Zirve…

Zirveye çıkmak, zirvede olmak bütün insanların hedefidir. Sadece gerçek anlamında değil, mecazi anlamında da bu böyledir. Dahası pek çok kişi için hakiki anlamda zirveye çıkmak daha özel fiziksel beceri gerektirdiği için mecazi anlamda zirveyi hedeflemek daha yaygındır.
Mesleğinin zirvesinde olmak, sanatın, siyasetin, sporun zirvesinde olmak en büyük hazlardan biridir. Hele bir de gücünün zirvesinde olmak var ki pek çok insanı sarhoş edip zirveden aşağı yuvarlanmasına yol açar.
Hakiki anlamda zirveyi hedefleyenlerden birisi ve en ünlüsü de ünlü dağcımız Nasuh Mahruki olmuştur. Ünü sınırlarımızı aşmıştır. Yeryüzünün bilinen en ünlü ve en zorlu tepelerine çıkmış, bu nedenle de “kar leoparı” unvanı ile anılır olmuştur.
Gençlik yıllarından bu yana yaptığı dağcılık sporunu kişisel zevkin ötesine taşıyıp toplumsal faydaya dönüştürmüştür. AKUT adıyla kurduğu Arama Kurtarma Derneği’ni niçin kurduğu kimse tarafından bilinmez ve anlaşılmazken bağıra bağıra gelen 1999 İzmir, Gölcük, Yalova depremi bize hem insanlığımızı yeniden öğretmiş, hem de AKUT’u tanımamıza yardımcı olmuştur. Acil kurtarma konusunda uzman olması gereken kamu kuruluşları bile sınıfta kalırken Mahruki başkanlığındaki AKUT pek çok can kurtarmıştır.
Türk halkı AKUT ve Nasuh Mahruki gerçeğini o zaman öğrenmiş bu derneğe yardım yağmış, bazı art niyetliler yine boş durmamış yardımlarla ilgili dedikodular yaymışlardır.
Yapılan dedikodulara rağmen Nasuh Mahruki ve arkadaşları yılmamış sessizce yeni yaşamları kurtarmaya devam etmişlerdir. AKUT o kadar etkin olmuştur ki pek çok ilimizde AKUT benzeri dernekler ya da bunların şubeleri kurulmuştur.
İş yaşamındaki kurulu düzen nedeniyle Mahruki, sevdası olan dağcılık sporuna da devam etmiş sessiz sedasız pek çok zirveye daha çıkmayı başarmıştır.
AKP iktidarı döneminde sayısız “ünlü” iktidarın gücü ve baskısı karşısında eğilip bükülürken Mahruki siyasal anlamda da dik duruşunu sürdürmüş Cumhuriyet karşıtlarının eylemlerini her fırsatta eleştirmiş, çıktığı TV programlarında sözünü sakınmamıştır.
Son günlerde Nasuh Mahruki ismini bir kez daha duyduk. Ancak bu kez Mahruki adını onun yeni tırmandığı bir zirve nedeniyle değil parmağını bile kıpırdatmadan çıktığı zirve nedeniyle duyduk.
Bu kez Mahruki tırmanmadı. Onun isminden yararlanmak isteyen birkaç iş bilmezin yeteneksizliği, (alçalması dilim varmıyor ama küçülmesi diyelim) sonucu Mahruki yeniden zirveye çıktı.
Daha doğrusu başkaları çökünce Mahruki “Zirve” oldu.
CHP’nin yerel yönetim adaylarını belirlemedeki ilkesizliği ve başarısızlığı ilk bakışta Nasuh Mahruki’yi yaralamış görüntüsü verse de olayın ayrıntıları ortaya çıktıktan sonra Mahruki bir kez daha zirveye çıktı.
Nasuh Mahruki hiç niyeti olmamasına rağmen bir gece yarısı CHP Genel Merkez yöneticileri tarafından uykudan uyandırılıp büyük çabalarla Kadıköy Belediye Başkan adaylığı için ikna edildi. Ancak her zamanki yeteneksizlikleriyle sözlerinin ardında duramayan CHP yönetimi daha sabah olmadan Mahruki’yi aday göstermekten vazgeçti. Hem de Cumhuriyet devrimlerine bağlı olduğu gerekçesiyle. (Bunu söyleyemedikleri için öyle olmadığı halde İP üyesi olduğunu söylemişler)
Nasuh Mahruki yaşamının en kolay tırmanışı ile bir kez daha kalplerdeki yerine tırmandı. Hem de hiçbir çaba göstermeden. Kendini büyük zannedenlerin küçülmesiyle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.