Takiyye
Takiyye
Karacabey Yeniköy’de geçen gün denize gittim. Çocuklar, bayanlar, erkekler denize girip çıkıyor. Deniz kirli, mühim değil, milyarlık tesis yaptıranlar, milyonluk arıtma tesisi yapmıyorlar, atıklar dereye, dere de onları denize sürüklüyor.
Deniz kirleniyor, vatandaş da onların arasında, mikrop içinde yüzüyor. Çevre bakanlığı varmış, kimin umurunda. Çevre bakanlığı, garibana görevli. Sermayeye değil. Sermayenin işine karışırsa, Ecevit’in başına gelenler onların da başına gelir.
Tam sayfa gazete ilanları ile sermaye onları da alaşağı ediverir.
Güneşlenip, kitabımı okuduktan sonra, deniz kenarından ayrıldım. Duşumu aldım. Deniz Cafe’de çayımı içiyorum.
Karşı kaldırımda üç bayan yürüyor. İkisi mantolu-eşarplı hanım hanımcık. Aralarında bir bayan var. Uzun boylu, beyazlar giyinmiş. Ayakkabı beyaz. Pantolon; daracık, beyaz. Bluz; kısa, beyaz. Türban; beyaz. Ellerinde eldivenler beyaz. Huri midir, peri midir? Anlayamadım.
Kordon yoluna saptılar. Ben de hınzırım ya, yakından inceleyeyim dedim. Özellikle takip ettim. Sanki kasıtlı giyinmiş. Esmerimsi, ela gözlü, Allah sahibine bağışlasın. Türbanın altında bant var. Saçının teli görünmesin, günahtır. Vücut meydanda imiş, mühim değil.
Düşündüm. Neden bu bayan peçe takmıyor? Yüzü görünüyor, günah değil mi!. Öyle ya, erkekler de günaha giriyor. Saç için pek yok ama “Esmerim biçim biçim, ölürüm senin için.” “Ela gözlerinden muhabbet kaptım” şarkıları, böyle bayanlar için söylenmemiş mi?
Bakınız, başbakanın eşi eğitim kurumlarında ve devlet dairelerindeki başörtüsü yasağını “Esefle” karşılıyor. “Bu uygulama, buna sebebiyet verenlerin bir yüz karası olarak tarihe geçecektir” diyor. Allah’tan peçe takmalarını tavsiye etmiyor, buna da şükür.
Eski Meclis Başkanı Arınç,” Dindar Cumhurbaşkanı seçeceğiz” diyordu. Bugüne kadar meğer on tane kâfir Cumhurbaşkanı ile idare edilmişiz! Neyse dindar Cumhurbaşkanı da bugün geldi gelecek.
Başbakan gençliğinde, “Şeriat İslamdır, Anayasa Kuran’dır. Laik devlet, yıkılacak elbet. İslami devlet kurulacak. Şeriat gelecek, vahşet bitecek” gibi daha birçok slogan atan insan, “Şimdi değiştim” diyor.
Ben 66 yıldır değişemedim. İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur. Başbakan şimdi muhakkak değişti. Slogan yerine, icraat yapıyor. Gençlik emellerini şimdi uygulayabilir!..
Seçilecek dindar Cumhurbaşkanı ile yasaları değiştirirler, okullarda, resmi dairelerde türban serbest olur. Bayan hemşire ve doktorların, “Siz erkeksiniz, size bakamayız” diyecekleri döneme girebiliriz. Ilımlı İslama yöneldikten sonra arkasından şeriat yönetimi de gelebilir.
Sünnet cemiyetlerinde Alparslan’a, Abdülhamit Han’a dua edilirken; “Ülkemizi düşman işgalinden kurtaran, bayrağımızı göklerde dalgalattıran, huşu içinde kur’an-mevlit ve ezan dinleten, Atatürk ve silah arkadaşları unutuluyor.
Kurtuluş savaşında şehit düşen askerlerimiz görmezden geliniyor. Ne yazıktır ki, Atatürk’ü ağzına almayan, O’nun devrimlerine düşman olan, “9 yaşında kız çocukları evlendirilebilir“ diyen, şeriat yanlısı ilahiyat profesörleri, hocalar ve din adamları yetiştirdik.
Atam; şeriat yanlıları sana iki defa suikast düzenledi, başaramadılar. Seni öldüremediler. Ancak, seni öldüremeyenler, şimdi devrimlerini öldürüyorlar. Dini alet edip, sömürü düzenini -takiyye yaparak- sürdüren sahtekârlarla.