Karabaş; Her seçmen oy kullansın!
Karabaş; Her seçmen oy kullansın!
Karacabey CHP Yöneticileri seçmeni yarın sandık başına giderek oy kullanmaya davet etti.
CHP İlçe Sekreteri Orhan Karabaş yarın 2012 yılına kadar ülkeyi yönetecek bir partinin seçileceğini vurgulayarak seçmenin oy kullanması gerektiğini belirtti. Karabaş, “ AK Parti’nin 4.5 yıllık dönemde ülkemizi getirdiği noktayı hepimiz biliyoruz. Görülüyor ki çiftçi, köylü, esnaf, emekli, memur ve işçi kesimleri uygulanan ekonomik modelle büyük bir çöküntü içine girmiştir. 2002 yılında 230 bin lira olan buğday 2006 yılı sonunda 410 bin lira oldu. Ancak 2002 yılı mazot fiyatı 95 kuruş iken 2006 yılı sonunda 2 lira 35 kuruş olmuştur. Çiftçimiz bu 4.5 yıllık dönem içinde sattığı malın fiyatında %63 artış sağlarken, girdilerinde; gübrede %120, mazotta %146 artışla ekonomik zarara uğratılmıştır.
Çiftçi bu nedenle üretemez, ürettiğini satamaz hale gelmiştir. Buna bağlı olarak esnafımız da siftah yapmadan dükkan kapamaya başlamıştır.
AKP iktidarı sadece rantçılara, faizcilere ve yabancı sermayeye kaynak aktaran bir uygulama içindedir. Ülke nüfusunun %20’si açlık sınırında, 20 milyon insanımız da yoksulluk sınırında yaşam mücadelesi vermektedir. Faizcilere ve rantçılara aktarılan kaynaklarla ekonomik büyüme masalı uydurulurken halk giderek yoksullaşmıştır.
PKK liderini hapishanede iken ülkeyi sıfır terörle alan AKP terörü yeniden canlandırmıştır. Her gün bir kaç şehit verilirken, ülkemiz parçalanma noktasına gelmiştir.
Ülkemizin banka, borsa ve sanayi kuruluşları yabancıların kontrolüne bırakılmış, toprak satışları ile bağımsızlığımız tehlikeye sokulmuştur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen birleşen ve bütünleşen CHP ülkenin makus talihini yeniden yenmek için iktidara talip olmuştur” dedi.
Halkın ezdirilmeyeceğini, ülkenin soydurulmayacağını, devletin böldürülmeyeceğini kaydeden Karabaş, “Dürüst ve şeffaf bir yönetim anlayışı ile ülkemizi çağdaş bir ülke durumuna getireceğiz. Kalkınma tarım kesiminden başlayacak. Çiftçi, esnaf ve sanayici sektörel bazda desteklenerek üretimi yaygınlaştıracağız. CHP iktidarında dokunulmazlıkları kaldırarak yolsuzluğa ve hortumlara son vereceğiz. Kaynakları halkın yararına kullanacağız. Yüksek faiz ve rant ekonomisine son vererek üretim ekonomisine geçeceğiz. CHP iktidarı yoksul aileleri sıfır açlık projesi ile destekleyecek. Üniversite gençliğinin aldığı destekle okuyabildiği, orta öğretim öğrencilerinin mesleklere yöneltilerek üniversite kapılarından dönmeyeceği bir mutlu Türkiye’nin iktidarı olacaktır.
Bu akşam işi gücü bırakıp iyi düşünmeliyiz. Yarın sandığa atacağımız sarı zarf ülkemizin kaderini belirleyecek. Halkımızın başı dik, tam bağımsız Türkiye için vereceği oylarıyla ülkemizin geleceğine el koymasını bekliyoruz. 23 Temmuz’da yeni bir iktidar, çağdaş, aydınlık bir Türkiye’de görüşmek istiyoruz” diye konuştu.
AKP SİNDİREMEDİ
Eğitim-Sen Temsilcisi Salih Tunç’un sendika temsilcisi olarak basına yaptığı açıklamalardan sonra sandık başkanlığı görevinden alınmasına da tepki gösteren Karabaş, “ AKP yöneticileri demokrasiyi işlerine geldikleri gibi kullanıyor. Kendilerini eleştirenleri sindirme ve yok etme amacı içinde hareket ediyorlar. Bunu toplumun her kesiminde görmekteyiz. Eğitim-Sen Temsilcisi Tunç basına yaptığı açıklamalardan dolayı eleştiriliyor. Demokratik toplumlarda sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların görüşlerini belirtmesi en doğal ve yasal hakkıdır. Eleştiriler olumlu da olabilir, olumsuzda. Yapılan eleştirileri hazmedemeyenlerin sorunları var demektir. Tunç basına açıklama yaparken sendika temsilcisi sıfatıyla demokratik hakkını kullanmıştır. Karacabey AKP yöneticileri verilen beyanatlardan ne gibi bir rahatsızlık duyduklarını ve Tunç’un sandık başkanlığından niçin uzaklaştırıldığını açıklamak zorundadır. AKP’liler, kendilerinin övülmesini veya önlerinde el pençe divan durulmasını mı istiyor? Sindirme ve ezme politikaları devlet kurumlarında görev almış kişilere daha kolay uygulanıyor. İlçe Seçim Kurulu ne gibi bir mazeretle Tunç’u sandık başkanlığından aldı bilemiyorum. Bu davranışlar iktidarlarının sonuna gelmelerinden dolayı giderayak yıpratma ve yıkma politikasından başka bir şey değildir” dedi.