Belediyeyi Kim Yönetiyor?

Belediyeyi Kim Yönetiyor?
Karacabey Belediye Başkanı Ergün Koç, yaklaşan yerel seçimlerin sıkıntısı içine düşmüş olacak ki ısmarlama haber yapanların kaleme aldığı özel duyurularla çıkış aramaya başladı.
Kendi partisinden aday olabilme olasılığı çok zayıflayan ve olsa bile kazanma şansı yok denecek kadar azalan Ergün Koç yeni arayışlar peşinde koştururken bir yandan AK Partilerle flört ediyor, diğer taraftan da Belediyeyi dilediği gibi kullananların yönlendirmesiyle Meltem’de çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığı demeçleri vererek prestij kurtarmaya çalışıyor.
Öncelikle Ergün Koç’un Yörem Gazetesi’nin 14.09.2007 tarihli sayısındaki demecine bir bakalım:
“Yüzsüzler Kendilerini Kurnaz Zannederler” başlığı ile verilen haberde Meltem ima edilerek özetle: “Bazı yorumlu yazılar gerçeği yansıtmıyor. Çarpıtılarak halka sunuluyor. Bu tür haberler kasıtlı ve hedef saptırmaya yöneliktir. Devletin malına bizim kadar sahip çıkan insanlarımıza bizim kadar kaliteli hizmet vermeye çalışanlara yöneltilen haksız eleştirileri şiddetle kınıyorum. Bazı haberlerde devlet malını korumaya özen göstermediğim şeklinde imalı ifadeler kullanılıyor. Kendi evinin veya işinin önünü, arkasını kontrol edemeyenlerin, devlete çeşitli yollarla kayıp ve zarar verdirenlerin devletini seven insanları hiçbir zaman eleştirmeye hakları yoktur.” deniliyor.
Görüldüğü gibi “Bu haber yalan… Bu haber doğru değil… Şu haberde çarpıtma var” diyemiyor… Tekzip edemiyor… Düzeltme isteyemiyor… Suya yazı yazılmaya çalışılıyor.
Bu haberler yanlış diyemezler… Tekzip edemezler… Düzeltme isteyemezler…Çünkü Meltem doğru haber veriyor.
Çünkü Meltem kamuoyunu bilgilendirme görevini yaparken, Ergün Koç’a yalakalığı düşünmüyor. Doğruları çekinmeden yazıyor. Meltem, Ergün Koç’un, dudağını oynatmasını, Karacabey’i çağ atlatmış gibi haber yapmıyor. Haber olması gerekeni haber yapıyor. Hiç kimseden çekinme gereği duymadan görevini kusursuzca sürdürüyor.
Meltem, “Belediye ilan bedellerini ödemiyormuş, Belediye iş vermezmiş” diye hiç düşünmez.
Meltem, sorumlu gazeteciliğin bilinci içinde elli yıldır hep doğruları yazıyor. Yazarken de hiçbir beklenti içine girmiyor.
Haberler bahane, karanlık işler şahane!
Gelelim ısmarlama yapılan ve Ergün Koç’un ağzından verilen “Haberler bahane edilerek” asıl söylenmek istenenlere…
Kendi yüzünü unutup “milleti yüzsüz” sananlar bir kez daha ne denli iğrenç duruma düştüklerini kenara bırakarak düzenledikleri üstü kapalı haberlerde vergi borcum olduğunu anlatmaya çalışıyorlar.
Anlamayan olduysa ben açayım: Vergi borcum olduğunu hiç gizlemedim. Mahkeme aşaması sürüyor. Günü gelince gereken yapılacak. Bitince sonucu bu sütunlarda hep birlikte göreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Bir kez daha anımsatmak istiyorum. Belediye’ye yalakalık yapsaydım, Ergün Koç’un halkı kandırmalarına göz yumsaydım, vergi borcum olmayacağını yağdanlık takımı herkesten çok iyi biliyor. Onlar, bugüne kadar benim dışımda kimin vergi borçlusu olduğunu hiç açıkladılar mı? Açıklamadılar… Açıklayamazlar… Çünkü bu dürüst olmayı gerektirir. Biraz da yürek ister.
