AKP, ne yaptığını biliyor mu?

Mustafakemalpaşa’daki AKP yöneticileri ya ne yaptığını bilmiyor, ya da Faruk Çelik takıntısında boğuluyor.

Faruk Çelik takıntısını da hiç anlamıyorum.

Birincisi, Faruk Çelik bu partinin kurucularından ve Siirt Seçimlerini yenileterek, Recep

Tayyip Erdoğan’ın önünü açan isimdir. Hatta Erdoğan’ın, başbakan olmasına neden olan önemli bir siyasetçidir. Görünen o ki, şu anda AK Parti içinde, Başbakandan sonra gelen beş isimden biridir.

İkincisi, partisi adına çok da başarılıdır. Son on yılda, Bursa’daki yatırımların tamamına yakınında imzası vardır. Halen aranıyor olması bundandır. Taban politikasını çok iyi bilmesi nedeniyle, Şanlıurfa’da tulum çıkartmıştır. Yol haritası, büyük bir olasılıkla 2014’teki adresini Bursa olarak göstermektedir. Bu olasılığın gerçekleşmesi durumunda, Çelik’in en verimli döneminde köşesine çekileceği düşünülebilir mi?

Sanmıyorum.

Anımsatmakta yarar var, Faruk Çelik milli görüşçüdür. Bu durumda, Faruk Çelik’e sempati duyan isimlerin tasfiye edilmesinde, cemaat parmağı olabilir.

Varsayalım AKP’de iç çatışma yok. Öyleyse, görevini başarıyla yürüten eski İlçe Başkanı Şaban Korkmaz neden uzaklaştırıldı? Belediye Başkanı Sadi Kurtulan’ın, açıkça destek verdiği Kerim Akça başkanlığa getirilirken yapılan seçimlere, “Demokratik oldu” denilebilir mi?

Söz konusu olamaz.

Dönelim bu güne: Şaban Korkmaz dönemindeki yönetimlerde yer alanların, ya da Şaban Korkmaz’a yakınlığı ile tanınanların, vızvıdık nedenlerle Disipline gönderilmesi, trajikomik bir durumdur.

AKP’nin saygın isimleri için öne sürülen “Muhalefetle işbirliği yapma ve grup kararlarına uymama” gibi gerekçeler, hiç inandırıcı değildir.

Çünkü uygulamada tam tersi görülüyor.

Altını çizerek bir kez daha anımsatalım: AKP yöneticileri yasal olmayan grup kararı alamaz. Yasal olmayan kararlara hiçbir meclis üyesinden oy vermesi istenemez. Aksi halde suç işlenmiş olur.

Sadi Kurtulan’ın ağzına bakarak, yeşil alanların talanına grup kararı alındı da ne oldu? Sadi Kurtulan ve tüm meclis üyeleri bu yüzden soruşturma geçirmiyor mu?

AKP, kendi ayağına sıkıyor aslında: “Bunlar, O’nun adamı” diyeceğine, kasasına her ay ortalama 3.5 trilyon giren Belediye’nin neden zarar ettiğine bakılsa daha doğru olmaz mı?

Belediye iflasa doğru gidiyor, kimin umurunda?

Sadi Kurtulan’ın, MHP’nin 23 Mart’ta yaptığı Bursa’daki mitingine, Belediye’nin iki otobüsünü bayraklarla süsleyip, bozkurtlarla doldurarak destek verdiğini biliyor musunuz?

Mustafakemalpaşa Belediyesi, Cumhuriyet tarihinin en şaibeli dönemini yaşıyor.

Vur patlasın, çal oynasın. Daha önce söyledik, Disiplin bahane, oynayanlar şahane.

Hiç duymadığımız, hiç görmediğimiz ilginç uygulamalar dudak uçuklatıyor.

Partilerin meclisteki üye sayısını ele alalım: AKP:16, MHP:5, DP:4. Üstünlük, ezici bir çoğunlukla AKP’de. Nasıl oluyorsa, AKP’nin “Akil adamları” Disipline gönderilirken, MHP’li Muhsin Aytekin, encümen üyeliğine, MHP’li Mahmut Gök, İmar Komisyonu Başkanlığına seçilebiliyor.

Kritik oylamalardaki şaibeli kararlar, (Uğur Böcekleri gibi) Meclisten muhalefetin oylarıyla geçebiliyor.

İşin içinden, çık bakalım çıkabilirsen.

Yeşil alanlara yapılan “Uğur Böcekleri”nin “Hülle yoluyla” Sosyal Yaşam Projesi’ne aktarılmaya çalışılması neyin nesidir? Yüzme Havuzu ve Kültür Merkezi düşüncesi, Sadi Kurtulan’nın geriye dönük usulsüzlüklerin üstünü örtmek istemesidir. Bu yüzden de, şaibe kokan kararların temcit pilavı gibi Meclise getirilmesi rastlantı değildir.

Grup kararlarına bakalım kim uymuyormuş: AKP yöneticileri son Meclis oturumundan önce sözde grup kararı alıyor gibi yapıyor ve Encümen üyeliğine Cemal Batır’ın  seçilebileceğini dillendiriyor. Batır da aday oluyor. Sandıktan ise Engin Sökmen çıkıyor. Hiç de etik olmayan bu durumdan sonra şimdi ne olacak?

Cemal Batır’ılabilir mantığı ile politika yaptığını zannedenler, acaba AKP’yi batırdıklarının farkında mı?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.