Yirmi üç buçuk Derece Mucizesi

Yine bir gündönümüne geldik. 21 Aralığı 22 Aralığa bağlayan saatlerde en uzun geceyi yaşayacağız. Bir başka deyişle bu tarihte güneş ışınları 23.5 derece güney enlemi olduğu varsayılan Oğlak Dönencesine dik olarak gelecek.
Daha ilkokul sıralarında öğrendiğimiz en temel bilgi, dünyanın dönüş ekseninin, dünyanın güneş etrafındaki yörüngesine göre 23,5 derece eğik olduğudur. İşte biz dünyada bugün var olan yaşamı borçlu olduğumuz temel etkenlerden birincisi olmasa da ikincisi bu 23,5 derece eğikliktir. Ve elbette birinci etken, dünyanın güneşe olan mesafesi.
Evrenimizde, ya da içinde bulunduğumuz galaksimizde bize benzer başka bir yaşam var mı? Günümüz teknolojik gelişmeleri ile bunu bilemiyoruz. Ancak bilebildiğimiz gerçek şu: Evrenimizde var olan binlerce yıldız (güneş) sisteminde sayısını bilemediğimiz kadar gezegen var. Bunlar içinde kendi yıldızına (güneşine) olan mesafesi dünyamıza benzeyen bir başka gezegen var ise ve bu gezegenin dönüş ekseni bizim gezegenimize benzer şekilde eğimli ise o gezegende yaşamın var olması, ya da belirsiz bir gelecekte ortaya çıkması, dahası, geçmişte var olmuş olması muhtemeldir. Sadece muhtemel…
Dünyamızın güneşe olan mesafesi yaşamın oluşması için uygun ısı koşullarını yaratmış, dünyanın dönüş ekseninin eğikliği ise mevsimleri yaratarak sürekli aynı koşullar yerine değişken mevsimleri yaratmıştır.
Kuzey yarıkürede yaz iken, Güney yarıkürede kış koşullarının olması, Kuzeyde sonbahar iken Güneyde ilkbaharın yaşanması hep bu 23,5 derece mucizesi ile ilgilidir.
Bir an için dünyamızın dönüş ekseninin 23,5 derece değil de güneş ışınlarına dik olduğunu düşünsek mevsimler olmayacak, dünyanın belirli bölgeleri sürekli yaz, bazı bölgeler sürekli bahar, geri kalan bölgeler ise sürekli kış koşullarını yaşayacaktı. Bu bölgelerde geceler ve gündüzler sürekli sabit bir zaman sürecekti. Hava koşullarındaki küçük değişiklikler ise elips seklindeki dünya yörüngesinin güneşe yaklaşıp uzaklaşması ve atmosferik değişimlerle oluşacaktı.
Bu koşullar altında nasıl bir dünyada yaşıyor olacağımızı en iyi tarımla uğraşan çiftçilerimiz bilebilir. Belki de dünyada yaşam hiç başlayamayacaktı.
Bu günden itibaren kış koşulları sertleşse bile günler uzayıp geceler kısalacak ve ekinoks dediğimiz gündüz gece eşitliği 21 Mart günü baharın müjdecisi olacak.
Baharın gelmesi ile dileriz, ülkemiz üzerinde yıllardır süren siyasal kış koşullarının da sonu olur. Dünya üzerinde yaz ve kış koşullarını değiştirip dilediğimiz gibi düzenlemek bizim elimizde değil. Ancak, ülkemize siyasal baharın gelmesi büyük ölçüde bizlerin elinde. Bunun için bir mucizeye gerek yok. Çalışmak. Sadece çalışmak…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.