“Türk tarımı bitiyor”

Vatan Partisi Çiftçi Bürosu Başkanı Prof. Cengiz Çakır, hükümetin yanlış tarım politikalarının çiftçiyi bitirme noktasına getirdiğini söyledi.
Çakır yaptığı basın açıklamasında konu ile ilgili şu görüşleri paylaştı.
“AKP Hükümeti tarafından gümrük vergisi indirimi uygulanarak bazı bitkisel ve hayvansal ürünlerin dış alımı yapılması için, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO)’ne ve Et ve Süt Kurumu (ESK) ‘na yetki verilmiştir.
Bu yetkiler kullanıldığı takdirde, halen geçerli fiyatlar üzerinden 2 milyar dolardan fazla ödeme yapılması gerekecektir.
Bu girişimin fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu kontrol altında tutmak amacıyla alınan bir önlem olduğu ileri sürülmektedir. Bu gerekçeleri hiç inandırıcı bulmuyoruz.
Tarımda kendimize yeten bir ülkeyiz
Türkiye’nin tarımın her kolunda kendine yeterli olacak tarımsal potansiyeli vardır. Dış alım dışa bağımlılığa yol açar. Tahıl ve kırmızı et başta olmak üzere bütün stratejik ürünlerde dışa bağımlılık kabul edilemez.
Akılcı planlar yapılmalıdır. Yapısal sorunları çözerek, üretimi özendirerek, ülke kaynaklarını harekete getirmek gerekmektedir. Tahıl üretimi açısından verimli bir yılda, hem de hasat mevsiminde gümrük vergisi indirilerek, hatta bazı ülkeler için sıfırlanarak tahıl ithalatına neden gerek görüldü?
Dış alım herkesi psikolojik olarak etkilemektedir. Saman ithalatına verilen paranın tutarı çok önemli olmayabilir. Ama samanı bile ithal eden ülke sayılmak Türkiye’nin imajını zedeliyor. Milli yemek saydığımız kuru fasulyeyi, yanındaki pilavı yaptığımız pirinci, hatta üzerine ekeceğiniz pul biberi bile ithal etmek bize yakışıyor mu?
Ucuz biber ithal edeceğiz derseniz üretici biber niye üretsin?
Biber dikim mevsiminde Çin’den ucuza kırmızıbiber ithal edileceği ilan edilirse insanlar niye biber yetiştirsin?
Türkiye Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra dünyada en çok sığır ithal eden ülke idi. Şimdi yanına küçükbaşları ekledik, yetmedi lop et, karkas et ithal ediyoruz.
Bir de Milli Tarım Projesi’nden söz ediliyor. Ortada amacı, hedefi, kaynakları, maliyeti, getirisi, zamanlaması, başarı kriterleri belli, proje denilebilecek bir doküman yok. Söylenen bir sürü lafın da “milli “ olmakla bir ilgisi yok.
İthal edilecek bu ürünlere ödenecek para 2 milyar dolardan fazla. Bu tarımsal desteklere ayrılan paranın yarısı demek. Bu kaynak elinizde varsa Türk çiftçisini desteklemek için kullanın. Üretim de artar, fiyat istikrarı da sağlanır.
Bosna Hersekten sıfır gümrük buğday alınacak
Prof. Çakır ilginç bir ayrıntı daha açıkladı, şöyle dedi: Bosna Hersek küçük bir yer. Buğday ithali için sadece Bosna Hersek için sıfır vergi kararı var. Buğday ithalinde vergi indirimi yüzde yirmi gibi olduğu halde sadece Bosna Hersek için bu sıfıra çekildi. Bunun anlamı nedir. Bunu anlamak mümkün değil. Uluslararası bazı kuvvetlere Bosna Hersek üzerinden ayrımcılık mı yapılıyor?
Milli tarım politikası ile ilgili bir örneği dikkatinize sunmak istiyoruz. Uçak düşürülmesi sonrasında Rusya tarafından Türkiye’den tarım ürünleri ithalatı yasaklandı. Yasak kapsamına 14 tarım ürünü girmekteydi ve en önemlisi domates idi. Sonraki süreçte ilişkiler düzeltildi ve bu yasaklardan 13’ü kaldırıldı, domates yasağı halen sürüyor. Rusya ile görüşmelerde domates konusu üzerinde ısrarla durulduğu halde kabul edilmedi. Putin, “Türk domatesi daha ucuz ve kaliteli, tüketicimizin bundan yararlanmasını isteriz. Ancak bizim domates üreticilerimiz büyük miktarlarda kredi aldılar ve yatırım yaptılar. Bir üretim süreci söz konusu. Dolayısıyla kısıtlamalar devam edecek “ dedi. Doğrusu budur.
Binlerce hayvancılık işletmesi kuruldu, büyük yatırım yaptılar. Siz ucuza et getirirseniz onlar ürünlerini kime satacak. İşletmeler batınca üretimi kim yapacak?
Köprü yapanlara verdiğiniz garantilerin, benzerlerini tarıma yatırım yapanlara da vermeyi düşünür müsünüz?”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.