Galip Komutan

Karacabey Garnizon Komutanı Jandarma Binbaşı Galip Erbil’i
buruk bir  veda yemeği ile uğurladık.

Kaymakam Dursun Balaban’ın öncülüğünde düzenlenen Borsa
Lokantası’ndaki yemekte ayrılık mesajları yoğunlaştıkça duygusallık öne çıktı.

Karacabeylilerin yüreğinde yer yapan dürüst insan, çalışkan
ve üretken bir görev adamı Galip Erbil’in aramızdan ayrılacak olmasından
elbette ki etkilendik. Nasıl etkilenmeyelim?

Garnizon Komutanlığı, beş yıl boyunca kusursuz
denilebilecek bilinç içinde başarıyla görev yapan Galip Komutanı’nı yitirirken,
Karacabeyliler de çok değerli bir dostundan ayrılmak durumunda kalıyor. Görevin
önde gelmesi doğaldır. Doğduğun yer değil de görev yaptığın yer öncelik taşır
derler ya…

Devlet memurluğunun sürüp giden işleyişi Galip Erbil için
bundan böyle Kahramanmaraş’ta şekillenecek. Özel görevle Azerbaycan’a gidecek
olan Galip Erbil burada bir yıl kaldıktan sonra Kahramanmaraş’a uzanacak.

İşte bu düşüncelerin duygusallaştırdığı yemekte her
kesimden insanı bir araya getiren Galip Erbil’i anlatırken sesi düğümlenen
Kaymakam Dursun Balaban’ın “Karacabey’de örnek gösterilecek çalışma sergiledi.
İnanıyorum gittiği yerde de çok başarılı görevler yapacaktır. O’nları hiçbir
zaman unutmayacağız. Fazla söze gerek görmüyorum. Ailece başarılarının devamını
diliyorum” şeklindeki özet konuşması duygu selini doruğa tırmandırdı.

Eşi Fahriye hanımla sahneye gelen Galip Erbil salonu
dolduran konukları isimleriyle dillendirip ayrı ayrı teşekkür etti ve ayrılık
zamanını anımsattı. Beş yıldır severek görev yaptığına değinen Erbil, tüm
kurumlardan destek gördüğünü, mesai arkadaşlarının ekip ruhuyla sergilediği
özverili çalışmaları ise işleri çok rahatlattığını belirterek, “Karacabey’de
kalıcı dostlar edindim. Halkın içtenlikli yaklaşımı görevimizi kolaylaştırdı.
Gördüğüm yada göremediğim tüm dostlarıma ne kadar teşekkür etsem azdır.
Karacabeyli dostlarımı hiçbir zaman unutmayacağım” diye konuştu.

Galip Erbil’le beş yıl boyunca mesleğimiz gereği sık sık
karşılaştık. Uygar ilişkilerin tadı damağımda kaldı. Çevresine pozitif enerji
saçan Erbil’in beyefendi yapısıyla kurumuna da artı değer kazandırdığını
söyleyebilirim.

Burada bir anımı anlatmak istiyorum: İki yıl önce, Ovayı
çoraklaştıran Taş Ocaklarına karşı Şahin Köylülerin gerçekleştirdiği “Kirliliğe
Son Eylemi” sırasında iznini yarıda bırakıp gelen Galip Erbil’in köylüleri
sakinleştirme adına, önemli bir sivil toplum örgütünün lideri ve uzman bir
psikolog gibi yaklaşıp  büyük olaylara
gebe olası gelişmeleri başlamadan yok etmesini unutamam. Gün boyunca süren
uğraşı sonunda köylüler de mutlu oldu, Taş Ocağı İşleticileri de…

Komutan galip geldi. Ancak Şahin köylüler de, Taş Ocağı
İşleticileri de savaş kaybetmedi.

Galip Komutan unutulmazlar arasındaki yerini aldı. Güle
güle gitsinler. Nereye giderlerse gitsinler, unutulmayacaklarını bilsinler.

Bayraktar aklandı

            Gençlik ve
Spor Müdürü Şaban Bayraktar, sportif etkinliklerde toplanan katılım bedellerini
buharlaştırıyormuş gibi gösterilerek bir bardakta fırtınalar kopartılması
sonucu dün yargı önünde hesap verdi.

            Bayraktar,
Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşması sonunda beraat etti.

            Şimdi ne
olacak?

            “Çamur at,
izi kalsın” anlayışı ile yapılan haberler havada kaldı.

            Merkez Bankası
soyulmuş gibi aylarca yazıldı. Dokuz şiddetinde deprem olmuş gibi başlıklar
atılarak aylarca yargısız infaz yapıldı. Yargı sonucu beklenmeden kasıtlı
karalama yapılarak Şaban Bayraktar kamuoyu önünde defalarca idam edildi. Onur
kırıcı iftiralar atılarak defalarca bıçaklandı. Hiç de hak etmediği halde
acımasızca kurşunlandı.

            …. Ve
Bayraktar, dün yargı önünde aklandı. İlk kez çıktığı mahkeme, on dakika içinde
beraat kararı verdi.

            Şimdi ne
olacak?

            Mahkemeden
çıkar çıkmaz telefon eden Gençlik ve Spor Müdürü Şaban Bayraktar özetle, “Abi
ben sana söylemiştim. Çiğ yemedim, karnım ağrımıyor. Demek ki meyveli ağaç
taşlanıyor. İşte, adalet tecelli etti. Bana iftira atıp acı çektirenleri
Allah’a havale ediyorum” dedi.

            Sevincinden
ağlamaklı bir ses tonuyla konuşan Bayraktar belli ki çok doluydu.

            Bunca
karalamaya değdi mi?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.