TBMM millete Fransız kalmıştır!

Eğitim Bir Sen İlçe Temsilciliği, milletvekilleri maaşlarına yapılan zammı eleştirdi:

Karacabey Eğitim Bir Sen yönetim kurulu düzenlediği haftalık toplantısında milletvekili maaşlarını görüştü.

TBMM’in millete Fransız kaldığını belirten Eğitim Bir Sen İlçe Temsilcisi Atilla Baydar, “Millet derdine derman bulsun diye seçtiği milletvekilleri maalesef önceliği kendilerinde bulmuşlardır. Vatandaşa yazılan reçeteden, ilaçtan pay almayı onayladıkları gece, zamlarından elde ettiği kaynağı kendi emekliliğine ayırmaları, danışmanlarına, sekreterlerine, şoförlerine yansıtmaları milletimizce takdir toplamıştır(!) Vatandaş 65 yaşında emekli olacak ancak 2 yıl vekillik yapan muhteşem emeklilik yaşayacak. Benim vekilime helal olsun. Zor koşullar altında vekillik yapıyorlar, hatta emsalleri düşünülürse az bile alıyorlar. Sayın Meclis Başkanı ne diyor; ‘Düğünlerde çeyrek taksak ayıp oluyor, tam altın da takamıyoruz’ diyerek aslında ülkedeki gerçek enflasyon rakamlarında açıklamış olmaktadır. Memurlara da aynı oranda zam yapılması kaçınılmaz olmuştur. Artık kaynak yok, küresel kriz lafları inandırıcılığını yitirmiştir. Memura ya zam yapacaklar ya da ‘Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler’ diyerek millete Fransız olduklarını göstereceklerdir” dedi.

Toplantıda, gündeme ilişkin değerlendirmelerde; “1.577 TL maaş alan öğretmenden daha düşük ücret alan kamu görevlisi neredeyse kalmadı. Üzülerek ifade etmeliyiz ki, eğitimciye reva görülen ücret, öğretmenlik mesleğinin toplumdaki itibarını baltalamıştır. Artık kimse eğitimcilere vatan millet edebiyatı yapmasın. Gelir dağılımında adalet falan da kalmamıştır. Yüksek bürokrasi ve meclis kendine Müslüman davranmaya devam ediyor. 3 öğretmen maaşının toplamı bir danışman ya da sekreter maaşına ulaşamamaktadır. Çalışan 5 öğretmen yatan bir vekil etmiyor. Eğitimcilerin sabır taşı çatlatılmıştır artık. Meclise ve yüksek bürokrasiye mubah olan, eğitimciye günah mı” denildi.

“Kamuda eşit işe eşit ücret politikası”na dikkat çeken Eğitim Bir Sen İlçe Temsilcisi Atilla Baydar, “Bu konuda aynı unvanda olanların ücretlerinde iyileştirme yapılırken, ‘sizi diğer kurumlarda muadiliniz olamadığı için dışarıda tuttuk’ demenin bir başka ifadesi, ‘sizi dışarıda unuttuk’ demektir. Emekli oldukları kuruma göre 3 ile 5 bin lira arasında maaşalan bakan ve milletvekillerinin emekli maaşlarını bütün partilerin ortak önergesiyle önce 5 bin 600 TL’ye, sonra da ikinci bir önergeyle 7 bin 750 TL’ye çıkarmayı aklından çıkarmayanlar, eğitimcilere sizi aklımıza getiremedik mi demek istiyorlar. Memura toplu sözleşme içeren yasayı 15 aydır hala Meclis’e göndermeye vakit bulamayanlar, ‘şike yasasını’ bir ayda iki kez çıkarmaya nasıl vakit buluyorlar ya da kendine, danışmanına, sekreterine ve şoförüne ücret artışına nasıl vakit buluyorlar merak ediyorum. Hükümet, eğitime en fazla bütçeyi ayırıyoruz, en çok eğitime önem veriyoruz diyor. Eğitimciler okulları ayakta tutmak için dilencilik, tahsildarlık yapmaya devam ediyorlar. Öğretmenin maaşı ise ortada… Peki, önem nerede?

‘Eşit işe eşit ücret’ sloganı ile aynı unvanda bulunanların, aynı ücreti almasını öngören 666 sayılı KHK’nın ek ödeme ile farklı kurumda aynı unvanda çalışanların ücretlerinin dengelendiğini ancak kapsam dışı bırakılmaları ve unutulmaları dolayısıyla öğretmen ve öğretim elemanlarının sinirlerini germiştir. Üst düzey yöneticilere, danışmanına, şoförüne, sekreterine ve kendine kepçe ile alırken, öğretmene kaşıkla bile vermeyip ‘kamu mali dengesi’ bahanesine sığınanlar, kamu mali dengesini bilmem ama öğretmen ve öğretim elemanlarının dengesini bozdular” şeklinde konuştu.

 Vekile, danışmana, sekretere çok, öğretmen ve öğretim elemanına yok

 Eğitim Bir Sen İlçe yöneticileri, ek ödeme oranlarında yapılan artışla genel müdür, genel müdür yardımcısı ve daire başkanı gibi üst kadrolarda görev yapanların ek ödeme oranlarında yapılan iyileştirme yapıldığını ve bunun öğretmenin toplam maaşının neredeyse yüzde 74’üne denk geldiğini kaydetti.

Açıklamada; “9/1’indeki öğretmenin toplam maaşı bin 577 iken, üst yöneticinin bırakın maaşını, sadece ek ödemesi bile bin 132 TL olmuştur. Milletvekili danışmanının maaşını 2 bin TL’den 5 bin 400 TL’ye, 2. danışman statüsü verilen sekreterlerin maaşını 4 bin 705 TL’ye, emekli olduklarında kendi maaşlarını 7 bin 750 TL’ye çıkaranlar, toplu sözleşme masasında eğitimcilere sakın vatan millet edebiyatı yapmasınlar. Vekile, danışmana, sekretere çok, öğretmen ve öğretim elemanına yok, öyle mi? Hükümet masaya hazırlıklı gelsin.

Bu ülkede eğitim çalışanları sadece eğitimle uğraşmıyor. Eğitimciler okullarda aynı zamanda gelir idaresi memuru gibi veliden ‘para dilenmek’ gibi onur kırıcı bir görev daha yürütüyor. Dört duvar olarak teslim edilen okulu ayakta tutmak için tahsildarlık yaparak topladığı paralarla ücretli hizmetli, memur, güvenlikçi çalıştırarak işveren gibi sorumluluk altına giriyor. SGK primini yatıramazsa yakasını kurtaramıyor. Milli Eğitim Bakanı, eğitimcilerin sırtından yük almak yerine, söylemleriyle kırıyor, takdir bekleyenleri soruşturmalarla tahkir ediyor. OECD ortalamasının neredeyse iki katı sınıf mevcutlarıyla eğitimciler güçlü Türkiye için omuz verirken, onların omuzlarına basarak yükselenler karnını ovuştururken; ‘öğretmenlik fedakârlık mesleği’ edebiyatıyla eğitimcilerin sırtını ovuşturmaktadır. Okulda çalıştığı yetmiyormuş gibi akşam eve de iş götüren öğretmenlerin muadili yokmuş. Doğru, bu kadar çalışan ve sömürülen başka kimse yok. Açıkça söylüyoruz; eğer bu ülkede insanca yaşayacak bir ücreti eğitimciler hak etmiyorsa, o zaman hiç kimse hak etmiyor, bu böyle bilinmelidir” ifadelerine yer verildi.

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.