ADD’nin İşgal Altında Olduğunun Belgeseli

KARACABEY ATATÜRKÇÜ 
DÜŞÜNCE DERNEĞİ’NİN  İŞGAL ALTINDA
OLDUĞUNUN BELGESELİ -1-

 

“Gazeteci her şeyi
bilen değildir, bildiği şeyi doğru yerde ve doğru zamanda yazandır!”

 

Böyle bir yazı yazıp yazmama konusunda kendimle epey
mücadele ettim. Sonunda yazmaya karar verdim. Yazıyı kağıda dökmemin asıl
nedeni  “Haksızlık acısı”dır.. İkinci
nedeni ADD yöneticilerine “Kastanyetlerimi takarsam sizler için iyi olmaz”
diyerek uyarmıştım. Algılayamamışlar. İşte taktım kastanyetlerimi ve
meydandayım.

            Açıklayacağım
olaylardan ADD yöneticileri Erol Yüksel Çingil, Recep Acar ve Ercan Yörük’ün
(seçildiğinden beri ADD’ye uğradığını gören pek olmadı sanırım) ilişki
olmadığını baştan belirtiyorum. Kendileri böyle bir derneğin yöneticileri
olmaktan üzülecekler ama elden ne gelir. Kurunun yanında yaşta yanıyormuş.
Olayların asıl müsebbipleri kendisine sosyalist diyen ve gündemin gerçek
belirleyicisi olanlardır. Diğer iki yönetici ise neyin ne olduğunu bilmeden destek
verendir.

            Ben sadece
son iki aydaki gözlemlerimi paylaşacağım. Yanlışım varsa ADD ilçe
yöneticilerine hukuk yolları açık, ancak etik olarak burada yazamadıklarımı o
zaman daha net bir şekilde dile getireceğim. Bunu bir tehdit olarak da
anlamasınlar…

1-Atatürkçü Düşünce Derneği üyesi olan birini dernek
üyelikten atılması için 07 Ocak 2010 akşamı toplantı yapıp, disiplin kuruluna
sevk ettiniz mi?

            Suçlamalarınızda,
“Üye ADD’ye uygunsuz davranışlarda bulunuyor ve Meltem Gazetesi’ndeki yazılarıyla
ADD Karacabey Şubesini rencide ederek zaafa uğratıyor” diyerek disiplin
kuruluna verdiniz mi? Konuyla ilgili olarak ilçe disiplin kuruluyla uyum
sağlayabiliyor musunuz?

            Disiplin
kuruluna verdiğiniz kişi yazdığı bütün yazılarında Atatürkçü Düşünceyi
iliklerine kadar hissederken, hissettirmiş ve Atatürkçü Düşünceyi her
platformda savunmuş ve Atatürk ilkeleri için mesleği boyunca mücadele etmiş
biridir. Suçlamalarınızı yaparken maddi temellere dayansın, lütfen afaki
olmasın.

            “Atatürkçü
Düşünceye uygunsuz davranıyor” diyorsunuz. Soruyorum sizlere; ADD lokalinde
okey oynayarak, at yarıştırarak, kestane pişirerek ve mayalanarak mı? Atatürkçü
Düşünceye uygun davranıp, bu düşünceye hizmet ediyorsunuz? Hadi oradan!
Uyuşturduğunuz akıllarınızla o iş asla olmaz. Ülkemiz kaynıyor, aydınlar
komutanlar ve yargı elemanları gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Sizler
neredesiniz? Masa başında taş mı diziyorsunuz? En önemlisi şu; ADD ile yakından
uzaktan ilişkisi olmayan biri mahalle kahvesinde “Seni ADD’den atacaklarmış ben
senin yanındayım. Çekinme seni atmazlar ben görüşmeleri mi sürdürüyorum” diyor.
Kimler ki bu açıklamaları sokağa taşıyor? Sokaktaki insanlar korumacılık
yapmaya kalkıyor. Demek oluyor ki ADD’ye gerçek zarar verenler kendileridir.

            Sosyalist
ve dernek gündeminin belirleyicisi arkadaşım son 24 Ocak Uğur Mumcu’yu anma
töreninde, gerçek Atatürkçüler Cumhuriyet alanında iken sizler neredeydiniz?
Eğer dernekte idiyseniz ne yapıyordunuz? Ben ve arkadaşlarım daha önceki
yıllarda derneğe ince saz getirip göbek atarak Uğur Mumcu’yu anma etkinliğini
yaptığınızı unutmadık ve o akşam gözlerimize inanamayarak lokali terk etmiştik.
Hatırladınız değil mi? Ara sıra aynaya bakmaya ne dersiniz?

