Yıkılan 29 okul imam hatip olsaydı?

Yeni bir eğitim-öğretim dönemine adım atmak üzereyiz.

Peki, Milli Eğitim Bakanlığı ve okullar ‘Yüz yüze eğitim’e hazır mı?

Eğitim sendikaları ve muhalefet hazır olmadığını önü sürüyor.

Gerçekten de görünen o ki salgın sürecinde okulların fiziki yapılarının düzeltilmesi için hiçbir şey yapılmadı.
 **** 
Geçtiğimiz günlerde Bursa’da, Suriyelilere 6 okul yapılmasına ilişkin TBMM’ye bir soru önergesi veren CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan, önergede şu görüşleri savundu:

Pandemi döneminde AKP hükümeti tarafından yüz yüze eğitime başlanması kararı açıklanmış, okullarda gerekli hijyenin sağlanması, sosyal mesafenin korunması vb. kurallar okullar tarafından uygulanacaktır denilmiştir. Türkiye genelinde birçok kamu okulunda temizlik personeli eksikliği bulunurken, öğrencilerin kullanacağı tuvalet kağıdı, kağıt havlu ve hatta sabun bile bulunmazken, bu ortamda nasıl hijyen sağlanacağı merak konusudur?”

 **** 
Yüz yüze eğitimde en önemli sorun sınıf mevcutlarının durumu…

O konuda da CHP’nin bir diğer Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu’nun soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanlığı, önemli bir itirafta bulundu.

Bursa’da depreme dayanıklı olarak yıkılan okulların sadece 7’si yapılıyor.

Yıkılan okulların 15’inde inşaat çalışmaları devam ediyor, 14’ü ise proje ve ihale aşamasında…

Yani Bursa’da yıkılan 29 okul bu yıl da eğitime kapalı olacak.

**** 
Burada soru şu, depreme dayanıksız olduğu için yıkılan 29 okulun öğrencileri nerede?

Diğer okullara dağıtılmış durumda…

Soruyorum vicdanlı insanlara, bu okullar imam hatip olsaydı, çoktan en lüks şekilde yapılıp bitirilmez miydi?

Bir iktidar okullar arasında göz göre göre bu kadar ayırım yapabilir mi?
 **** 
Din eğitimini önceleyen, her köşede yeni camilere para yatıran bu iktidar okullara para ayırmadı.

Öyle olunca da eğitimde perişanları oynuyoruz.

Ülkemizin eğitimdeki vahim tablosunu Eğitim-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy şöyle özetledi:

Dünya Ekonomik Forumu raporlarına göre, 137 ülke arasında 99. sıraya gerileyen, fırsat eşitsizliğinin her geçen gün derinleştiği eğitim sistemi enkaz haline gelmiştir. Oysa 20 yıl önce 54. ve 10 yıl önce 77. sıradaki ülkemiz her geçen gün biraz daha geriye gitmektedir.”

****
Bu konuda bir başka veriyi daha aktararak, yazıyı tamamlayayım:

Dünya Ekonomik İşbirliği Kalkınma Örgütü (OECD)’nün 2016 yılı verilerine göre, Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye kadar her bir öğrenci için eğitim kurumlarına yıllık 5 bin 633 dolar harcanırken, OECD ülkelerinde ortalama oran bizim rakamın iki katı, yani 10 bin 502 dolar civarındadır. Türkiye’nin geride bıraktığı ülkeler ise Meksika ve Kolombiya gibi ülkelerdir. Bu konuda en fazla harcama yapan ülkeler, Lüksemburg 21 bin 470 dolarla birinci, ABD 16 bin 987 dolarla ikinci ve Avusturya 15 bin 806 dolarla üçüncü sırada bulunmaktadır. “

Bu rakamın 2020 yılında daha da düştüğünü söylemek mümkün…
**** 
Bu yazının dipnotu: Prof. Dr. Yüksel Özkan soru önergesinde MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Suriyeliler ülkemizde kalıcı olmamalıdır” sözlerini anımsattı. Sadece Bursa’da Suriyeliler için 6 okul yapıldığına göre Bahçeli’nin sözlerinin aksine Suriyeliler AK Parti hükümeti tarafından kalıcı hale getiriliyorlar anlamına gelmez mi bu?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.