Fiyasko

Fiyasko
Meydanlardan gelen sese uyarak, sağda ve solda, parçalanmış partiler birleşmeye gayret gösterdiler. Önce ANAP ile DYP, birleşmenin öncülüğüne soyundular. Daha sonra da CHP ile DSP aynı yola girdiler. Bir süre sonra birleşme değil de, “Güç birliği”nin bünyelerine daha uygun olacağını gördüler.
DYP ile ANAP ise, emsali görülmemiş desteğe rağmen; birleşme veya güç birliğini istiyormuş gibi görüntü verdiler ancak güçlerinin kendilerinden başka, kimseyi aldatmaya yetmediğini belki de iş işten geçtikten sora anladılar.
ANAP, 1980 sonrasındaki yasaklı dönemde kapatılan AP ve Büyük Türkiye Partisi’nin misyonunu yüklenecek hava yaratarak 1983 seçimlerine girdi ve MDP ile HP’yi geride bıraktı. Kazandığı bu başarıdan sonra; AP ile BTP sempatizanlarını kendisine rakip seçti. 1980 öncesi AP kitlelerini hedef almış ve neredeyse siyaset sahnesinden silmeye çalışmıştır.
İşte DYP ve ANAP ‘ı birleştirme gayretinde görünüp de, adeta birleşmenin önünde engel gibi duranlar, Merhum Turgut Özal’ın bürokraside ve siyasette yetiştirdiği elemanlarıdır.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Özal zamanında Emniyet Teşkilatın da koşar adımlarla tepe noktaya ulaştı.
Bay Erkan Mumcu da aynı şekilde ilerledi ve genç yaşta bakanlık koltuklarının birinden diğerine ve en sonunda da ANAP’ın Genel Başkanlığı’na ulaştı. İkisi de gıdalarını Özalizm’den aldı. Uzlaşmacı kültürden gelmedikleri için kriz ortamlarında yaşam bulacaklarını zannettiler.
1982 Anayasası ile 80 öncesi siyasi partilerin genel başkanları ve genel idare kurulu üyelerine konulan on yıl siyasetten men kararının kaldırılması gündeme geldiğinde, Özal’ın davranışını hatırlayınız. Yasakların kaldırılması, TBMM’den çıkmasına rağmen, Özal kararı referanduma götürerek, eski siyasileri halkoyu ile sözde tarihe gömecekti. Başaramadı.
1989 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aynen, bugün olduğu gibi uzlaşmaz tutum sergilendi. Özal, Partisine mensup milletvekillerinin oyları ile Çankaya’ya çıktı.
İşte Bay Ağar ile Bay Mumcu bu kültürden gelmektedirler.
Unutmadan ifade edelim, Bay Ağar bu arada ne yaptı? Kaşla göz arasında DYP’yi kapattı.
Ortada kesin birleşme emareleri henüz kendisini göstermeden DYP’yi buharlaştırdı. Şark kurnazlığı yaparak DP’yi kurdu ve 1946 ruhunu canlandıracağını zannetti. Ancak, 1946 da kurulup, 1960 da kapanan DP’yi hatırlayan ve bilen insan sayısının çok az olduğu unuttu.
Kısaca, Bay Ağar ve Bay Mumcu, merkez sağı böğründen hançerlemişlerdir. Hani bir söz vardır “Yap desen yapmaz.” İşte öyle bir şey.
Merkez sağın umutlarını yıktılar. “Tanrı taksiratlarını affetsin” demekten gayri elimizden bir şey gelmez.
 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.