Hakikaten teğet geçmiş

Önceki akşam internete bakarken
gözüme ilişti.2009 yılında servetleri artan varsılların listesi. Yüz adet
varsılın servetlerinde hatırı sayılır artışlar olmuş. Ben de önemli kişilerin
birkaçını sizinle paylaşmak  için
listeden alıntı yaptım.

Adı Soyadı:        2008(milyar dolar)   2009(milyar dolar)   Artış : 
        Artış Oranı:

Ferit Şahenk                 1.100.0             2.100.0             1.000.0             %  90.91

Murat Ülker                  1.100.0             2.100.0             1.000.0             %  90.91

Şarık Tara                    1.600.0             2.600.0             1.000.0             %  62.50

Filiz Şahenk                  1.000.0             2.000.0             1.000.0             %100.0

Bülent Eczacıbaşı           800.0                1.300.0             500.0                %
62.50

Sinan Tara                    750.0                1.200.0             450.0               
% 60.00

Suna Kıraç                    600.0                1.400.0             800.0                %133.33

Rahmi Koç                    700.0                1.600.0             900.0                %128.57

Mustafa Topbaş             500.0                1.000.0             500.0                %100.00

Bu kişiler holding sahibidir.
Yukarıdaki servetler, holding dışında olan şahsi servetleridir. Ülkede üretim
düşmüş, ekonomi küçülmüş, işsizlik artmış, geniş halk kitlerini oluşturan yoksulların
gelirleri eksiye düşmüş; ama yüz varsılın servetleri artmış.

Dünya ekonomik krizi kendini daha
yeni yeni göstermeye başlamışken, Başbakan dememiş miydi   “Küresel ekonomik kriz bizi teğet geçecek”
diye.

2010 yılının başlarında da,
dediğinin aynen çıktığını övünerek ifade ediyor ve felaket tellallarının da
ağzının payını veriyordu! Şimdi bazıları diyecek ki  “Yahu Başbakanımız isabetli bir öngörüye
sahipmiş, aynen dediği gibi çıktı.” Bazıları övgüyü daha da ileriye
götürecekler ama, Aydın’lı partilinin başına gelenden ürktükleri için övgüyü bu
seviyede tutuyorlardır.

Bilemiyorum, böyle düşünenlerin
sayısı kaç olur? Öyle tahmin ediyorum ki, iktidara göbeğinden bağlı olanlar ile
iktidarın nimetlerinden faydalananlarla sınırlıdır.

Bu bir avuç varsılın servetlerinde
% 100’e yakın artışlar olmuştur.Ya geniş halk kitlerinin
servetleri;servetlerini bırakın da geçimini sağladıkları gelirleri ne düzeyde
artmıştır?

2009 yılında, esnaf ve çiftçi
göçtü. İşçi, memur ve emeklilerin  ücret
ve maaşlarında ki artış oranı %6. Yani 1.000.-TL maaşı olan memurun maaşı
1.060.-TL ve  600.-TL alan emeklinin
maaşı ise 636.-TL oldu.

Maaş ve ücretler %6 arttırılırken,
enflasyon rakamlarına da akrobasi yaptırılarak vatandaşın kandırılma  yoluna gidiliyor. Yok,  “TÜFE”si şu. Yok,  “ÜFE” si şu. Geçin bunları. Vatandaş
dudağının kanını emiyor. Bir söz vardır, “DOĞRAYAN MI BİLİR,YİYEN Mİ?”

Evet, listeye bakılırsa, küresel
ekonomik kriz, varsıllara teğet değil civarından bile geçmemiş. Fakat geniş
halk kitlelerinin ise kalbini delip geçmiş. Fakat, Başbakan yoksulları bilmez
ki, bütün teşriki mesaisi varsıllarla. Varsılların kendilerini düşündüklerinin
yüzde onu kadar yoksullar da kendilerini düşünse mesele hallolur ama,  kömür ve erzak torbaları onları düşünmekten
alıkoyuyor.

                                               ***

Son zamanlarda dikkatimi çeken bir husus var. “ARAŞTIRMACI
GAZETECİ” unvanı aldı başını gidiyor. Adam avukat, televizyon programında
bakıyorsunuz  isminin altında  “araştırmacı gazeteci” unvanı. Adam
üniversitede hoca, isminin altında “Araştırmacı gazeteci” unvanı. Yine adam
kendi mesleğinin dahi  %30’unu öğrenmeden
ite kaka emekli olmuş, “Araştırmacı gazeteci” unvanını kullanıyor.

Bir televizyon kanalında malum
“Araştırmacı gazeteci” unvanlı bir doçent, Prf.Dr. Süheyl Batum’a,  “Siyasi show yapıyorsun” eleştirisini
yapınca; Süheyl Batum da, “Ben ne kadar siyasetçi isem siz de o kadar
gazetecisiniz” deyip, onun araştırmacı gazeteci bir yana  gazeteci dahi olmadığını vurguladı.

Gazetecilik bir meslektir. Hem de
başlıbaşına ve kutsal bir meslektir. Öyle bir başka mesleğin yanında ekstre bir
meslek olarak  veya emeklilerin vakit
geçirmek için tutunacakları bir meslek değildir. Bir de, başına “Araştırmacı”
sıfatını ekleyerek gülünç duruma 
düşülmemesi gerekir. Rol çalmanın kimseye yararının olmayacağının
uyduruk araştırmacı gazetecilerce bilinmesi gerekir diye düşünmekteyim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.