2-Atatürkçü Düşünce Derneğine bir arkadaşımla birlikte
öncülük ederek bıraktırdığımız Meltem Gazetesi’nin 2′ ye karşı 5 oyla karar alıp
gazetenin derneğe girmesini neden önlediniz? Bre kuzum, siz Ali kıran baş kesen
misiniz? Valla Başbakanım bile sizden dürüst, o basını engelliyor dendiğinde
sizin gibi yapmıyor. Bakanlar kurulu kararı aldırmıyor.

            Siz
sosyalist geçinen arkadaş, ADD ile ilgili bir iki yazıda adınız geçtiğinde
Meltem Gazetesi’ni ve Avcı Köşesinin Yazarını mahkemeye verip
süründürecektiniz. Benim tanıdığım sosyalistler kararlıdır, gözleri karadır,
verdikleri sözlerinde dururlar. Ölümüne bile olsa yollarından vazgeçmezler
sonuna kadar mücadele ederler. İpe giderken bile taviz vermezler.
Yapamayacaklarını dost meclislerin de dillendirip kendilerini tatmin etmezler.
Kısacası fısıltıyla hareket etmezler, yüreklerini koyarak yaparlar. Nerde o
yürek, yok ki! Sadece fısıltı üretirken var.

            Ben
doğduğum köyde, yaşadığım mahallede ve mesleğimi sürdürdüğüm her yerde
Atatürkçü olduğumu, Atatürk ilkelerini savunduğumu, sosyal demokrat
olduğumu,  siyasi bir partinin yandaşı
olduğumu hep söyledim ve söyleyeceğim de. Sosyalist arkadaşım cesaretin varsa
köyünde ve yaşadığın mahallenin kahvesinde sosyalist olduğunu ve sosyalist gibi
yaşadığını söylesene, çok merak ediyorum. Ne olursun benim bu merakımı gider.

3-Dernek gündemini belirleyici yöneticim, Dernek lokalimiz
de “Bakırköylü arkadaşlar yemek vereceklermiş” diyerek yönetim kurulunun
okeyini aldın. Bakırköylü dostlarımız o akşam yemek mi yediler yoksa basın
açıklaması mı yaptılar? Bakırköylü dostlarımıza sözüm yok. Basın açıklaması
yapmak en doğal haklarıdır. Ancak Atatürkçü Düşünce Derneği kurum olarak böyle
konuların basın açıklaması yapılacağı yer değildir. Ne kadar haklı olurlarsa
olsunlar. Kendi kulüpleri var orada yapabilirler. Ayrıca basın toplantısında
çok yakın dostlarımdan olan Galatasaraylılar Derneği kurucusu vardı. Acaba
derneğinde bu açıklamayı neden yaptırmadı? Hiç düşündünüz mü? Yaptırmaz ve
yaptıramaz, çünkü derneği bir spor kulübü taraftarları derneğidir. Peki
Atatürkçü Düşünce Derneği yol geçen hanı mı? Herkes istediğini yapabilsin.
Dernek amacının dışında faaliyette bulunmuştur. Bu suçtur gündemi belirleyen
yöneticimize duyurulur…

            Yine aynı
arkadaşım; “Fenerbahçeliler Derneğinden bir grup arkadaş yemek yiyecekler” diye
izin aldı. Bu güzel gençler derneğe davul zurna getirerek eğlencenin hakkını
verdiler. Derneğin para kazanması uğruna yakışıyor mu? Açıkça itiraf etmekte
sakınca görmüyorum. O akşam dernekler masasına şikayetçi olacaktım. Eğlenceye
katılanlar gençtiler ve dernek üyesi değillerdi. Derneğin kapatılmasına
sebepti. Ancak gelenlerin mağdur olmaması ve derneğe art niyetle bakmamaları
için yapmadım. Bildiğim kadarıyla ilçemizde Fenerbahçeliler Derneği var ve çok
güzel de bir lokale sahipler. Fenerbahçeliler eğlencelerini kendi yerlerinde
yapabilirlerdi. Acaba niye ADD’yi tercih ettiler?

            Sahi
Atatürkçü Düşünce Derneği lokalinde Atatürkçülükten başka her şey yapılabiliyor
mu?

4-Sosyalist olduğunu savunan yöneticim; ilçemizdeki bir
siyasi partinin kadın kolları ve belediye meclis üyeleri derneğe ziyarete geldiğinde
okeyi  bırakıp konuklarla bir yönetici
olarak ilgilenmeyecek kadar çok mu büyük, yoksa çok  iddialı mı oynuyordunuz? Gelen bayan konuklar
ile sadece dernek başkanı ilgilendi. Demek ki sosyalizm adına okey oynamak daha
ehveni şermiş

            Aynı kadın
kollarındaki arkadaşlar, “Derneğiniz üyesi bayan üyeleri toplayın gelelim
tanışalım, öğrencilere burs vermek için çalışmalar yapalım” dediler.
Toplantının yapılacağı gün dernek üyesi hiçbir üye bulunamadı. Hiç mi rahatsız
olmuyorsunuz? Tabii ki hal böyle olunca kadın kolları derneği ziyaretten
vazgeçtiler.

