Çiftçi açlıkla boğuşuyor

Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca, Türkiye tarımı ve çiftçisinin içinde bulunduğu kötü duruma dikkat çekti.
2005’te kişi başına milli gelir 5 bin dolar iken, tarımda bu rakamın bin 500 dolara olduğunu belirten Karaca, “Çiftçiler söz konusu olduğunda Türkiye’nin yoksulluğunu, açlığını dörtle çarpmak gerekiyor” dedi. IMF politikaları sonucunda son bir yılda çok sayıda çiftçinin üretimden çekildiğine işaret eden Karaca, “Tarımdaki genç nüfus bavulunu alıp, büyük şehirlere göç ediyor, işsizlik yer değiştiriyor” diye konuştu. Karaca, 2004-2005 üretim döneminde girdi fiyatları yüzde 20’nin üzerinde artarken, ürün fiyatlarının yüzde 45 oranında düştüğünün altını çizdi. Türkiye çiftçisinin dünyanın en pahalı mazotu, elektriği ve gübresi ile üretim yapmaya çalıştığını ifade eden Karaca, bütçenin yalnızca 2.5’inin tarıma ayrıldığını kaydetti. Üreticiye ve tarıma verilen desteklerin düşük olduğunu vurgulayan Karaca, Türkiye’li bir çiftçinin AB ülkelerindeki bir çiftçinin aldığı desteğin ancak 20’de birini alabildiğini dile getirdi.  Karaca, 1990 yılında 27.3 milyon hektar olan tarım alanının 26 milyon hektara indiğini belirterek, “Yerli üretim azalıyor, Türkiye pazarı ithal ürünlerin istilası altında. 14 Mayıs gibi bir günde çiftçinin mutlu olması, kutlama yapması gerekiyor. Oysa Türkiye’de çiftçi mutsuz ve umutsuz. Milleti besleyen çiftçi açlıkla boğuşuyor.Tarımda 2001’den bu yana devamlı bir baş aşağı gidiş var. Çiftçi tarımdan umudunu kesti. Bu gidiş tersine dönmediği takdirde, Dünya Çiftçiler Günü’nü Türkiye’de ‘Çiftçiliğin Vefat Günü’ olarak ilan etmek daha doğru olur” diye konuştu.
Cargill olayı ibret verici Karacabey Ziraat Odası Başkanı Nuri Karaca, 2000’de 18.8 milyon ton olan şeker pancarı üretiminin IMF’ye verilen taahhütler doğrultusunda 2004’te 13.5 milyon tona geriletildiğine de dikkat çekti. Karaca, “Cargill olayı ibret verici. Neden Cargill’in kapasitesini artırmak için can hıraş çaba gösteriyoruz? Dünyada nişasta bazlı şeker üretimi yüzde 2, bizde yüzde 15’e kadar çıkıyor. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ise ayrı bir facia. Şeker ve şeker ürünleri konusunda ulusal çıkarlarımızı korumamız gerekir” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.