Türban Sorunu Çözüldü mü?

Sıcak yaz günleri geldi. Okullar tatile girdi. Çalışanların yaz aylarına denk getirdiği tatil dönemi başladı. Bazı işyerleri krizi gizlemek için toplu izin uygulaması başlattı. Tatil beldeleri hareketlense bile eski neşesi yok. Plajlar yeterince dolu değil. Eskiden para ile girilen plajlara giriş şimdi ücretsiz. Satacakları yiyecek içecek ile işletmelerini ayakta tutmaya çabalıyorlar. Yazlık evlerin önemli bir kısmı boş. Geceleri ışıksız. Belli ki kriz etkisini gösteriyor.
Plajlar yeterince dolu olmayınca bazı gerçekler kendini daha çok gösteriyor. Plajlarda eskiye göre daha çok haşemalı kadın görüyoruz. Kalabalık olsa o kadar göze çarpmayacak.
Türkiye türban sorununu “çözdüğünü” söylüyor. Artık türbanlı bakanlarımız, milletvekillerimiz, hakimlerimiz, savcılarımız, polislerimiz, subaylarımız, rektörlerimiz var. Ancak giderek büyüyen bir de kadın sorunumuz var. Kadınlarımızın özgürlük sorunu artık kendini daha çok belli ediyor.
Türban takmayı bir “özgürlük” konusu olarak ele alan kadınlarımız, aslında “esaret altına girme özgürlüğü” istediklerinin farkına varamadılar. Deniz kenarlarında, yüzme havuzlarında kocaları, erkek çocukları sere serpe rahat mayolarla denize, havuza giren kadınlar haşema denen komik, komik olduğu kadar parlak, dikkat çekici kıyafetlerle yüzme çabasında. Ne bu elverişli olmayan bu kıyafetlerle yüzmeyi becerebiliyorlar, ne güneşlenebiliyorlar, ne de sudan çıktıktan sonra kurulanabiliyorlar. Bazı kadınlarımız ise haşema bile giyemeyip sudan çıkacak localarına havlu tutmaya hazırlanıyor. Hem de yere kadar uzanan etekleri, çoğu siyah renkli olduğu için fazla sıcak tutan türbanları ile terden köpürmüş olarak.
Kadınların özgürlük sorunu sadece plaj ve havuz kenarlarında ortaya çıkmıyor. Yollarda, çarşı pazarda da çarpıcı şekilde görünüyor. Kocaları ayaklarında yazlık terlikleri, şort ve atletleri ile rahat bir şekilde yürürken zavallı kadınlarımız yerlere kadar uzanan kıyafetleri ve türbanları altında sıcağın esiri oluyor. Aslında ortaçağın esiri olduklarının farkında değiller
Türban sorununu “çözdük” diyenler ile “türban sorununu biz çözeriz” diyenler, kadınlarımızın özgürlüklerini ellerinden almakla kalmadılar. Kadınlarımızın esaretinin teşhir edilmesine yol açtılar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin ilanından birkaç yıl sonra çözdüğü sorunu en az elli yıl içinden çıkılmaz hale getirdiler. El birliği ile çağ atlattığınız Türkiye geriye doğru büyük bir sıçrama yaptı. “Başarınızla” övünebilirsiniz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.