GELECEK ÇOCUKLARIMIZIN ELİNDE! Miraç Erdemir Tamer UĞUR Okulları Karacabey Kampüsü Kurucusu

Doğduğumuz gün başlarız öğrenmeye. Önce annemizin kokusunu öğreniriz içgüdüsel olarak, sonra ışığa alışır gözlerimiz, sonra seslere ve gittikçe büyür sayısı öğrendiklerimizin.

Eğitim aslında yaşamın kendisidir, her alanda bizimledir ve durmak bilmez. Aileden başlar, sonra okul, sonra sosyal çevre ve tüm yaşamımız boyunca devam eder. Hep daha ileriye hep daha iyiye, güzele ulaşmak için merakla devam ederiz.

Dünyanın tüm varlığı, doğru bir eğitim yüklemesiyle yetiştirilen çocuklardan geçer. Uluslar, toplumlar böyle ayakta kalır. Doğru yöntemlerle öğrenmek ve öğretmek, hızla gelişen teknolojinin eğitim alanına entegrasyonu kolaylaştırır. Dünyadaki eğitim sistemlerini takip ederek yolumuza devam etmek, kaçınılmaz bir olgudur.

Yepyeni bir kuşak var artık elimizde. Bizim bildiklerimizden fazlasını bilen, öğrenmek için bizden daha ilgili, bizden daha istekli bir kuşak. Bizlere düşen görevin başında ise onlara, sınırsız eğitim ve öğretim olanağı sunmanın sorumluluğu yer alıyor.

Bunu yaparken, yapmamız gereken öncelikle kontrolü sağlamaktır. Çocukların, teknolojiyi ve teknolojik cihazları kullanmaları, dünya ile sürekli iletişim halinde olmalarını sağlıyor. Ancak, zihinlerini temiz ve açık tutmak, düşünmek, eyleme geçmek için zamanlamayı ayarlayabilmek, profesyonellere ihtiyaç duydukları bir alandır.

“Kontrollü özgürlük” diye adlandırabileceğimiz şekilde çocuklarımızın eğitim hayatlarını şekillendirmek için yanlarında olmak ve onlara olanak sağlamak gerekir.

Yeni dünya düzeninde karşımıza çıkan eğitim konusunda, tüm çocuklarımızın, modern iletişim sistemlerinden, teknolojik gelişmelerden yararlanma ve öğrenme fırsatlarını değerlendirmek zorundayız.

Yaşadığımız yüzyılın sorunlarını anlayacak, önümüzdeki yıllarla ilgili öngörüde bulunarak proje geliştirebilecek, çözüm üretebilecek, sorunlara karşı ulusal, bölgesel ve global önlemler alabilecek düzeyde gençler yetiştirmek durumundayız.

Çocuğun aldığı kaliteli eğitim, çocuğu hem bir üst eğitim yılına hazırlamalı, hem de doğrudan hayatı kucaklamasına yardımcı olmalıdır.

Yalnızca ticarethane mantığı ile yürütülen okul ve dershanelerden kaçınılmalıdır. Çocuğun, çok değerli bir birey olduğu, değerinin notlarındaki rakamlardan ibaret olmadığı unutulmamalıdır. Çocuk, matematik öğrenirken, enstrüman çalabilmelidir. Sınıf içi etkileşimin önemi kadar doğa ile iç içe, özgürce vakit de geçirebilmelidir. Yaratıcılığı sürekli desteklenmelidir. Aldığı eğitimin niteliği bu günün yaşayan ve yakın gelecek zamanın hayata geçmesi muhtemel teknolojiler ışığında yapılandırılmalıdır.

Yeni yüzyılın zorunlu kıldığı temel konularda, öğrenciler bilgi, beceri ve uygulama tecrübesi kazanmalıdır. İdeal eğitim bu temel anlayış üzerine şekillendirilmelidir.

Çocuğa yatırım, eğitim hayatına yatırım, yepyeni bir gelecekte bizi dünya olarak zirveye taşıyacak yatırım anlamına gelir.

Unutulmamalıdır ki, çocuğa yapılan yatırım, yatırımların en sağlıklısıdır.

Geleceğimiz, hak ettiği değeri gören ve hak ettiği eğitimi almasını sağlayabildiğimiz çocuklarımıza bağlıdır.

Düşünen, olduğu ile yetinmeyen, sürekli sorgulayan, potansiyelini sonuna kadar kullanabilen alanlar yaratan, hiçbir zaman durmayan, kişiliğini evrensel donelerle besleyenler bir adım önde olacaktır.

Eğitim ve öğretim hayatına; doğru kurumlarla, doğru argümanlarla devam eden çocuklarımızın sayısı arttığı sürece, çok daha güzel bir dünya bizi bekliyor olacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.