Diploma Borsası

Türkiye, yıllardır Cumhurbaşkanlığı makamında oturan zatın diplomasını tartışıyor. Tartışma sonuçlanmadan Cumhurbaşkanının görev süresi biteceğe benziyor.
Oysa ülkemizde milyonlarca genç insanı ilgilendiren bir diploma borsası oluşmuş durumda. Kimse bu durumu tartışmıyor. Özal dönemi ile yeniden başlayan özel üniversite furyası ülkemizde bir diploma ticareti borsası oluşturdu. 1968 gençlik hareketinin özel yüksek okullarına karşı başlattığı büyük yürüyüş ile Anayasa Mahkemesi bu okullar rezaletine son vermişti.
Hızla artan nüfus, üniversitelerin düşük kapasiteleri, Anadolu’da yeni açılan üniversitelerin kalitesi konusundaki kuşkular, üretmekten vazgeçen ülkemizde genç insanlara iş sağlayacak ara elemanları yetiştirecek okullara yönelimin azalması, meslek okulu diyerek imam okullarının açılması sonucu üniversite kapılarında büyük bir yığılma yarattı. İşte tam da bu sırada Özal döneminin eğitim politikaları ile iş adamlarının yeni kazanç kapısı isteği çakışarak özel üniversite dönemi yeniden başladı. Başlangıçta birkaç tane, görece kaliteli özel üniversite açıldı ise de kısa sürede sayısız özel üniversite adı duyduk. Bunlar vakıf üniversitesi adı altında açılmış olsalar bile, kamuya vakfetmek yerine kamudan tırtıkladılar. Öyle dönemler yaşandı ki devlet üniversitelerine verilmeyen kaynaklar buralara transfer edildi.
Devlet üniversitelerinde değişik baskılarla karşılaşan kaliteli hocalar daha iyi ücretlerle bu ticarethanelere yöneldiler. Bu hocaların yanına bir takım “ünlü” artistler, şarkıcılar, gazeteci ve sporcular da kadrolara eklenip, gazete ilanları ile üniversite kapılarında yığılan yüz binlerce öğrenciden oluşan diploma pazarına girildi.
Pazar çok büyüktü. AKP iktidarı ile FETÖ örgütü arasında ilk kapışmanın üniversitelere hazırlanan gençlerin rantının paylaşımı olduğu dikkate alındığında ortaya akıl almaz paralar çıkıyordu. Üniversite hazırlığı için bir yılda ödenen paranın 3-4 katı, 4 veya 5 yıl için özel üniversitelere akacaktı.
Bu tablo ülkemizde bir diploma borsası oluşturdu. Diploma sahibi olmak isteyen gençler ve ailelerinin talepleri karşısında, adı daha iyiye çıkan özel üniversiteler, daha az kontenjanlarla çok yüksek yıllık ücretler talep ederken, pek çoğu da görece düşük fiyatlarla çok yüksek kontenjanlar ilan etti. Rekabet edebilmek için az sayıda tan burs yanında, yüzde 25, yüzde 50, hatta yüzde 75 burs vereceklerini söylüyorlar. Buna rağmen ortaya çıkan bedeller orta direk bir ailenin bile ödeme gücünün çok üzerinde. Bu özel üniversitelerin kalitesini ise soran yok.
Türkiye’de son yıllarda tüketici bilinci gelişiyordu. İş adamlarının ürettiği bozuk nallar tüketici hakem heyetleri aracılığı ile iade edilebiliyor, yenisi ile değiştirilebiliyordu. Bozuk çamaşır makinesi satın alan tüketici malı iade edebiliyor ne var ki yeterli bilgiyi almadan mezun olan makine mühendisi için yapılabilecek bir şey yoktu.
Veliler çocuklarının açıkta kalmaması ve mutsuz olmaması için bütün maddi olanaklarını seferber ederek özel okul kasalarına akıttılar. Pek çok öğrenci velisi gerçeği bilmesine rağmen sessizce bu duruma katlandı. Bu gençlerin önemli bir kısmı ilk ve orta eğitimlerini de özel okullarda tamamlamışlardı. Bu gençlerin ailelerinin çocukları için harcadıkları paraların mezuniyetten sonra bütün çalışma yaşamı süresince geri dönüşü olanaksız görünmektedir.
Şimdi üniversitelere yerleştirme sonuçları açıklandı. Bazı evlerde sevinç var. Bazı evlerde ise hüzün…
Özel üniversiteleri tercih eden evlerde ise buruk bir sevinç var. Çocuklarının geleceği için olağanüstü ağır bir maddi yük altına girmeye hazırlanıyorlar. Bu tür üniversitelerde okuyan ve maddi durumları çok iyi olan gençlerle sınıf, sıra arkadaşı olacaklar. Onlar gibi giyinmek, onların gittiği lüks kafelerde oturmak isteyecekler. Onlar gibi özel otolarının olmasını isteyecekler. Büyük çelişkiler gençlerimizin önünde dağ gibi sorunlar oluşturacak.
Türkiye zenginliği olduğunu söylediği genç insan varlığını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya.
Bu arada diploma borsası tavan yapacak. Vakti bol olanlar internet sayfalarında bu tür diploma ticareti yapanların bir yıllık öğrenim bedellerini bir kontrol ederlerse, ek olarak öğretim kadrosunun kalitesini, laboratuar, kitaplık, ders programları gibi verileri kontrol listesine eklerlerse acı tabloyu görecekler.
Bizden uyarması.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.