Sol Anahtarı…

Tarihimiz boyunca siyasi iktidarlar halkımızı, aydınlardan korumak için olağanüstü önlemler almışlar.
Neredeyse hiç okumayan insanları yazarlardan, hayatının hiçbir döneminde sevgilisine 2 dize şiir okumamış insanları şairlerden, hiç resim sergisine gitmemiş insanları ressamlardan, heykel görmemiş insanları heykeltıraşlardan korumuşlar.
Çok az sayıda insanımızın kitap okuyup şiir dinlediğini ve resim, heykel sergilerine gidip aydınlardan etkilendiğini varsayalım.
Anlayamadığımız konu, bestecilerin sözsüz müzik notaları ile insanları nasıl etkilediği, baştan çıkardığı. Yine tarihimiz boyunca halk ozanlarının saz ustalarının eserleri ile düşüncelerini ilettiğini, iktidarların bundan çok korktuğunu biliyoruz. Ancak enstrümantal eserlerden bu kadar korkmalarını anlayamıyoruz.
Bu durumu sadece sanata düşmanlık ile açıklamak olası değil. Hiçbir sanatsal değeri olmayan şarkıları yapanların, şarkıcıların siyasi iktidarlarca olağanüstü desteklendiğini, bet sesleriyle şarkıcılara eşlik etmeye kalkıştıklarını, zaman zaman mitinglerde binlerce kişiye sevdikleri şarkıları söylettiklerini görüyoruz.
Tavır o sanatçının kişiliğine, sanat anlayışına yöneliyor. Sanat alanındaki cahilliklerini de her durumda sergiliyorlar.
12 Mart faşist diktatörlüğü döneminde bir yol araması sırasında kartvizitinde “solist” yazan bir opera sanatçısının aşağılanırken “adama bak hem solcu, hem de solist diye kart bastırmış” diyerek baskı gördüğü günleri de unutmadık.
AKP iktidarı döneminde en fazla baskı gören ve üzerinde tartışılan sanatçılarımızdan birisi de Fazıl Say. Fazıl Say’ı ellerinden gelse kafasını keserek ciğerini yiyecekler. Son yıllarda ülkemizin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan biri olan Fazıl Say’ın eserleri sözlü olmadığı halde her fırsatta engelleniyor.
Bunun son örneğini de Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının programında gördük. Kültür ve Turizm Bakanlığı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yıllık programını onaylarken Fazıl Say’ın eserlerinin çalınacağı 2 haftanın programını değiştirmiş. Bu şekilde Fazıl Say tarafından bestelenen “Su Piyano Konçertosu” ve “Yunusun Sırtındaki Çocuk Hermiyas” adlı eserler müzikseverler tarafından izlenemeyecekmiş.
Böylece Fazıl Say notalar yolu ile düşüncelerinin propagandasını yapamayacak.
Fazıl Say’ın babası Ahmet Say’ın solcu bir yazar olduğunu biliyoruz. Fazıl Say ise daha çok laiklik ve cumhuriyet konusundaki hassasiyetlerini dile getiriyor. Yüzyıllar önce yaşamış Ömer Hayyam’ın bir şiirini internet sayfalarında paylaştığı için yargılanıp mahkum edildi. Fazıl Say’ın şahsında Ömer Hayam yüzyıllar sonra mahkum edildi. Dünyaya rezil olduk.
Solculuğu konusunda fazla bir “sabıkası” olmayan Fazıl Say, eserlerini bestelerken “sol anahtarı” kullandığı için iktidar tarafından sevilmediğini düşünsek çok sayıda besteci “sol anahtarı” kullanıyor.
Anlaşılan Fazıl Say’ın suçu genç yaşına rağmen sayısız beste yapması ve büyük kısmı uluslararası alanda olmak üzere çok sayıda ödüle sahip olması.
Ama AKP iktidarı için en büyük suçu Atatürk Cumhuriyetine olan sonsuz bağlılığı…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.