Devletin alacağından hiç kimsede bir kuruşunu bırakmadığını da çok iyi bilen yağdanlık takımı yaranma içgüdüsüyle iş yapıyormuş(!) gibi görüntü veriyor ve Ergün Koç’un ağzından dürüstlük abidesi kesilerek vatan millet edebiyatı yapıyor. Devlet malını çok iyi koruduklarını söyleyenler, trilyonluk bakır, alüminyum, çelik gibi kalıntıların ihaleye çıkarılmadan “Hurda Demir” diye satıldığını ne çabuk unuttular? O zaman neredeydiler?
Her şey ortada iken böyle bir şey olmamış gibi ısmarlama haber yapanlar, “Devletin zarara uğratılmasından” söz edebilir mi? Dürüstlük taslayabilir mi? Onur bunun neresinde?
Kim su kurnazı?
Belediyeden nemalanmak için Ergün Koç’u destekliyormuş gibi görüntü veren yalakalar, kapalı kapılar ardında yürüttükleri “Döndürek” siyasetle Önder Matlı’nın eteğine tutunmaya çalışıyor. Ergün Koç’tan sonraki dönemi de garantilemeye çabalayanlar, iki cami arasında salyangoz satıyor.
Dinime sövenler Müslüman olsa yüreğim gam yemeyecek!
Koç, Kuzuya Döndü!
Belediye kaynıyor… Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yetki yerel yönetimlere geçtikten sonra birahaneler zevk için kapatılıyor, olaylar dudak ısırtıyor. “Ben Başkanın sağ koluyum” denilerek birahaneler darmadağın ediliyor. Belediye talihlisinin evi kurşunlanıyor. Kimsenin gıkı çıkmıyor. Ne rastlantıdır ki, Belediye’nin bilgisayarları bayramlarda, yani tatil günlerinde sürekli buharlaşırken gören olmuyor. Bunlar polis kayıtlarına geçmesine karşın devletin malına nasıl sahip çıkıldığı elbetteki övgü topluyor(!)
Karacabey’in orta göbeğinde yeşeren kaçak inşaatlar örnek gösteriliyor. Her nedense uyku ağır basıyor. Karacabey’deki inşaat projelerinin % 95’i bazı meclis üyeleri tarafından toparlanıyor da, “Acaba neden hep böyle oluyor” diye soran olmuyor?
Devletin malına sahip çıkanlar mumla aranıyor…
Belediye Başkanı Ergün Koç kuzuya döndü. Belediyeyi kimin yönettiği belli değil. Adaletsiz uygulamalar nedeniyle Kurumun içi de yanıyor, dışı da. Başkan Koç’un ise her nedense gıkı çıkmıyor. Belediye’nin talihlisi ne diyorsa o oluyor. Kim nereye sürgün edilecekse, o belirliyor. Kime ne ödenecekse o muhasebeye telefon ediyor, ona göre ödeniyor, ya da ödenmiyor. Ödeme yapılacağı günlerde nedense Muhasebe Müdürü genellikle izinli oluyor. Belediye’yle iş yapan vatandaşlar parasını alabilmek için haftalarca, aylarca yalvarıp yakarmak durumunda kalıyor. Belediye’nin sosyal etkinliklerini o ayarlıyor. Su İşlerine, Kademe’ye, Fen İşleri’ne hep o bakıyor. Neden…? Neden…? Neden…?
Üç yıldan beri, “Üçüncü lige çıkacağız” diye 3 trilyona yakın harcama yapılan paraların tümü, çalışkan ve güvenilir(!) olduğu için onda toplanıyor. Nereden, nasıl toplandığı, Karacabeyspor için ne kadar harcandığı pek belli olmasa da onun güvenilirliği her şeyin üstünde tutuluyor. Ona “Bir yılda nasıl bu kadar zengin olduğu” sorusunu soran bile olmuyor. Belediyenin işleri aksasa da 3.Lig rüyası inandırıcı bulunuyor.
