Kimse güvenmediği evin kapısını çalmaz

Barışmak iyidir.

Demirel’in bir sözüydü:

“Barışmasını bilmiyorsan küsmeyeceksin” derdi.

Siyaset için söylediği bir sözdü bu…

Pek çok şeyin söylendiği, kılıçların çekildiği Birleşik Arap Emirlikleri’yle nihayet barıştık!

Anlaşmalar yapıldı.

10 milyar dolar civarında bir para girişi olacak Türkiye’ye…

Suudilerle de barış kapıda duruyor.

Her iki ülkeyle bu kadar gerilimin nedenleri de önemli elbette.

Bizim millet kafa tutanı sever ama her kafa tutuşun bir faturası var.

Ödeme günü geldiğinde hesabı sana keser.

Katar’a dostluk beslerken Suudiler de, Birleşik Arap Emirlikleri de Türkiye ile ilişkilerini sınırlandırdı.

Mal almaz oldular.

Onlar bizden mal almazken biz onlardan aldık.

Bu da kaderin bir cilvesi…

Merkez Bankası’nın işlevsizliği, Maliye Bakanı’nın Cumhurbaşkanı’na tesir edecek gücünün olmayışı, ekonomistlerin çok da anlam veremediği “Faiz neden, enflasyon sonuç” dayatması Türkiye’de döviz kurlarını zıplatınca hem Birleşik Arap Emirlikleri hem de Suudiler yeniden yakın dost konumuna geldi.

20 yıllık Ak Parti iktidarında ekonomi ne zaman allak bullak olsa Arap sermayesinin ülkeye bir girişi oluyor.

Bir de tabii doğalgaz rezervi buluyoruz hemen.

Daha çok emlak, boğaz arazileri üzerine kurgulanmış Arap sermayesinin Türkiye’de yatırımı geliştirmediğini artık herkes görüyor.

Doğalgaz rezervlerinin de bugüne kadar ekonomiye bir katkısı olmuş mudur dersiniz?

Arap sermayesi iktidar açısından suni teneffüsü niteliğinde…

Çözüm olmadığı görüldü.

Hastayı sadece rahatlatıyor.

Tedavi etmiyor.

Ülke ekonomisinin rahatlayabilmesi, üstündeki hastalıkları atabilmesi için öncelikle hukukun tam işlemesi, adaletin egemen erklere göre değil, evrensel değerlere göre şekillenmesi gerekiyor.

Kurumların bağımsızlığının sağlanması da şartlardan birisi…

Merkez Bankası’nın başkanı ekonominin koşulları neyi emrediyorsa onu yerine getirmeli.

Bir karar almadan öce koşa koşa Saray’a gitmemeli.

Türkiye Büyük Millet Meclisi, eski gücüne, eski işlerliğine dönmeli.

Kuvvetler ayrılığı ilkesi tam anlamıyla hakim kılınmalı.

Unutmayalım.

Kimse güvenmediği evin kapısını çalmaz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.