Neden KESK’e saldırılıyor?

Neden KESK’e saldırılıyor?
Neden KESK’e saldırılıyor? Karacabey Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Temsilcisi Salih Tunç, demokratik zeminde kurulan sendikalarının genel merkez ve İzmir’deki bazı şubelerinin savcı denetimi olmadan, hukuksuz bir şekilde basılıp bir çok evraka el konulduğunu belirterek tepki gösterdi.
Tunç, 34 KESK üyesinin de göz altına alındığına işaret ederek, “Yapılan sorgulamalar ve incelemeler sonucu, gerek KESK genel merkezinde, gerek İzmir şubelerimizde hiçbir suç unsuruna rastlanılmadı. Buna bağlı olarak bu güne kadar yapılan savcı sorgulamalarında gözaltına alınan 34 kişiden 20’si MYK üyelerimizle birlikte serbest bırakıldı. Diğer arkadaşlarımızın sorgusu devam etmektedir.
Bağımsız yargıya güveniyor, kalan arkadaşlarımızın da bir an önce serbest bırakılmasını bekliyoruz” dedi.
Tüm bu yapılanlarla KESK’e baskı yapıldığını vurgulayan Salih Tunç, “Peki bütün bunlar neden yapılıyor? Neden KESK’e baskı uygulanıyor? KESK olarak, grevli toplu sözleşmeli sendika yasası ısrarını mücadelesiyle birlikte sürdürüyoruz. Milli Eğitim Bakanlığındaki usulsüz atamalara ve kadrolaşmalara karşı hukuk mücadelesini devam ettiriyoruz. Öğretmenlerimizin uzman, kadrolu, sözleşmeli, ücretli gibi rütbelendirilmesine karşı çıkıyoruz. Öğretmenliğin süreklilik isteyen bir meslek olduğunda ısrar ediyoruz. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını, parasız, kamusal, nitelikli ve bilimsel olmasını istiyoruz. KESK olarak, sağlığın ve eğitimin özelleşmesine karşı çıkıyoruz. 01 Mayıs 2009’daki kararlı duruşumuzla tabuları yıktık ve Taksim meydanında kutlamalarımızı yaptık. Mayıs ayı başlarında Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya büyük bir yürüyüş düzenleyerek, hükümeti toplu sözleşme masasına oturmaya zorluyoruz. KESK, Türkiye’deki sendikalaşmanın önündeki engelleri Avrupa insan hakları mahkemesine taşıyarak, haklılığını dünya kamu oyu önünde kanıtlıyor. Uluslar arası çalışma örgütüne (ILO) başvurarak toplu görüşme değil, grevli toplu sözleşmeli sendika talebinin haklılığını orada da ispatlıyor ve ILO Türkiye’yi maalesef kara listeye alıyor. KESK laik, demokratik, sosyal hukuk devletinin, kurum ve kurallarıyla ülkemizde hayata geçirilmesi için mücadele ediyor. Ülkemizdeki şiddet ortamının ve akan kanın durdurulmasını ve PKK’ nın koşulsuz silah bırakmasını talep ediyoruz. Biz, ne yönlendirilebilir bir konfederasyonuz, ne de yandaşız. KESK iki milyon kamu emekçisinin sesi ve muhalif bir örgütüdür. Biz bunları isterken, birileri farklılıklara tahammül edemiyor ve mücadelemizden ürküyorlar. Yağma yok! Ne yaparsa yapsınlar, ne bizi susturabilirler, ne de mücadelemizi engelleyebilirler. Geçmişten aldığımız mücadele deneyimimizle birilerinin karanlık özlemine karşın, bu ülkeyi insanca yaşanabilir yapma yolunda bir adım geri durmayacağız” diyerek sözlerini noktaladı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.