Büyük Nutuk ve Büyük Hesaplaşma

Atatürk’ün Büyük Nutku’nun 90. yılındayız. Atatürk’ün Cumhuriyet Halk Partisi 2. Kurultayında, 15-20 Ekim 1927 tarihinde, 6 gün süre ile ve toplam 36,5 saatte verdiği söylev Cumhuriyet’in kuruluşundaki çetin mücadeleyi birinci ağızdan anlatan bir eserdir.
Nutuk, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı anda ülkenin feci durumunu anlatmasıyla başlar. Ancak Nutuk, Ulusal Kurtuluş Savaşımızın tarihinden ibaret bir eser değildir. Nutuk, Mustafa Kemal Paşa’nın yakın geçmişle büyük hesaplaşmasıdır.
Her şeyden önce Nutuk, emperyalizm ile bir hesaplaşmadır. Sadece sıcak savaşta değil, daha Amasya Genelgesinde, Erzurum ve Sivas kongrelerindeki ABD mandacılarıyla, Misak’ı Milli kararında, Malta sürgünlerinin kurtarılmasında, Londra Konferansında, Mudanya Mütarekesinde, Lozan Konferansında emperyalizm ile dişe diş mücadele anlatılmaktadır.
Nutuk, Osmanlı hanedanlığı ve İstanbul hükümeti tarafından temsil edilen gericilik ile hesaplaşmanın tarihidir. Kurtuluştan sonra 1 Kasım 1922’de ilk devrimimiz olan Saltanatın kaldırılmasındaki devrimci kararlılığın eşsiz örneğinin anlatımıdır.
Nutuk’ta bir başka ve en önemli hesaplaşma ise pek çok kişi tarafımdan gizlenmeye çalışılır ya da anlamazdan gelinir ki, bu hesaplaşma Ulusal Kurtuluş Savaşına destek veren ya da veriyor görünen, sonrasında sıra, saltanatın kaldırılmasına, Cumhuriyetin ilanına ve devrimlere geldiğinde engel olmaya kalkan, yan çizen, Mustafa Kemal Paşa’nın ayağına çelme takmaya kalkışan bazı “Kurtuluş savaşı kahramanları” ile olan hesaplaşmadır.
Bu nedenledir ki bazıları, Kurtuluşu kabul edip, kuruluşa, yani devrimlere sırtını döner. Yine bu nedenle Mustafa Kemal Paşa deyip Atatürk diyemezler. Kursaklarındaki padişahın ekmeğini unutmazlar ama, halkın ekmeğinden hiç söz etmezler.
Bu hesaplaşmanın muhataplarının temsilcilerine, günümüzde de sıklıkla rastlanmaktadır ki, o temsilciler Nutuk adlı eserin bu gizli hedefini görmek istemezler. Büyük Nutkun son sözlerinin söylendiği 20 Ekim 1927 tarihinde, Atatürk, son cümlelerini Cumhuriyeti emanet ettiği Türk Gençliğine ayırır. Gençliğe Hitabe olarak bildiğimiz bu bölümde Atatürk, hesaplaştığı bütün kesimleri Türk gençlerine işaret eder.
Atatürk’ün Nutuk’taki Gençliğe hitabe bölümündeki “…İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler…” sözleriyle hesaplaştığı bütün kesimleri açık şekilde anlatmıştır.
Nutkun söylendiği 1927 yılı ile CHP 2. Kurultayı Mustafa Kemal Atatürk’ün dış düşmanlardan sonra içteki uzlaşmaz siyasal rakiplerini de kesin bir yenilgiye uğrattığı ve gerçek anlamda iktidar olduğu tarihtir. Bu tarihten sonra Atatürk devrimlerini hızla tamamlarken, diğer taraftan da 10. yıl Marşında ifadesini bulan büyük kalkınma hamlesine girişmiştir. Ne yazık ki Atatürk’ün ölümünden sonra, Gençliğe Hitabede işaret ettiği tehlikelere karşı önlem almayan kuşaklar ülkemizi bugün içinde bulunduğumuz karanlık tabloya sürüklemiştir.
Bütün karanlık tabloya ve kötü gidişe rağmen, büyük Atatürk’ün Cumhuriyetimizin temellerini çok sağlam attığını biliyor ve kaybettiklerimizi yeniden kazanacağımıza, Cumhuriyeti kuruluş ayarlarına döndüreceğimize inanıyoruz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.