Aydemir, vaadler havada kalıyor
Aydemir, vaadler havada kalıyor
Karacabey Eğitim-Bir-Sen Temsilcisi İsa Aydemir, 22 Temmuz’daki genel seçimler öncesinde, siyasi partilerin bol bol söz vermelerini eleştirdi.
Siyasi partilerin ÖSS’yi kaldıracaklarını, hukukun üstünlüğünü koruyacaklarını ve özgürlükleri genişleteceklerini konuşmalarında fazla yer ver-mediklerini belirten Aydemir, söz yerine uygulama görmek istediklerini söyledi. “Seçime katılacak siyasi partilerin azımsanmayacak bir bölümünün farklı toplum kesimleri tarafından desteklenecek düşüncelere sahip olmadığını dile getiren Aydemir, “Özellikle, uygulamalarıyla eğitim hakkının kullanılmasında engeller türeten YÖK’ün bilimsel, mali ve idari özerkliğe kavuşturulacağı gibi günümüzü aratacak şekilde YÖK’ün kaldırılmasına ilişkin toplumsal uzlaşma sağlanmış beklentinin yerine ‘Devlet içinde devlet’ anlayışıyla özdeş biçimde yetkileri artacak ve geçmiş dönemdeki uygulamaları da makul kabul edilecek daha güçlü bir YÖK vaadi dikkate alındığında siyasi partilere milletin beklenti ve taleplerinin neler olduğunu hatırlatılmayı görev sayıyoruz.” diye konuştu.
Aydemir, “Sivil toplum örgütü olmanın gereklerini yerine getirmek konusunda misyon ve vizyonumuzla örnek olmanın verdiği güçle inanıyoruz ki Eğitim-Bir-Sen’in sesi, milletimizin sesidir. Yeni Meclis’imizin ve hükümetimizin sorunları çözmek ve demokratik katılımı sağlamak konusunda başarı elde etmesinin ön şartı bu sese kulak vermektir” dedi.
Aydemir, seçimler sonucunda oluşacak meclisten ve hükümetten, başta eğitim olmak üzere, demokrasi, insan hakları ve sendikacılık konularındaki beklentilerini şöyle dile getirdi: “Temel eğitim kesintili ve ücretsiz olmak kaydıyla 12 yıla çıkarılmalıdır. Meslekî eğitimden yararlanan öğrenci sayısı %65’e çıkartılarak, meslekî eğitimin yeni meslek dallarını da kapsayacak şekilde yeniden kurgulanması sağlanmalıdır. Yükseköğretimden yararlanmayı engelleyen sınırlamalar kaldırılmalıdır. Öğretmen yetiştirme ve eğitimi, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını ve niteliğini artıracak şekilde yeniden düzenlenmelidir. Öğretmenlerin ve akademisyenlerin mali ve sosyal haklarında iyileştirme yapılmalıdır. Eğitim hizmetinin sunan kamu görevlilerinin istihdamında, tam veya kısmi zamanlı sözleşmeli personel, ücret karşılığı görevlendirme gibi uygulamalara son verilmeli. Bu konumda görev yapan eğitim çalışanlarının kadrolu olarak istihdamı sağlanmalıdır. Eğitim hizmetlerini sunmakla görevli kamu çalışanlarının, eğitim çalışanı sıfatıyla sosyal ve mali haklar yönüyle birlikte değerlendirilmesine imkan veren düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Eğitim kurumlarının personel ihtiyaçları öncelikle giderilmelidir. MEB merkez teşkilatın bünyesindeki hantal bürokratik yapının giderilmesi amacıyla benzer işlevler gören genel müdürlük ve daire başkanlıklarının birleştirilmesi suretiyle birim sayılarında azaltmaya gidilmeli. Yetkilerin bir bölümünün taşra teşkilatına devri sağlanmalıdır. Anayasa’nın 130 ve 131 nci maddelerinde değişikliğe gidilerek YÖK’ün Anayasal kurum sıfatına son verilmeli ve süreç içerisinde YÖK yapılanması sona erdirilmelidir. Bilimsel özerkliği esas almış ve bilim üretme konusunda dünya devletleriyle yarışan üniversite kavramı hayata geçirilmedir. Sivil irade kaynaklı ve kısa hükümler içeren Anayasa öncelikle hazırlanmalıdır. İnanç ve düşünce hürriyetinin somut kullanımına imkan sağlayan hükümler yaratılmalıdır. Kadın vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinden yararlanmasını veya kamu görevlisi sıfatını elde etmesini engelleyen hukuksuz ve keyfi başörtüsü engellemesi sona erdirilmelidir. Yargının bağımsızlığı yanında tarafsızlığını da sağlayacak ve siyasallaşmasını engelleyecek düzenlemeleri titizlikle yapılmalıdır. Kamu görevlileri, grev ve toplu sözleşme hakkına sahip kılınmalıdır. Çalışanların, GSMH’deki ve ekonomik büyümedeki artıştan pay alması sağlanmalıdır. Kamu görevlilerinin malî ve sosyal haklarında gerçek artış sağlayacak iyileştirmeler zaman geçirilmeden yapılmalıdır.”