Hastanede çıldırtan anlar!

1,5 yıldır daha çok kapalı olan okullar kapıları tam kapasiteyle açacak.

Milli Eğitim Bakanlığı, bu konuda bir aranın söz konusu olmayacağını ifade eden açıklamalarıyla gündemde.

Özel okulların birçoğu ise bu tarihi beklemeden kapılarını tam zamanlı ve tam kapasite ile açtı bile…

2019 yılının son ayında patlak veren 2020 yılını kâbusa çeviren Covid -19 nedeniyle okula gitmeden ekran başından eğitim alan birçok çocuk yarım yamalak okumayı öğrenmiş olarak pazartesi günü sınıfında olacak.

Okula yeni başlayacak çocuklardan farkları olmayacak.

Zorlu bir sürecin içinden geçmeye devam ederken, günlük vaka sayılarının 20 binin altına henüz kalıcı şekilde inmemesi haliyle tedirginlik yaratmaya da devam ediyor.

Covitten kaynaklı ölümler 200’lü rakamların üzerinde seyrediyor.

Bu kötü tablo içinde sevindirici olan ise aşı karşıtlığının pompalandığı bir süreçte aşı olanların sayısının giderek artıyor olması.

Bursa bu konuda ivmesini giderek yükseltiyor.

3 milyon 60 bin nüfuslu Bursa’da aşılanma oranının yüzde 78’e ulaşması kentimiz adına sevindirici ama bu her şeyin yolunda olduğu anlamına gelmiyor.

Önceki gün bir arkadaşımız gribal enfeksiyon ile Covid-19 arasında yaşadığı şüpheyi gidermek için Mudanya Devlet Hastanesi’ne gidip test yaptırmak istiyor.

Yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

“Epeyce bir sıra vardı.

İçeriye girdiğimde bir teyze doktora ‘Bana bir katarin yaz da gideyim’ diyordu.

Doktor, ‘Teyze testini yapalım, filmini çekelim öyle yazarım’ dedi.

Teyze inat etti.

‘Test de yaptırmam filmde çektirmem.

Sen bana ilacı yaz gideyim’ diye diretti.

En sonunda dayanamadım, teyze sen bizim zamanımızı neden boşa harcatıyorsun.

Testi yaptırmayacaksan buraya neden geldin diye çıkışmak zorunda kaldım.

Hapşırıyor, her tarafım ağrıyor diyor ama teste yanaşmıyor.

Doktor da söyledi.

Böyle insanlar var olduğu sürece biz bu hastalığı zor yeneriz.”

Eminim ki buna benzer çok daha fazla örnek söz konusudur.

İnsanlarımız şunu anlamalı.

Bu hastalık kendiniz kadar çevrenizi de düşünmenizi zorunlu kılıyor.

“Ben istemiyorum” diyerek, kendinizle ilgili verdiğiniz bu karar, aslından sizin kadar çevrenizdeki insanları da etkiliyor.

Buna hakkımız var mı diye düşünmeliyiz.

Aşı burada önem kazanıyor.

Salgını durdurma konusunda önemli bir silah…

Ama hedefi tam 12’den vurabilmesi için diğer tedbirlere uyulmasının büyük önemi var.

Bilim insanları da sürekli bu konuya dikkat çekiyor.

Aşıda yüzde yüz oranına ulaşmak için maske zorunluğuna benzer kısıtlamaların daha sert bir şekilde devreye sokulması gerekir.

Aşı olanlar da hastalığa yakalanıyor.

Ama ölüm riski…

Hastaneye yatma riski…

Yoğun bakım riski aşılı olanlara göre çok çok düşük seviyelerde.

Birkaç gün önce covit olan İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu yaptığı açıklamada aşılı olduğu için hastalık sürecini çok rahat geçirdiğini belirtiyordu.

Covit-19’u tümüyle bitirebilmek için yayılmasını durdurmak gerekiyor.

Aşı tam da bu işe yarıyor.

Hala aşı olmamış olanlar varsa ölümün kapılarına dayanmasını beklemesinler.

Aşı olsunlar.

Bu aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk.

Bunu unutmasınlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.