Yiğidi öldür, hakkını yeme!

Yiğidi öldür, hakkını yeme!
25 Mayıs günü bu köşedeki, “Endüstri Meslek’te Neler Oluyor?” başlıklı yazımda, kantarın topuzunu fazla mı kaçırdık ne? Okulda bölücülük yapılmadığı şeklinde bir çok arkadaşımdan eleştiri aldım.
Tabi ki, bir çok okuyucudan övgü de geldi.
Övgü tarafını kenara çekelim ve konuya açıklık getirelim:
Endüstri Meslek’te görev yapan arkadaşlarımın okullarını sahiplenmesine saygı duyduğumu belirtmek isterim.
Ayrı mekanlarda, ayrı zamanlarda görüştüğüm öğretmen arkadaşlarımın tümü, ağız birliği yapmışcasına “İbrahim Abi; yazının geneline söylenecek sözümüz yok. Ancak okulumuzda bölgecilik yapıldığı bölümü doğru değildir. Buna asla izin vermeyiz” diye konuşurlarken, içtenlikli ve inandırıcı oldular.
Öğretmen arkadaşlarımın okullarını savunmaları hoşuma gitmedi dersem yalan olur.
Öncelikle, bölgecilik yapıldığı konusunu düzeltelim: Yazıda “Bölgecilik yapılıyor!” diye bir söz geçmiyor. “Endüstri Meslek’te trajikomik durumlara şimdi de bölgecilik yapıldığı iddiaları eklendi” deniliyor. Burada anlaşalım: İki tümce arasında dağlar kadar fark var!
Bize ait olmayan iddiaların doğru olmadığını bu kurumdaki öğretmen arkadaşlarım ve öğrenci kardeşlerim yeterince anlattı. Ben de tatmin oldum. Hatta, okul önündeki kavga olayını gerçekleştiren öğrencinin babasını ziyaret ettim.
Benden kaynaklanmasa bile, incinmiş ve üzülmüş bir yürekle karşılaşmış olmanın rahatsızlığını hissettim. Dolaylı olarak üzdüğümü düşündüğüm C.A.’dan yazıdaki bu bölümde yer alan bölgecilik yapıldığı iddiaları konusunda özür diledim.
Yanlış anlaşılmalara neden olabileceğinden kaygılandığım yazının bu bölümüne açıklık getirme gereği duydum.
Gel gör ki, kimseleri memnun edememişiz. İlgili, ilgisiz herkes değişik yorum yapıyor. Ağzı olan konuşuyor.
Ne var bunda?
Amaç üzüm yemek mi, bağcı dövmek mi?
Siyaha, beyazdır diretmesi yapmak mı doğrudur?
Hadi canım sizde!
Rantın önü açıldı!
Karacabey Belediyesi’nin önceki dönem meclis üyeleri, sanayicilerin kapalı alanlardaki imar durumunu yüzde 50’den, yüzde 70’e çıkartarak, Paşa Çayırı’nda rantçılık adına engellenmesi çok zor bir kapı açmıştır.
Bu vebalden ölünceye değin kurtulamayacak olan aynı isimler, “Zararın neresinden dönülürse kardır” olgunluğu göstererek, ikinci bir adım atılmaması yönünde tavır aldılar.
Peki, Belediye Meclisi’nin yeni üyeleri ne yaptı? Dün gece toplanan Meclis Üyelerinin, Tamer Kahraman hariç tümü, 1.5 yıl önce aralanan kapıyı ardına kadar açtılar.
AKP, CHP, MHP, DP, SP, bir güzel anlaştılar ki, sormayın. Sarmaş-dolaş olurken düşman çatlattılar.
Bundan sonra şaibe artacaktır. Rantın, rantçılığın önüne geçmek zorlaşacaktır.
Kapalı alanlardaki imarın yüzde 50’den yüzde 70’e çıkarılması ne demektir bilir misiniz?
İnşaatlardan kalan yaşam alanının yüzde 30’a indirilmesidir. Yani, bin metrekarelik alanın yüzde 70’ine inşaat yapılacak, insanlar da geriye kalan yüzde 30’da yaşayacak.
Sözde işsizlere iş bulma bahanesiyle aralanan kapıdan bundan sonra dileyen dilediği gibi geçebilir.
Vatana millete hayırlı olsun.
Karacabey Belediye Meclisi’nin Haziran Ayı toplantısında alınan bu karar, vebali de beraberinde getirmiştir. Çok tartışılacak ve zamanla daha iyi anlaşılacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.