Zulüm ve zorbalığa boyun eğmeyeceğiz!

Eğitim Sen, Ankara eylemini değerlendirdi:

Tüm bu baskı ve engellemelere karşın, kararlı ve tavizsiz davranarak Ankara Kızılay GMK Bulvarında oturma eylemi gerçekleştirdiklerini ve yaklaşık 30 saati meydanlarda geçirdiklerini belirten Eğitim Sen’liler, “Amacımız hem kamu sendikaları yasasına hem de 4+4+4 olarak bilinen yasa teklifine ilişkin itirazlarımızı dile getirmekti. Her iki hususun da ülkemizin geleceği, toplumumuzun refahı ve emekçilerin hakları açısından yaşamsal önem taşıdığına inandığımız için kararlı tutumumuzdan asla taviz vermedik. Demokratik hakkımızı kullanarak hepimizin ortak geleceğini etkileyecek konulardaki karar alma süreçlerine müdahil olmaya çalıştık.

İktidar ise en temel haklarımızı kullanmamızı dahi engelleyerek yasakçı, tehditkar ve baskıcı tutumunda ısrarcı olarak tüm Türkiye’de iki günlük olağanüstü hal ilan etti. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelmeye çalışan emekçiler, çeşitli yöntemlerle engellenmiş ve polisin şiddetine maruz bırakılmıştır. İçişleri Bakanı’nın yayınladığı genelgeyle tüm illerde adeta olağanüstü hal koşulları yaratılmış, kamu emekçilerinin eylemleri polis ablukasına alınmıştır. Adana’da 90 arkadaşımız baskıyla, zorla gözaltına alınmış, İzmir, Aydın, Balıkesir, Manisa, Kocaeli, Bursa, Malatya, Batman, Urfa, Konya, Afyon, Mardin, Malatya, Muğla, Hatay, Zonguldak, Tokat, Eskişehir, Siirt illerinden arkadaşlarımızın çıkışları engellenmek istenmiştir. Başta Ankara ve İzmir olmak üzere Kocaeli’nde de Eğitim Sen üyelerine her türlü şiddet aracı kullanılarak sert müdahaleler yapılmıştır” diye konuştu.

Eğitim Sen üyeleri, keyfi karar ve genelgelerle sendikal hak ve özgürlüklerin engellenmesinin, kent meydanlarının polis ablukasına alınmasının iktidarın baskıcı ve otoriter bir yönetim zihniyetine sahip olduğunu bir kez daha gösterdiğini açıkladı.

Eğitim Sen İlçe Temsilciliği yönetimi, “Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini doğrudan ilgilendiren konularda yasal ve meşru haklarımızı kullanmamızın, söz söylememizin engellendiği koşullarda demokrasiden, insan haklarından bahsetmek mümkün değildir. İktidarın telaşı ve korkusunun nedeni, haklı mücadelemizin kamuoyunda yarattığı etkiden gelmektedir.

Edindiğimiz bilgilere göre biri ağır olmak üzere, çok sayıda arkadaşımızın yaralandığı ve gözaltıların devam ettiği bu saldırıyı kınıyoruz. Yaralı arkadaşlarımızdan Eğitim Sen İstanbul 1 No'lu Şube üyesi Volkan Selam, kafasına gaz bombası gelmesinden dolayı beyin kanaması geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştır. Durumu halen ciddiyetini koruyan arkadaşımız hastanede müşahede altında tutulmaktadır. Ulaşabildiğimiz diğer yaralı arkadaşlarımızın isimleri ise şunlardır: İsmail Hakkı Tombul (KESK Genel Sekreteri), Metin Vuranok (Tarım Orkam Sen Genel Başkanı), Hasan Atikara (Eğitim Sen Aydın Şubesi), Doğan Kaya (Eğitim Sen Ankara 1 No'lu Şube), Evrim Doğan (Eğitim Sen İstanbul 1 No'lu Şube), Ömer Açık (Eğitim Sen İstanbul 7 No'lu Şube).

30 saat boyunca emekçilerden yönelen hiçbir şiddet eyleminin olmadığı alanlarda, polisin tek şiddet unsuru olarak yer alması artık demokrasiden bahsedilemeyeceğinin kanıtıdır. Gar önünde, GMK Bulvarı’nda ve Tandoğan’da yaşananların sorumlusu İçişleri Bakanı ve Ankara Valisi’dir. Ankara Valiliği’nin “çağdaş güvenlik mühendisliğinin emsalsiz örneği” olarak sunduğu bu tablo da polis şiddetinin ne kadar sıradanlaştırıldığının ve normalleştirilmeye çalışıldığının ifadesidir. Bu tablo sözün bittiğinin resmini sunmaktadır.

Yıllardır büyük bir özveri ve kararlılıkla yürüttüğümüz mücadelemiz bugün İktidarın hukuk tanımaz, keyfi ve otoriterliği karşısında da aynı şekilde devam etmektedir.  Bu nedenle muhalif her sesi baskı ve şiddet politikalarıyla yok ederek kendisi dışında kimseye yaşam hakkı tanımak istemeyenlere karşı, Eğitim Sen olarak daha örgütlü ve daha güçlü bir sendikal mücadele ile dimdik ayakta durmayı sürdüreceğimizden kimsenin şüphesi olmamalıdır. 12 Eylül’ün besleyip büyüttüklerinin faşizan politikalarına, uygulamalarına asla teslim olmayacağız!

İktidara bir kez daha sesleniyoruz; demokratik hakların ve özgürlüklerin kullanılmasına karşılık vereceğiniz yanıt biber gazı, cop ve tazyikli su olduğu sürece, sizden önceki antidemokratik iktidarların akıbetinden kurtulmanız mümkün olmayacaktır. Tarih sizi de, hak taleplerine baskı ve şiddetle yanıt vermekten çekinmeyen, aldığı oylara güvenerek, toplumun kaderiyle dilediği gibi oynayabileceğini zanneden zorbalardan biri olarak lanetle anacaktır.  Kulaklarınız var, duyun, gözleriniz var, görün; toplumun çok büyük bir çoğunluğu, eğitim emekçileri, üniversiteler, toplum örgütleri, kadın hareketi, 4+4+4 diye sunduğunuz yasa önerisini kabul etmiyor. Ne bize sıktığınız biber gazınız, tazyikli suyunuz ve ne de coplarınız bu gerçeği değiştiremeyecektir.

Bizler çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız! Ya siz?

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.