Türkiye’nin geleceğini kararttılar

Eğitim-Sen Karacabey Temsilciliği’nin, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 68. yıl dönümü nedeniyle düzenlediği panele konuşmacı olarak katılan emekli eğitimci ve köşe yazarı; İsmail Hakkı Özsarı, Atatürk’ün en önemli devrimlerinden biri olarak kabul edilen kurumun kapatılmasıyla Türkiye’nin geleceğinin karartıldığını söyledi.
Etkinliğe, Eğitim-Sen Karacabey İlçe Temsilcisi Salih Tunç ve üyeler katıldı.
İsmail Hakkı Özsarı, Köy Enstitüleri’ni anlatırken, çarpıcı örneklerle verdiği bilgiler konuklar tarafından ilgiyle dinlendi.
Özsarı, Köy Enstitüsü çıkışlıların diğer eğitimcilerden çok farklı olduğunu söyledi. Köyün ve köylünün kalkınmasını amaçlayan Enstitülerin, hiç uğruna kapatıldığını belirten Özsarı, “Köy Enstitülerini okuyanların ellerinden her iş gelirdi. Köy Enstitüsü çıkışlılar, çok özellikli, lider vasıflı insanlardı. Onların öğrencileri olmak bizlere nasip oldu. Köye çağdaşlığı getirmeyi amaçlayan Enstitüler, ağalık ve feodal yapıya karşı çıkmıştır. Emek-sermaye ilişkisini çok iyi kurmuşlardır. Köy Enstitülerinden mezun olanlar, ülkenin dört bir tarafındaki köylere giderek, halkı bilinçlendirmişlerdir. Ancak, Azmanistan ya da kan emici denilen kesim, Köy Enstitülerinin ilerlemesine izin vermedi. Gerçekle ilgisi bulunmayan iftiralar ortaya attılar. ‘Komünist yuvası’ dediler. ‘Ahlaksız gençlik yetiştiriyorlar’ dediler. 1946-50 yılları arası dönemin Başbakanına yoğun baskı yaptılar. Baskılara dayanamayan Başbakan Köy Enstitülerine öğretmen adayı yetiştiren Hasan Oğlan Yüksek Köy Enstitüsü’nü kapatmak zorunda kaldı. Köy Enstütüleri’nin tarihten silinmesi, 1954 yılında gerçekleştirildi. Kapandı da ne oldu? Şimdi ki eğitim sistemine bir bakın! Belirli yerlerin işaretiyle eğitim yapılıyor. İşlenmemiş beyinleri kaybediyoruz. Yalnızca şıkları işaretleyebilen öğrenciler yetiştiriyoruz. Ülkemize yazık ettiler” diye konuştu.
Eğitim-Sen Karacabey Temsilcisi Salih Tunç ise, “Köy Enstitü’leri kapatılmamış olsaydı, gidilmemiş köy, okulsuz çocuk, işlenmemiş toprak sokaklarda aç dolaşan işsizler olmazdı. Eğer Köy Enstitü’leri kapatılmasaydı, aileler bölünmüş olmayacaklardı. Töre cinayetleri işlenmeyecekti. Çünkü insan için gerekli olan köyde üretilir olacaktı. Köy Enstitü’ leri özgürlük ve özgürleşme hareketiydi. Görüldüğü gibi, demokratik kültürden, bilim ve bilimsel düşünceden yana olmayanlar, “Köy Enstitü”lerini ortadan kaldırmışlardır. Anadolu’ nun aydınlanmasından rahatsız olan Cumhuriyet karşıtları ve din istismarcıları, ülkemizin bu kötü duruma düşmesinin baş sorumlularıdır. Bugün önemli olan; Köy Enstitü’sü ruhunu yeniden kazanabilmektir” dedi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.