Yeni dönem, Türkiye’nin hamle dönemi olsun

Yeni dönem, Türkiye’nin hamle dönemi olsun
Karacabey Eğitim-Bir-Sen Temsilcisi İsa Aydemir, yeni hükümetten beklentileri olan insan hakları, grev, toplu sözleşme, ekonomi ve yeni anayasayla ilgili beklentilerini yaptığı yazılı bir açıklamayla kamuoyuna duyurdu.
Aydemir yaptığı yazılı açıklamada; “İnsan hakları, özgürlükler ve demokratikleşme kavramlarının istismarı önlenmelidir.
Yıkıcı, bölücü, cuntacı ve mandacı kişi ve guruplar, söz konusu kavramların arkasına saklanamamalı, öte yandan söz konusu kötü niyetli kişi veya guruplar bahane edilerek temel hak ve hürriyetler kısıtlanmamalıdır. Demokratik sistem ve kurumların işleyişinde bir aksaklığın oluşmasına kapı açılmamalıdır.
Grev ve toplu sözleşme, hakkımızdır
Çalışma hayatında mutlaka yeni yasal düzenlemeler yapılmalı, grev ve toplu sözleşme hakkımız mutlaka tanınmalıdır. 4688 sayılı kanun, etkin ve saygın bir sendikacılığa imkan tanıyacak şekilde, kamu çalışanlarının talepleri doğrultusunda değiştirilmelidir.
Memur, ekonomik iyileşmeden pay istiyor
Ekonomik büyüme, enflasyondaki düşüş, üretim ve ihracat gelirlerindeki katlanan artışlar, bugüne kadar çalışanlara doğrudan yansımamıştır. Ekonomideki bu gelişmelerden memurlarında doğru orantıda yararlanabilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Başlangıç olarak hükümet, memur maaş ve ücretlerinde yapılacak düzenlemelerde, işçilere verileni ölçü alırsa, sosyal adaletin ve adil paylaşımın sağlanmasında önemli bir adım atmış olur. Farklı bakanlıklar ve kurumlarda aynı işi yapan devlet memurlarının özlük hakları ve ücretler bakımından eşitlenmesi, aynı işi yapanın aynı maaşı alması konusunda düzenleme yapılması da büyük bir aciliyettir.
Yeni anayasada özgürlükler ve eğitim
12 Eylül darbesinin ürünü bir anayasanın artık miadını doldurmuş olduğunu, yeni, sivil, demokratik bir anayasa toplumsal bir ihtiyaçtan öte milletimizin hakkıdır.
Yeni anayasa başta YÖK ve milli iradeyi devre dışı bırakma anlamı taşımayacak, amiyane tabirle “devlet içinde devlet” olmayacak şekilde titizlikle düzenlenmelidir. Eğitim, öğretim ve çalışma hayatının önündeki hukuk dışı engellemeler mutlaka sona erdirilmelidir. Yeni anayasa, kamu çalışanları arasında işçi-memur ayrımını kaldırıp grev ve toplu sözleşme hakkını mutlaka hükme bağlamalıdır. 21. yüzyılın güçlü ve modern Türkiye’sini konuşuyorsak, çalışma hayatı bakımından hiçbir ülkenin gerisinde kalmamız gerekiyor.
Eğitimle ilgili bazı rakamlar
60. hükümetin programında eğitimle ilgili kimi rakamlar yer alıyor. Okullaşma hedefi ilköğretimde % 100, ortaöğretimde % 90, mesleki eğitimde % 50 ve okul öncesi eğitimde % 50 olan bu hedef rakamları, bizim de ulaşılmasını arzu ettiğimiz hedeflerdir. Ancak bu hedeflere dair bir takvim belirtilmemiştir. Eğer takvim olarak hükümetin 5 yıllığına seçildiğinden hareketle- 2013 yılı düşünülüyorsa bu çok geç bir tarihtir. Bu rakamlara en geç 2010 yılında ulaşılmalı; 2013’te mesleki eğitim ve okul öncesi eğitim % 65’e çıkarılmalıdır.
Keza sınıf mevcutlarının 30’a indirilmesi ve tüm okullarda tekli eğitime geçilmesi hedefi de mümkün olan en kısa sürede gerçekleşmelidir. Tüm bu çalışmalar yürütülürken ortaya müthiş bir öğretmen ve memur açığı çıkacağından eğitim hizmetlerinde çalışan personel sayısı yüzde 50 oranında arttırılmalıdır. Yukarıdaki hedeflerin, kağıt üzerinde vaat olarak kalmaması için, ilgili bakanlıklar şimdiden sesimize kulak vermeli ve 50 bin yeni kadrolu öğretmen alımı derhal planlanmalıdır. Unutmayalım ki on binlerce işsiz öğretmen adayı da halen iş ve hizmet imkanı beklemektedir.
Eğitim-öğretim ve okullar
MEB’in merkez teşkilatında hantallığı giderici yeni bir düzenleme yapılarak genel müdürlük ve daire başkanlığı sayısı azaltılmalıdır. Bazı yetkiler il birimlerine devredilmelidir.
Öğretmenlik mesleği geliştirilmeli, ücretler ve sosyal haklar bakımından desteklenerek meslekî saygınlık artırılmalı, sözleşmeli öğretmen alımına son verilmelidir.
Hizmetli ve memur açığı kapatılmalı, üniversitelerin genel idari hizmetleri sınıfında çalışanlarla Kredi Yurtlar Kurumu’nun ve Millî Eğitim’in yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların sorunları hakkında sendikamız Eğitim-Bir-Sen’in kapsamlı ve gerçekçi önerileri dikkate alınmalıdır. Gerek üniversitelerde gerekse MEB’de genel idari ve yardımcı hizmetler sınıfında çalışanlar için görevde yükselme sınavı açılmalıdır. 2007-2008 eğitim yılının milletimize ve tüm eğitim çalışanlarına hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.