bu nitelikte bir doktor, hapse girip meslekten men mi edilmeli, yoksa mesleğine devam etmesine imkân tanıyacak ama yaptığını da yanına kar bırakmayacak bir cezaya mı çarptırılmalı?

Zor bir soru elbette.

Cevabı da öyle…

Cemal Süreya, “Bir çiçek duruyordu, orada, bir yerde, bir yanlışı düzeltircesine açmış” diyor.

Bu soruya da böyle bakıp öyle mi yanıt vermek gerekir?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.