Size tiyatrocu diyebilir miyim?
Teşekkürler…
Ben de size tiyatrocu diyebilir miyim?
Karacabey Ticaret Borsası Salonunda Çarşamba günü akşamı Tamer Dursun’un “Amca size insan diyebilir miyim?”mi izledim. Halk Eğitim Merkezi tiyatro kursuna katılan kursiyerler tarafından sahnelenen, Sezai Şafak yönetimindeki yapıtın tadı damağımda kaldı. Herkesin izlemesini öneririm. Tek kelimeyle muhteşemdi. Tiyatro yaparak geçimini sağlayan birçok tiyatrocuya on bastılar. Gösterimin bitiminde salondan ayrılan seyircilerin hepsinin yüzü gülüyordu. İzleyemeyenler adına üzüldüm. Tiyatro ekibi öğrenci ve öğretmenlerden oluşmuştu. Sadece Sırrı Şimşek KARDAK’tan ekibe katılmıştı. Ekibin performansı, replikleri, seyirciyi etkilemeleri, göze hitapları, konuya hakimiyetleri, rollerini kusursuzca becermeleri harikaydı. Konu nefisti. Birinci bölümde; paparazzi yazarına ait kesit ve ona yaşam dersi, tiyatroya bakış açısı, Roma İmparatoru Sezaryus, evcilik oyunlarındaki değişim, medyalamalığı, üniversite bitiren gençliğin işsizlik sorunu, gençliğin lümpen özentileri imaj hastalıkları, mahalle kabadayısının bitirim ayakları sergilenirken salonda nefesler tutulmuştu. İkinci bölümde; Yunus Emre tekrar dünyaya dönmüştü. Gördükleri Yunus Emre’yi şoke ediyordu. Köyde içmek için su yok. Hamburgerler, devlet dairelerindeki vurdum duymazlık, eğitimcilerin ikinci iş için yaptıkları, küresel ısınma, çevrecilik, insanat bahçesi toplumumuzdaki kültür yozlaşmasını ifade ettiler. Hepsini yürekten kutluyorum. Diyebiliriz ki Halk Eğitimin en güzel etkinliği. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler… Ancak: Şunları da yazmadan geçemeyeceğim. Salon dolmamıştı. Salonda Belediyeden, Yerel Gündem 21’den, Kültür Sanat Komisyonundan, halktan, gençlerden kimse yoktu. İleri de olası sponsor olabilecekleri göremedik. Kaymakam Dursun Balaban, Milli Eğitim Müdürlüğü protokolü doldurdu. Öğrencilerin aileleri ile öğretmenlerin arkadaşları başarılı tiyatrocuları yalnız bırakmadı. Nedense öğrencilerin arkadaşları da etkinliğe ilgi göstermediler. Gerekli tanıtımı mı, reklamı mı yapamadılar diye düşündüm. Bildiğim kadarıyla her yere ulaşılmış. Ücretsiz diye mi? Gösteriye ilgi duyulmadı diyesim geliveriyor. Böyle olmadığını da biliyorum. Üzülerek belirteyim ki, Karacabey’de yaşayan insanların kültürel etkinlere katılmak gibi bir alışkanlıkları yok. Gelenek ve görenekleri oluşmamış, oluşmayacak gibi görüntü vermesi üzücüdür. İlçemizde sinema yokken herkes söyleniyordu. Neden bir sinemamız bile yok deniyordu. Alın size Karacabey halkı bölgenin en güzel cep sineması hazırlandı. Türkiye’de yeni vizyona girmiş Mavi Gözlü Dev filmi, bir haftadır seans için izleyici bekliyor. Kimse gelmediği için gösterime sunulamıyor. Tiyatronun olduğu akşam bir grup insan bir araya gelerek filmi yeni izlediler. Yazıyı gazeteye verdiğim akşam bir grup arkadaşımla sinemaya gideceğim. Küçücük ama önemli bir ayrıntıya değineceğim. Perşembe günü yani filmin vizyondan kalkacağı gün, Cumhuriyet İlköğretim Okulunda “Toplum mu sanatçıyı, sanatçı mı toplumu etkiler?”diye bir münazara var. İlköğretim çağındaki öğrenciler öyle güzel hazırlanmışlar ki, harika. Nereden mi biliyorum? Meltem Gazetesi’nin yaşı küçük yüreği büyük yazarı Sinan Çiftçi’den öğrendim. Münazarayı kazanan grubu şimdiden kutluyorum. Şunu iyi biliyorum ki kaybeden Karacabey oluyor. Tiyatro ekibi uzun soluklu olamayacak. Bir gün, bizden bu kadar diyecekler. Açılmasını çok arzuladığımız sinemada kapanacak. Sinemanın işleticisi ne kadar dayanacak. Bildiğiniz gibi hazıra dağlar dayanmaz. Vah vah Karacabey’im, Karacabey’lim.