Başkan Koç ise bunlara ancak izleyici kalıyor. Devletin malını gözü gibi koruduğunu söyleyen Koç, 100 milyon daha fazla alsın diye kadrosunu Su İşleri’nde gösterdiği talihliye Yazı İşleri Müdürlüğü’nde görev veriyor. On parmağında on marifet varmış gibi o da esiyor, estiriyor…
Koç Ne Yaptı?
Sürekli doğrucu Davut’u oynayan Ergün Koç Belediye’nin başına geldiğinden bu yana şov yaptı.
Kredisini altı ay içinde bitiren Koç seçilir seçilmez, Belediye Meclis Toplantısı’nın ilkinde maaşına zam istemesiyle tanındı. Sürekli yalan konuşarak halkı kandırmaya çalıştı. Yanında kimleri götürdüğü açıkça bilinen Başkan “Antalya Gezisi”nden sonra masraf faturasını Belediyeye yükleyince, “Büyük yalan” şu anda kanka olduğu meclis üyelerince yüzüne vurularak ortaya çıkarıldı.
Başkan verdiği sözlerin hangisini yerine getirdi? “10 yatırımcı çatrak’ta bekliyor. Başkan seçildiğimin ertesi günü burada olacak. 5 bin kişiye iş kapısı açacağım” dedi. Hızını alamadı bu sayıyı Alanlarda 20 bine taşıdı. Sonra fos çıktı. Balon çok çabuk söndü.
“Ben paranın cambazıyım” dedi. Erol Onur’un bıraktığı trilyonları bir yılda sıfırladı. Belediye’ye faizle borç para aramaya başladı. İkide bir suya zam kararı çıkararak günü kurtarmaya çalıştı.
Her fırsatta çevreci olduğuna vurgu yaptı. Ardından Çimentocu’lara göz kırptı. “Belediye’nin Atık Su Tesislerini 3 ay içinde çalıştıramazsam istifa ederim” dedi. (Biz bu haberi yaparken 3 ayı 6 aya çıkararak verdik) Aradan 3 yıl geçti, Arıtma hala çalışmıyor.
“Karacabey’in merkezindeki çöplüğü 3 ay içerisinde kaldıramazsam çeker giderim” dedi. Tık yok.
Çöplük daha da büyüdü, çevresine kanser saçmaya devam ediyor.
“Ben liberalim, devletin küçülmesini ve özelleştirmeyi savunuyorum” dedi. Belediye’ye 1,5 trilyona arsa aldı ve müteahhitliğe soyundu.
“Turan Tayan 1. sırada aday gösterilsin, istifa ederim” dedi. Yine ses çıkmadı.
Sıkıştıkça istifa blöfü yapan Koç, yalan makinasına benzedi.
Koç, bana göre kendi ipini çeken adam oldu.
Kısaca özetlersek Ergün Koç, 4 yıl boyunca sürekli izin kullanmayı düşündü ve bu arada dudağını oynatsa sürekli lehinde haber yapılmasını istedi.
Meltem ise doğrulardan ödün vermeden yürüdü.
Başkan, çiftlik gibi gördüğü Belediye’ye, 4 yıldır çeşitli baskılarla sindirmeye, susturmaya çalıştığı Meltem’i yasakladı.
Ancak Meltem değişmeyen çizgisi ile eseceğini her yanlış uygulamada ortaya koydu.
Noktayı koymadan gelelim Başkan’ın ısmarlama demecindeki bize saygı duymadığını söylemesine: “Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.”
Başkan’ın kıyametleri koparması her geçen gün “Kimin kendini ne zannettiğinin” ortaya çıkmasındandır.
Hayırlı tıraşlar…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.