Türkiye’nin kurtuluşu, AKP’den kurtulmakla olur!

MHP’nin
“Genişletilmiş İl Divan Toplantısı”na Ayhan Tayfur damga vurdu:

Karacabey Milliyetçi Hareket Partisi yönetimi, seçim
çalışmaları doğrultusunda önceki akşam Genişletilmiş İl Divan Toplantısına
katıldı.

            Bursa
Holiday In Hotel’de gerçekleşen toplantıya Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Bülent Didinmez’in yanı sıra, Bursa Milletvekilleri; İsmet
Büyükataman, Hamza Hamit Homriş, Necati Özensoy katıldı.

            Toplantının
Divan Başkanlığını Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent
Didinmez yaparken, Karacabey’in dışındaki il ve ilçe yönetimleri, belediye
başkanları, il genel ve belediye meclis üyeleri, kadın kolları ile 800 partili
de hazır bulundu.

            İl ve ilçe
teşkilatlarının faaliyet raporlarının okunduğu gecede, Karacabey MHP Başkanı
Ayhan Tayfur da bir konuşma yaptı. Ülke gündemini ele alan Tayfur’un konuşması
katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.

            Tayfur,
yıllardır tek bir vücut olarak yaşayan Türkiye’nin bölünmeye itildiğine dikkat
çekti. AK Parti hükümetini eleştiren Ayhan Tayfur, ‘Sat-Kurtul’ ve ‘Ver-Kurtul’
mantıklı bir politika izlendiğini savundu. Tayfur konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Yıllardır tek parça halinde yaşayan, dili, dini, sevinci ve tasası bir
milleti, 36 etnik unsura bölmeye çalışan, terör örgütüne yüz veren, iç
siyasette, ‘Sat-Kurtul’, dış siyasette ise, ‘Ver-Kurtul’ mantıklı bir politika
izleyen AKP’nin 7,5 yılda ülkeyi ne getirdiği ortadadır. Brüksel ve
Washington’a endeksleyen AKP iktidarı, ülkeyi tek başına perişan etmiştir.
Televizyonlarda her gece, memleketimizin değişik yörelerindeki ayaklanma
provalarına ve bunların karşılığını vermeye çalışan insanlarımızın yaptıkları
eylemlere şahit oluyoruz. Dağdan inen eli kanlı teröristler törenlerle
karşılanmakta, pişman olmayan terörist ‘Sen pişmansındır’ diye
salıverilmektedir.

            Oğlunun
şahadetinde terörist sevinmesin diye ağlamayan, ‘Vatan sağ olsun’ diyen şehit
anaları, AKP’nin açılım tavırları nedeniyle asıl şimdi ağlıyor. Yetkileri
güdükleşen polisimiz ve güvenlik güçlerimiz, kendisine molotof atan teröriste,
su sıkarak korunmaya çalışmaktadır. Sokakları savaş alanına çeviren PKK
yandaşlarıyla, ekmek peşinde olan Tekel işçileri aynı kefeye
konulmaktadır.  Kurumlar arası çatışmanın
hat safhaya geldiğini görmekteyiz. Demokratik, laik, hukuk devleti olan Türkiye
Cumhuriyeti devletinin en büyük sigortası olan erkler dengesi bozulmuştur.

Asker yıpratılıyor!

            Milletin
en güvendiği kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri yıpratılmaya çalışılmaktadır.
Ekonomi çökmüş, IMF’ ye teslim olunmuştur. Dayatılan tarım politikası
çiftçimizi bitirmiştir. Borçtan bunalmış çiftçimiz tarlasını, traktörünü yarı
fiyatına satacak müşteri bulamamaktadır. Esnaf kan ağlamakta, kepenkler bir bir
kapanmaktadır. İşçi, memur perişan, emekli açlığa mahkum edilmiştir. Dağıtılan
kömürle vatandaşa dilenci muamelesi yapılmaktadır. Yedi buçuk yıldır ülkeyi tek
başına yöneten iktidar, telafisi çok zor olan tahribatlar yapmıştır. Bunun
sonunda gelinen noktada Türkiye’de; ahlaki ve kültürel yozlaşma had safhaya
ulaşmıştır. Toprak satışları, ranta dayalı özelleştirmeler ve yabancılaşma
neticesinde ekonomi çökmüştür. Küresel dayatmaların çıkarttığı kanunlarla ülke
sıkıntıya sokulmuştur. Hukuksal yapı bozulmuş, açılım safsatasıyla terörün önü
açılmıştır.

7 yılda 340 milyar
dolar borç!

            2002
yılında 224 milyar dolar olan kamu borçlanma stoku, 2009 yılı ortasında 292
milyar dolarlık artışla 516 milyar dolara yükselmiştir. 7 yılda artan 292
milyar dolarlık borca, özelleştirmelerden elde edilen 48 milyar dolar da
eklendiğinde, ortaya 340 milyar dolarlık bir tablo çıkmaktadır. Bu paranın
akıbeti bilinmemektedir. Ekonomik sıkıntı içinde olan vatandaşlarımızın, 2003
yılında 480 bin adet olan protestolu senet sayısı, 2009 yılında sanayi
bakanının açıklamasına göre, 1 milyon 451 bin 464 adede yükselmiştir. Protesto
edilen senetlerin değeri, 7 milyar 066 milyon 562 bin 665 TL’dir. Her fırsatta
ülkemize çağ atlattığını iddia eden AKP hükümeti, ekonomik, sosyal ve siyasal
alanda insanlarımızı uçurumun eşiğine getirmiştir. Bu sebeptendir ki
Türkiye’nin kurtuluşu ancak, AKP’den kurtulmakla mümkündür. Çalışmalarımızı
‘Tek Başına İktidar’ parolası ve kararlılığıyla sürdürmekteyiz. Zafer
inananların, zafer Milliyetçi Hareketindir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.