5- İyi bir fısıltıcı, dernek eski başkanı olan yönetici;
derneğin ilk açıldığı yıllarda o zamanın yöneticisinin dernek adına yüklü borç
bıraktığını yıllar sonra dillendirmektedir. 2010’lu yıllara geldik. Sizin
tabirinizle mührü zamana uğradı. O günlerde derneği siz hava parasına bir
müstecire verip borçları ödemediniz mi? Merak bu ya, o günkü borçlar duruyor
mu?  Helal olsun, onca yıldan beri
borçlarını istemeyecek kadar sabırlı esnaf kalmış. Yoksa benim aklıma bir
şeyler geliyor. Doğru mu ki?

6-Derneğe son zamanlarda gençlik komisyonu üyeleri
gelmiyor. Nedenini hiç merak ettiniz mi? Merak etmediniz bre aymazlar,
şaşkınlar. Çocuklar okul harçlıklarından topladıkları parayla 10 TL taksitle
ısıtıcı aldılar. Isıtıcıya el koydunuz, yukarıya çıkardınız. Bu kadar mı
düştünüz? Yazıklar olsun. Bu çocukların ısınmaları için yakıt vermiyorsunuz,
yakıt verdiğinizde de “Sobanızı kendiniz yakın” diyorsunuz. Dernek lokali sizin
özel mülkiyetiniz ya. Siz orta katta keyif edin, ısının, yiyin, için, bir
yerlerinizi kurcalayın, oh ne ala memleket…

            İşte bu
umursamadığınız gençlik, kitap kırtasiye olmak üzere kampanya düzenledi. Kendi
güçleriyle çok güzel şeyler topladılar. Okulları olduğundan tasnif edemediler.
Sonra derneği terk ettiler. Gelen bu yardımları ayrıştırıp, dağıtmak çok mu
zor? Ama oyundan hanginiz kalkacak, hanginiz boş zamanlarında gelip iş yapacak?
Gençlerimiz var ya, sizlerden çok daha iyi düşünüp gerçekleri görüyor.

7-Merak ediyorum da soruyorum. Karacabey gündeminde
Atatürkçü Düşünce Derneği ne zamandan beri yer almıyor.

            Yıllarca
düzenlenen ADD minikler ve olgunlar turnuvasına ne oldu? Stertball (sokak
basketbolu) turnuvası ne oldu? Her yıl 18 Mart Çanakkale Abideler gezisi ne
oldu? Onlarca öğrenciye burs veriliyordu ne oldu? Çeşitli yarışmalar
düzenleniyordu ne oldu? Okullara Atatürk Köşeleri hediye ediliyordu ne oldu?

            Kısacası
Karacabey’de her alanda Atatürkçü Düşünce vardı. Ya şimdi nerede var? Sadece
lokalde var. Aman dernek kapanmasın, dernek açık kalsın, dernek zarar görmesin.
Başka düşünceniz yok.

            Dernek
lokalinin açık kalmasıyla Atatürkçü Düşüncenin yaşayacağını sanan gafiller,
şaşkınlar, aymazlar, dernek lokalinin kapanmasıyla sizler açıkta kalmazsınız.
Elbette barınacak bir yer bulursunuz. Bu davranışlarınızla Atatürkçü Düşünceye
zarar veriyorsunuz, aklınızı başınıza toplayarak, tasınızı, tarağınızı toplayın
da güle güle gidin.

            Eğer
gereğini yapmazsanız. (Beni dernekten attırmayı beceremiyorsunuz. Çünkü
elinizde maddi deliller yok, sadece dedikodu var).Ben de gereğini yapmaya
çalışacağım. Yerel disiplin kuruluna değil, sizleri Genel Merkez Disiplin
Kuruluna somut belgelerimle şikayet için başvuracağım. Ulusal basında da
istemeyerek de olsa yer alacağız.

            Hodri
meydan. Bakalım meydan kime dar gelecek? Sosyalist ile gündem belirleyicisine
mi? Yoksa  gerçek Atatürkçülere mi?
Karacabey kamuoyu görecek…

            Son söz: Böyle bir yazıyı köşemde
paylaştığım için üzgünüm. Bu güne kadar ANALİZ adı altında değişik konuları
kendimce analiz ettim. Bugünden sonra yine yazılarıma buradan devam edeceğim.
Ancak bir farkla köşemin adı “GÖRÜŞ” mü olur “BAKIŞ” mı olur? Gazetemizdeki
genç çalışanlar belirleyecekler. Çünkü Ocak ayının sonundan beri Görüşüm ve
Bakışım tamamen netleşti. Gelecek yıllarda ANALİZ ile yine devam edeceğim.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.