Sınırsız sorumsuz

Yeni hükümetin kurulması için yasal süreç henüz başlamadı. Ortada büyük bir tiyatro oyunu var. Senaryoyu yazanlar yazdıkları sonuca ulaşabilmek için bütün olasılıkların tükendiğini ispatlamakla meşgul.
İki hafta öncesine kadar var olan siyasal gerilim hiç yaşanmamışçasına herkes birbirine “iktidar” koltuğu ve başbakanlık ikram ediyor. Yine herkes birbirine siyasal tuzaklar kuruyor. Bu tuzaklar partiler arasında olduğu kadar aynı parti içinde de kuruluyor. Kimse karşısındakine ve yanındakine güvenmiyor.
Bu arada Türkiye bir ateş çemberi içinden geçiyor. Güney sınırımız terör örgütünün eline geçmiş. Yıllar öncesinden yapılan BOP planlarındaki aksamalar giderilmiş ve Irak’tan sonra Suriye’de de bir Kürt bölgesi yaratma planı yeniden işler hale gelmiş. Bundan sonra sıra ülkemizdeki Kürt bölgesini oluşturmaya gelecek.
İmralı ve Kandil siyasal yaşamın en önemli figürleri olarak TV ve gazete haberlerinin birincil unsurları haline gelmiş. Şimdilik İmralı’nın talimatları resmi istihbarat örgütünün elemanlarınca iletilse de Kandil dağında artık her basın kuruluşunun muhabirleri ve kameraları bekliyor.
Ekonomi derseniz zurnanın “zırt” dediği noktadayız. Döviz almış başını gidiyor. Dış borcumuz her gün otomatik olarak artıyor. Dolarla borçlananlar panikte. İşçi sınıfı sürekli hareket halinde.
Hukuk sistemimiz çökmüş. Güvenlik kurumlarından her gün yeni tutuklama haberleri geliyor.
İşte tam da bu nedenlerle kimse iktidar sorumluluğu almak istemiyor. Basın aracılığı ile eski “liderler” yeniden ısıtılıp siyaset sahnesine sürülüyor.
Yine de biliniyor ki Okyanus ötesinin istediği koalisyona adım adım ilerleniyor. “Ne yapalım ülke çıkarları parti çıkarlarının üzerindedir” denilerek gözyaşları arasında büyük koalisyona gitmeye hazırlanıyorlar.
İçinde bulunduğumuz bu sıkıntılı durumda oy kaybeden 2 partide de, iktidar olsalar da olmasalar da iç hesaplaşma başlayacak.
Bu nedenle herkes sınırsız sorumsuzluk istiyor. Hükümeti kurabildikleri anda seçim yenilgisi ters dönerek “iktidar olduk” söylemine dönüşecek. Hükümet olmak istiyor ama iktidar olmak istemiyorlar. Yani sınırsız sorumsuzluk istiyorlar. Sınırsız yetki ile iktidar verseniz, yine de sorumlu olmak istemiyorlar.
Sınırsız sorumsuzluk isteyenler, bundan böyle halktan sorumluluk isteyemeyecekler.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.