Ölülere oy kullandırmak

Bu talimat uzaklardan geldi. ABD’nin  Pensilvanya 
(Pennsylvania) eyaletinden. Mezkür şahsın, hangi sıfatla konuştuğunu çok
kişinin bildiğini sanmıyorum. Parti başkanı değil, başbakan değil,
cumhurbaşkanı değil. Peki sıfatı nedir ki, okyanus ötesinden konuşuyor, talimat
veriyor. Yandaş medya da, konuşmayı tamamına yakın naklen veriyor.

Bence bu zat ya tarikat lideri, ya
cemaat önderi veya  imam sıfatı ile
konuşuyor olmalı. Biliyorsunuz, 28 Şubat 1997’den  bu yana ABD’de yaşıyor. Hakkında açılan
davaların tamamından beraat etmesine rağmen, yurda dönmedi. Görüşüne, desteğine
ihtiyaç hissedenler  ABD’ye gidip
yamacına sokuluyor ve hayır duasını (!) alarak, Türkiye’de siyaset yapmaya
çalışıyor.

Birkaç gün önce yine konuştu. Konu,
referandum oylaması ile ilgili. Diyor ki, “Referandum oylaması hayati bir
mesele. Herkesin oy vermesini ve evet demesini istiyorum. Hatta  mezardan ölülerin dahi kalkıp oy vermesini,
ölülerin de ruhlarının oy vereceğini ve referandumda evet oyu kullanacağını
görür gibiyim.”

Görülüyor ki, malum çevrelerce
referandum neticesinden bir hezimet kokusu alınmış olmalı ki; ta okyanus
ötesindeki zattan destek istenmiştir. Yani konunun, iktidarın ölüm kalım
savaşına dönüştüğü anlaşılıyor. Ölülerden dahi oy istemenin başkaca bir izahı
olabilir mi?

Mekür zat, konuşmasına devamla
“Ben, hiçbir siyasi partiye yakın veya uzak değilim, bütün partilere aynı
mesafedeyim.” Şimdi buna nasıl gülmezsiniz? Bu söyleyen, söylediğinde samimi
ise klinik bir vak’adır. Eğer samimi değil ise, malum zihniyetin aldatmaya
yönelik şark kurnazlığıdır. Nasıl olsa bu Millet, dini kisve altında kendisine
söylenen bir sürü masalı yaladı, yuttu.

Fakat vatandaşın da, bir nebze olsun düşünmesi gerekmez mi?
Bu zihniyetin dini söylemlerine, ekonomik söylemlerine, siyasi söylemlerine v e
de sosyal söylemlerine nasıl güvenilir, nasıl inanılır ve nasıl teslim olunur?

Hakikaten merak ediyorum. İnsanlar,
bunların hangi sözüne inanacaklar. Laf 
terazisinin kefesine, dara olarak kaç kiloluk dirhem koyacaklar?

DAĞITIM İŞLERİ

Referandum, YAŞ toplantısı, Balyoz soruşturması diye
vatandaş uyutulurken; çok önemli işler de bu arada vatandaştan saklanarak
gerçekleştirildi. Dört bölgede elektrik dağıtım işleri “ÖZELLEŞTİRİLDİ”

Toplam rakam 5.690.000.000.-TL. Eski para ile
beşkatrilyonaltıyüzdoksantrilyon TL. dikkat edin, elektrik üretimi
özelleştirilmiyor. Üretilmiş elektriğin dağıtım işi, bir başka deyiş ile
abonelere ulaştırılması işleri özelleştiriliyor.

Bu nedir biliyor musunuz? Bir
bölgenin elektriği aha trafodan alınacak, dağıtım şirketine teslim edilecek ve
dağıtım şirketi de abonelerin sayaçlarını okuyacak ve parasını tahsil edecek.
Yapılan işlemler için, devlete ödenen ihale bedelinin yanı sıra kar olarak bir
bedel daha tahsil edecek. Yani, abonelerden kullanmış oldukları elektrik
bedelinin yanında; tahsilat için yapılan masraflardan başka, devlete ödenen
ihale bedelleri de tahsil edilecek.

Sizin anlayacağınız, kullandığınız
elektriğe “ZAM” yapıldı. Enerji Bakanı da çıkmış dağıtım şirketlerini uyarıyor:
“sakın ha elektriğe zam yapmaya kalkışmayın”. İyi de bu dağıtım şirketleri bu
işleri devlete para ödeyerek, BABALARININ HAYRINA MI yapacaklar.

Neyse, vatandaşı yine de teselli
edelim. Elektrik zammınız  “HAYIR” lı
olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.