GÜMÇED’den köylülere destek

GÜMÇED’den köylülere destek
Orhangazi’ye bağlı Fındıklı Köyü’nü ziyaret eden Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği Başkanı Adnan Önürmen köylülere destek verdi.
Orhangazi basınında gündeminde yer alan önemli konularda Orhangazi’ye bağlı Fındıklı köyü sınırlarına yapılacak olan kalsit ve taş ocağı tesisinin bölgeye zararı olur mu? Olmaz mı? tartışmalarına GÜMÇED Başkanı Adnan Önürmen son noktayı koydu.
Bir dinamit patlaması 3.8 şiddetinde depreme eşit
Fındıklı Köyü’nde tartışma konusu olan Kalsit ve Taş Ocağı açılacak bölgeyi gezen Adnan Önürmen, GÜMÇED olarak köylünün yanında olduklarını belirterek, köylüye yargı önünde de destek vereceklerini söyledi.
Önürmen, “Orhangazi’nin en büyük çevre sorunlarından biri taş ocakları. Bu sorun başta Orhangazi olmak üzere bölgede büyük sıkıntı yaratmaktadır. Bir taş ocağından taş çıkarmak için patlatılan dinamit yakın çevreye 3.8 şiddetinde deprem etkisi yaratmaktadır. Yaşamın olmazsa olmazı olan su kaynaklarının kirlenmesine, kurumasına, sebep olmakta her bir taş ocağının bir su kaynağını kuruttuğu hesaplanmaktadır. Kaldı ki hava kirliğini önleyici topraktaki suyu tutan ormanlık alanlar büyük zarar görmektedir” diye konuştu.
Çevre felaketi yaratacaktır
Orhangazi’nin suyunu temin eden Nadır su toplama havzasının üzerinde bu çalışmaların yapılması büyük bir çevre felaketi yaratacağına dikkat çeken Önürmen, “Gösterdikleri tepkileri takdir ediyoruz. Yargı aşamasında onların yanında yer alacağız. Taş ocaklarının ruhsatları 3213 sayılı maden kanunu kapsamında değil. Çevre kapsamında verilmesi gerekir. Taş ocakları sorununu gündeme taşımaktayız. Anayasamız çok açık ormanlarımızın hayat kaynağının; temiz hava, su, canlılar ve doğal varlıklar olduğunu kabul etmiştir. Dolayısı ile bu alanda verilen hizmetler ve ruhsatlar bu ana ilkeye aykırı düşmektedir. Anayasamızın 43’nci maddesinde devlet, “Tarih, Kültür ve Tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır” hükmü vardır. Ne yazık ki Orhangazi de gördüğümüz gibi ruhsat rezaleti tabiat varlıklarını yok ediyor. Köylü çok haklı olarak anayasamızın 56’nci maddesinde yer alan, “Herkes sağlıklı ve dengeli bir yaşama hakkına sahiptir. Çevre geliştirmek, çevre sağlığı korumak ve kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşın görevidir” maddesinin yerine getirilmesini istiyor. Köylü efendimiz diyorsak, köylüde efendi köylü olduğunu, köle olmadığını kul olmadığını göstermektedir. Zaten bölge hayvancılıkla geçinmekte, meraların çok büyük bölümü taş ocaklarına kiralandığı görülmektedir. Mera yasasına göre de ters bir durumdur. Kalsit tesisinsin taş ocağı tozu zeytin, meyve ve sebzelere de büyük bir zarar vereceğini söylüyoruz. Ne yazık ki nice faaliyete devam eden kuruluşlar var. Savcılıklara bu açıklamayla suç duyurusunda bulunuyoruz., Orhangazi belediyesine gelince belediyenin başlıca görevi insan sağlığına ve çevre sağlığına doğa sağlığına önem göstermelidir. Bu fabrikayla ilgili önlerine gelen belgelere imza atmayarak, Orhangazi halkının yanında yer almalıdır. Ve müdahil olarak da köylünün açacağı davada kesinlikle köylünün yanında yer almalıdır” diyerek tartışmalar açıklık getirdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.