Beş kilo domates, bir bardak çay parası değil!

Yıl 2002 bir bardak çay bu günün parasıyla 20 kuruş. Domatesin kilosu ise serbest piyasada 20, 25 kuruş! Yani bir kilo domatese bir bardak çay içebiliyordunuz. Şimdi domates 17 kuruş, çay 100 kuruş. Kısaca 5 kilo domatese bir bardak çay içemiyorsunuz!
Farkındaysanız 2002 yılını milat seçtim, çünkü 2002 yılından bu güne aynı iktidar iş başında. Peki 2002 yılındaki girdiler ile bugünü karşılaştıralım.
Mazot 2002’de 1.182 TL. 2017’de 4.760 TL. İşçi yevmiyesi (günlük ücret) 10.00 TL. bir işçi ortalama günlük 1500 kg domates toplardı. Şimdi ise anlaşmalı 4.5 kuruş. Serbest piyasada denetim ve yaptırım olmadığından kg 6 Kuruştan başlayıp 10 kuruşa kadar çıkıyor. Özellikle Suriyeli kardeşlerimiz(!) bu fırsatı iyi değerlendirdiler! Ben domateslerimi Suriyelilere toplattım. İşçi başı tarlamı gezdi telefonla işçilerine görüntüleri aktardı. Domatesim otsuz temiz olmasına rağmen kilosu 6 kuruştan aşağı inmedi. Ben domatesimi 6 kuruştan toplatıp 19,20 kuruştan sattım. Toplama ücreti kilosu 10 kuruşa kadar çıkarken fiyat 17 kuruşa düştü. Bazı üreticiler domateslerini toplamadan tarlada bıraktı. Sadece toplama masrafı hesap edildiğinde çiftçinin hali ortada! Bu olumsuzluklara birde dolu afatı eklendi. MKP’da 50.000 dekar, Karacabey’de ise 40.000 dekar ekili alan zarar gördü. Bu güne kadar bu konu ile ilgili hiçbir çalışma yapılmadı! Bu sıkıntılara girdilerdeki artışlar eklendiğinde vay çiftçinin haline! Gübre, damlama ve diğer masrafları yazmıyorum, çünkü bu masrafları çiftçiler çok iyi biliyor, saydıklarımı iyi bilmesi gereken kişiler ise siyasiler olmalı! Siyasiler sıkıntıları da biliyor çözümü de biliyor, ancak niye çözmediklerini halk çözemiyor! Mesela eski Vekil Sayın Ali Koyuncu çözümü çok iyi biliyor, 2008 yılı 28 Kasım günü Borsa toplantı salonunda yaptığı konuşmada, “daha domates sezonuna çok var, fabrikalara taahhüt vermeyin, sizi artık fabrikalara ezdirmeyeceğiz! Karşılıklı sözleşme yasası çıkaracağız! Bir nüshası sizde, bir nüshası Ziraat Odalarında, bir nüshası da fabrikada olacak” demişti! Ali Beyin bu konuşmasının üzerinden 9 yıl geçti. Çiftçinin sorunlarını çözmek yerine daha da çözülemez hale getirdiler. Büyük şehir yasasıyla köyleri küçülttüler, hatta isimlerini bile sildiler! Dar gelirli toprağı az olan köylülerin kiralayıp geçim temin ettiği köy tüzel kişiliklerine ait tarlaları önce köy tüzel kişiliklerinden aldılar sonra ihale yoluyla zenginlere sattılar! Köylerde geçim temin edemeyen dar gelirli çiftçiler ise, geçinemediği tarlalarını satarak, şehirden ev alıp asgari ücretle iş bulup yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktalar. Kısaca son 5 yılda köyler boşaldı. Köylü bankalara olan borçlarını ödeyemediği için bankalardan kredi de alamadığından birçok çiftçi domates tefecilerinin eline düştü! Bu sıkıntı bir sektör ortaya çıkardı. Çiftçilikle alakası olmayan kişiler dardaki çiftçilerin domatesini piyasanın çok altında kıştan satın alıyor, fabrikalarla anlaşıyor, çiftçi ürünü o kişinin adına fabrikaya teslim ediyor! Yazımı buraya kadar okuyanlar kardeşim hep olumsuzlukları yazıyorsun bu sorunların çözümlerinden bahsetsene diyebilirler. Hakikaten bu güne kadar bu konuda yerel gazetelerde çok yazı okudum. Sayın Nuri Karaca Başkanımın yazısından başkasından tatmin olmadım. Bu ara İlçemize Ülkemize büyük emeği olan Sayın Nuri Başkanıma saygı ve selamlarımı sunuyorum. Bu sıkıntıların çözümüne gelince birkaç yıl önce “ tarlada 10 kuruş pazarda 100 kuruş” isimli yazımda anlatmıştım. Önce karşılıklı sözleşme yasasından başlanabilir.
1-Bölgesel tarım, hangi ürün hangi bölgede daha kaliteli ve rekoltesi yüksek ise o ürüne yüksek ve özel teşvik diğer ürünlere düşük teşvik desteği, bölge iklimine uymayan ürünlere ise sıfır teşvik desteği verilmeli.
2- Karşılıklı sözleşme yasası.
3-Tarım ürünleri dayanıksız gıda malları koruma yasası.
4- Gıda ürünleri denetim ve kar marjı yasası.
5- Çiftçiye Mazot desteği.
6- Tarım ürünleri nakliye akar yakıt desteği.
Sadece bu saydıklarım yapılsa tarımda sorunlar çözülür. Ülkemizde bitme noktasına gelen hayvancılık ise başka bir sorun…
Şimdi diyeceksiniz ki, Hayri sen yarım aklınla bunları biliyorsun da, bu ülkeyi yöneten siyasiler ve parmak işaretiyle yasa çıkarma kudretine sahip dünya liderimiz bilmiyor mu? Tabi ki biliyorlar, mesele orta halli çiftçilerin fakirleşmesi, devlete muhtaç hale gelerek oya dönüşmesi, nasılsa dünya ülkelerinde her şey yetişiyor, taşımaya gemicikleri de var, işte çözüm yiyin gari…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.