Fuhuş Çetesi

Yakın zamanda gazetelerde Başbakanımız Sayın Tayip Erdoğan’ın talimatıyla İstanbul’da ortaya çıkartılan fuhuş çetesi haberini okuduk. Bu haber, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan tüm duyarlı vatandaşlarımızı dehşete düşüren ve son derece üzen bir haberdi.
            Çete, bir ihbar üzerine başbakanımız Sayın Tayip Erdoğan’ın talimatıyla, bir yıl süren takip sonucu ortaya çıkartılıyor. Bu olayda üzücü olan durum şu; Çeteye bazı polislerin, askerlerin, sivil memurların yardımcı olmalarıdır. Çete, kendisine yardımcı olan polis ve sivil memurları maaşa bağlamış. Tabii ki devletimizin tüm polisini, askerini, sivil memurunu suçlayamayız. Polisimizin, askerimizin, sivil memurumuzun ezici bir çoğunluğu bu gibi olaylara karşıdır. Vatanı, milleti için canla, başla çalışmaktadır. Bu olayda üzücü olan durum; Belli bir menfaat karşılığı çetelere hizmet edebilen polislerin, askerlerin, sivil memurların kendi teşkilatları içerisinde nasıl barınabildiğidir.
            Çete, tamamı yabancı uyruklu (Rus, Roman, Ukraynalı…) 150 kadar kadın bu olayda kullanılıyor. Kadınlar yakalandıktan sonra  yapılan sağlık kontrollerinde birçoğunun bulaşıcı hastalık (Aids, Frengi, Bel soğukluğu…) taşıdığı görülüyor. Tabii ki bu kadınlarla ilişkiye giren binlerce insanımız, söz konusu hastalıklara yakalanıyor. Bu olayda yine üzücü olan, bazı üst düzey memurların, iş adamlarının bu kadınlarla ilişkiye girmeleridir.
            Ülkemize fuhuş için gelen yabancı uyruklu kadınlar, sosyalist sistem yıkıldıktan sonra ekonomik çöküntüye düşen eski demir perde ülkelerinden. İçlerinde doktor, hemşire, öğretmen… gibi mesleklere sahip kadınlar bulunmaktadır.
            Basından okuduğumuza göre, bu kadınlar ülkemize, kendi ülkelerinde organize olmuş çeteler tarafından bilinçli, planlı olarak sokulmaktadır. Her yıl trilyonlarca paramız bu kadınlar tarafından kendi ülkelerine aktarılmakta. Binlerce aile bu kadınlar yüzünden ekonomik çöküntü içine düşmekte ve yıkılmaktadır.
            Ülkemizde genelde bu kadınlar suçlansa da, bu kadınlarla belirli bir ücret karşılığı ilişkiye giren insanlarımız da suçludur. Çünkü, kadınlar bu işi zorunlu kaldıkları için yapıyorlar. Ülkelerinde çoğu işsiz, çalışanlar da 50-100 dolar karşılığı ücret alıyor. Çoğunun kendi ülkelerinde bakmakla yükümlü oldukları çocukları var.
            Bugün ülkemizde her türlü kirli iş, her türlü kötülük çeteler tarafından tezgahlanmaktadır. Ülkemizde her türlü çete mevcuttur. Organ çetesi, hırsızlık çetesi, gasp çetesi, kapkaç çetesi, haraç çetesi…
            Sayın Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan’ın talimatıyla ülkemizde bunlara  karşı amansız bir mücadele yapılmasına karşın, çete olaylarının ve çetelerin halkımıza verdiği zararın önüne geçilemiyor. Kayseri’de Ramazan Bayramı’nda çeteler tarafından kaçırılan 3 çocuğumuz hala bulunamadı. Erzurum’da internet çetesi tarafından kaçırılan 13 yaşında bir çocuğumuz işkence yapılarak katledildi.
            Çetelere karşı topyekün bir mücadele gerekiyor. Çetelere karşı mücadelede, halkımızın güvenlik kuvvetlerine daha fazla yardımcı olması gerekmiyor mu?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.