UTANMAZ ADAMLAR!

Galatasaray’da 14 yıl futbol oynadı. Onun oynadığı 14 yıl boyunca Galatasaray hiç şampiyon olamadı. Kabadayı ve kurnaz geçindiği için hakeme sürekli itiraz ederdi ve her maçta kart görürdü. Sürekli yaptığı hakemi etkileyici hareketleriyle, düdüğü Galatasaray lehine çaldırmayı amaçlayan görüntüler sergilerdi.
Anlayacağınız, eğitimsizliği ve kültürsüzlüğü öne çıkarken, futboldan çok futbolun sahtekârlığını düşünerek geçti ömrü.
Türk futbolundaki şike ve şiddet olayları onun döneminde yeşermeye başladı.
Köprü altı kültürü ile sözde teknik direktör oldu. Ankaragücü ve Göztepe’den yarımşar sezon dolmadan kovuldu. Başarısızlığı dip yapmışken, proje gereği milli takımın başına getirildi. Burada da başarısız oldu. Ancak, üç yıl sonra Galatasaray’da teknik direktör olarak vitrine çıktı. Daha doğrusu, Mehmet Ağar, Alâeddin Çakıcı ve Abdullah Çatlı gibi ünlülerin(!) iteklemesiyle Galatasaray’a patron oldu.
Galatasaray, yenik ya da berabere iken maçlar, 100-105 dakika oynatılarak üst üste 4 yıl şampiyon yapıldı. O’na da imparator adı verildi. Futbolumuz dip yapmaya koşarken, sanırsınız milli takımı Avrupa, ya da dünya şampiyonu yapmış gibi sürekli taçlandırıldı.
İmparator ya, iki yılda 45’in üzerinde işe yaramaz futbolcu transferi yaptı. Galatasaray’ı milyarlarca borç batağına soktu. Kulüp, en değerli arazilerini satmasına karşın ekonomik açıdan hala belini doğrultamadı.
Buradan da iki kez kovuldu. Gel gör ki, gazeteciyim diye geçinen sözde futbol yorumcularından bir Allah’ın kulu eleştirmedi.
VER ELİNİ MİLLİ TAKIM
Git, gel. Git, gel. Ufak tefek kayıkçı kavgaları bahane, sömürü şahane..
Türkiye’deki kovulduğu kapılar nedense hiç kapanmıyor..
Milli Takım’dan Galatasaray’a, Galatasaray’dan Milli Takıma…
Bu arada 3’er ay Fıorantino ve Milan maceraları yaşadı. Sonuç fiyasko oldu ve imparatorluk buralarda hiç bir işe yaramadı.
Nedense İtalya’daki kulüplerden kısa sürede kovulduklarını aklımıza bile getirmiyoruz.
Kumaşta kalite olsaydı buralardan 3’er ayda kovulur muydu?
Nice spor adamları iş bulamazken, onun için Milli Takım ya da Galatasaray hazırda bekletilir.
Her yıl 3.5 milyon Euro maaş (Ayda bir milyar, 200 bin TL.’nin üzerinde) veriyoruz, ne zaman isterse Milli Takıma ya da Galatasaray’a baş tacı yapıyoruz.
İyi güzel de, başarı nerede? diye nedense hiç sormuyoruz.
Avrupa Şampiyonası’nda rezil olduk. Dünya Kupası’na katılmak için oynadığımız umut yeşertme maçında bir avuç İzlanda’ya 3-0 yenilince, hayaller başka bahara kaldı.
Faturayı, “geçiş dönemi” için getirilen Mircea Lucescu’ya kesmeye çalışmak, kanseri aspirinle tedaviye yönelmektir. Açıkçası, iflas etmiş durumdaki Türk futbolunun dip yapmışlığını örtbas etmek demektir.
Astığı astık, kestiği kestik bir teknik direktör, kadro dışı bıraktığı ve “bir daha bu kapıdan içeri giremezler” dediği isimleri, bir maç sonra yeniden çağırarak tükürdüğünü yalamadı mı? Milli Takımdaki rezalet zincirleri böyle oluşmadı mı? Söz konusu rezalet zincirlerine yeni halkaları kim ekledi?
Türk futbolunun dip yaptığını, kimse görmek istemiyor..
Herkesten çok milliyetçi ayaklarına yatan teknik direktörler, Euroları çuvalla götürürken, başarısızlığa medya bile kılıf hazırlıyor.
25 yıldır Türk futbolunun en önemli yerlerinde sınırsız yetkilerle görev yapacaksın, Milli Takımın ne oynadığını bilmeyeceksin.
Milli Takımın nereye gittiği belli değil. Milli Takımın oynadığı oyunda bir karakter olmaz mı?
Plan yok, program yok. Sistemsiz takım olur mu? Futbolda 25 yılda, istikrarlı bir şablon oturtulamaz mı?
Bir avuç İzlanda’dan utanın.
Yallah demeyle olmuyor bu işler.
Ne üst yapı, ne alt yapı var. Federasyonun üstü şişhane, altı keşhane olmuş. Kem-küm yaparak hala kimi kandırmaya çalışıyorsunuz?
Sözde milliyetçisiniz, sözde vatanseversiniz, sözde delikanlısınız ya, hiç bir şey vermediğiniz halde halkın parasını götürürken sergilediğiniz başarısızlığa neden sessiz kalıyorsunuz?
Milli Takım üzerinden milletin kanını emerek milliyetçi olunmaz!
Üstüne üstlük trilyonları götürürken arsızlaşanların isimleri stadyumlara verilerek Türk futbolu hiç kalkınmaz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.