Çiftçi, üreticinin sesi olmaya devam ediyor!

Ulusal Kanal’da Cumartesi günü yayınlanan Büyüteç programına konuk olan Karacabey’in tanınmış çiftçilerinden Engin Çiftçi; Türk Tarımı, pancar, domates, balık ölümleri ve TZOB ile ilgili görüşlerini, bilgilerini ve çözüm yollarını anlattı. Büyük ilgi gören programın başında sunucu Can Karadut Engin Çiftçi’nin büyük bir beğeni ve ilgi topladığını belirtti.
Programın birinci bölümünde hükümetin torba yasayla meclise getirdiği tütün ekene hapis cezası, pancarda ve domateste üreticinin genel durumu anlatıldı. Engin Çiftçi;Susurluk Şeker Fabrikasının açılmasının yararlarına değinerek ödemelerin 14 polar sabit tutularak yapılması ve üreticinin desteklenmesi gerekliliğinin üzerinde durdu. Çiftçi bu bölümde şunları söyledi; “Pancar tarımda ayçiçeğine göre 4,4 buğdaya göre 18 kat fazla istihdam sağlamaktadır. Bir hektar alandan elde edilen pancarın baş yaprak ve küspesi hayvan yemi olarak değerlendirildiğinde 300 kg canlı hayvan ağırlığı elde etmek mümkündür. Pancar ekildiği bir dekardan 6 kişinin 1 yılda kullandığı oksijeni üretir. Türkiye Şeker İsletmeleri’nin zarar etmesi olanak dışıdır. Fabrikanın yenilenerek açılması ilçemizde “acaba özelleştirilecek mi” kaygısı yarattı ki bu konuda hükümet sabıkalıdır. Uygulanacak olumsuz polar politikası üreticimizi zora sokar. Ekimi arttırmak için hükümetin temel politikası olmalı. Şu an Karacabey ve Mustafakemalpaşa olarak pancar ekim alanımız 16 bin dönüm. Üretimi ve üreticiyi teşvik ederek ekim alanı gelecek yıl 35-40 bin dönüme çıkar. Burada bir sorunla karşılaşabiliriz. Salça sanayicileri bu durumdan rahatsız olabilir ve hükümete baskı uygulayabilir. Yıllardan bu yana itildiğimiz “domates kurtuluş ” kısırdöngüsünden kurtulup ürün çeşitliliği ile üreticininde sanayiciyle rekabet eşitliği sağlanmalıdır “dedi.
Çiftçi programın ikinci bölümünde pancar için çözüm önerilerini şöyle sıraladı. “AB şeker politikasının ülkemiz şeker sanayiini ve üreticisini yok etmesine izin verilmemeli. Nişasta bazlı şeker üretimi durdurulmalı; yapılacaksa makul miktarda devlet tarafından yapılmalıdır. AB ülkelerinde üretim oranı binde 2 ortalamadayken bizde %15 ila 22,5’da ve bu bir emperyalist dayatma. Şeker üretiminde kendine yeterli olmaktan daha fazla üreterek dünyada önemli üretici pozisyonda olunmalı.Şeker fabrikaları yenilenmeli ve modernizasyon çalışmalarına hız verilmeli. Özelleştirmelerden ivedilikle vazgeçilmeli. Pancara emperyalist saldırı had safhaya ulaşmışken bugüne dek direnebilmesi Cumhuriyet döneminin başındaki kurgulamadan kaynaklanmaktadır. Düzen korunmalı, yeni elemanlar yetiştirilmeli ve taşeronlaşmaya asla izin verilmemelidir. Pancarın yetiştirilmesinden şeker üretim ve pazarlamasına kadar tüm süreçte üreticiler söz ve karar sahibi olacak biçimde örgütlenmeli,örgütlenmesi iktidarlarca desteklenmelidir. ”
Çiftçi konuşmasının üçüncü bölümünü; modern hayvancılığın ne olduğuna ayırdı. Devletçe modern hayvancılık için dağıtılan kredilerin karşılığını bulmadığını bu işletmelerin birer birer iflas etmeye başladığını belirterek “Bu krediler yaşamını hayvancılığa adamış köylümüze verilmeli, birlikler ve kooperatifler ile donatılarak üretimin her safhasında yer alması sağlanmalıdır “dedi.
Dördüncü bölümde Karacabey’de yaşanan toplu balık ölümlerine değinen Engin Çiftçi; Bursa Valiliği’ne ağır eleştirilerde bulundu. “Yapılan açıklamada Balıkesir sınırları içinde bir fabrikadan kaynaklandığı belirtilerek adı verilmemektedir. Böyle bir açıklama kabullenilemez. Adı açıklanır, gereken cezalar ve yaptırımlar uygulanır. Bu talihsiz açıklamayla birçok fabrika zan altında bırakılmıştır. Bunlardan biri de Susurluk Şeker Fabrikası’dır.
Engin Çiftçi son bölümde Karacabey çiftçisinin bankalara borcunu açıkladı. “Karacabey’in ova köylerinin toplam banka borcu 500 milyon; diğer köylerin borcu 350 milyon toplamda 850 milyondur. Yakında “SATILIK KARACABEY ” tabelası asılacak duruma gelmiştir. Hükümet kendi çıkardığı yasa karşılığı 70 milyar ödemeyi çiftçimize yapmamıştır. Yani kendi çıkardığı yasaya karşı suç işlemektedir. Belirli bölümlerin vergi borçlarını sıfırlayan ya da indiren hükümetin hak ettiğimizi vermemesi yasa dışılıktır. Ne yazık ki kendisine bağlı Ziraat Odalarından her yıl %10 pay alan Türkiye Ziraat Odaları Birliği çiftçinin hakkını savunmaktan acizdir, öncülük etmekten kaçınmaktadır. Koltukta kalmak adına sessiz ve pasif duruşunu kabullenmiyoruz. Ya çiftçinin önüne geçip hak arayışına ve üretime önderlik etmeliler ya da ivedilikle koltuklarını terk etmeliler” diyerek sözlerine son verdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.