Teşbih

Teşbih
Uzak dağlarda özgürce yaşayan bir inek, bir beygir ve bir eşek, yaşadıkları ülkenin başka başka yerlerine dağılıp insanların ne yaptıklarını öğrenmeye ve beş yıl sonra tekrar buluşmaya karar vermişler. Her biri başka yöne doğru yola çıkmışlar.
Beş yıl sonra (neden 3 ya da 4 değil de 5 yıl, orası belli değil..) buluşma yerine önce inek ile beygir gelmiş.
İkisi de perişan bir halde, zayıflamış, dişleri dökülmüş, kamburları çıkmış, adeta çökmüşler.
Beygir sormuş:”Nedir bu halin inek kardeş?..”
İnek iç çekerek anlatmış:
“Bu insanlar merhametsiz. Beni durmadan birbirlerine sattılar. Alan sütümü sağdı. Sonra, bir inek daha buldular, onu yanıma koyup çifte koştular, aç bıraktılar. Canımı zor kurtardım be kardeş…”
Sonra beygir anlatmış:
“Benim de ağzıma bir demir parçası geçirdiler, ağzımı açamadım. Sonra, üzerime bindiler. Biri indi, öbürü bindi… Binmedikleri zaman zincire vurdular… Artık belim çöküp de onları taşıyamaz hale geldiğimde arkama kocaman bir araba bağladılar, bu sefer hepsini birden taşımaya başladım. Ben üzerimdekileri taşıdıkça onlar beni kırbaçladılar. Canımı zor kurtardım yav inek kardeş…”
Ve uzaktan eşek gözükmüş:
Islık çala çala, taşlara tekme ata ata gelmiş. Mutlu gözüküyor ve bu arada “ömrümüzün son demi, son baharıdır artık. Maziye bir bakıver, neler neler bıraktık?” şarkısını mırıldanıyormuş.
Şişmanlamış, tüyleri parlıyor, gözlerinin içi gülüyormuş. Üzerinde lacivert takımlar varmış.
İnekle beygir,”Nedir bu halin,neler oldu..” diye merakla sorunca,eşek anlatmış:
“Sizlerden ayrılıp uzun bir süre yürüdükten sonra bir memlekete vardım. Birisi bir sandalyenin üzerine çıkmış bağırıyor, o bağırdıkça insanlar onu alkışlıyordu. Ben de yüksekçe bir yere çıkıp bağırmaya başladım. Benim bağırmamı bilirsiniz, duyan benim yanıma koştu, duyan koştu. Kalabalık arttıkça ben daha çok bağırmaya başladım.
– Sonra?..
“Sonra beni başkan seçtiler…”
– Yani sen o kente başkan mı oldun?..
“Evet… Bir şey yapmama gerek kalmıyordu, ben anırıp bağırdıkça onlar “Memleket seninle gurur duyuyor” diye alkışladılar. Bana bir sürü yiyecekler ikram ettiler. Ben de hem onların verdiklerini, hem de kendi bulduklarımı bir güzel yedim. Yedim, anırdım, yedim anırdım…”
– Pekiii…Senin eşek olduğunu anlamadılar mı?…”
Eşek yanıtladı: Anladılar anlamasına da iş işten geçmişti…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.