Neden Öğretmenlik?

Neden Öğretmenlik?
Sevmektir hayat, tatmaktır sevilmeyi. Yaşamaktır. Gerçekliği ve coşkuyu duymaktır hayat. Görmektir hataları, doğruları, pişmanlıkları yaşarken. Hepimiz insanız. Çok doğaldır ki sevmek ve sevilmek hepimizi mutlu eder. Öğretmenlik mesleğine başlamadan önce ben sadece seviyordum. Ailemi, doğayı, çiçekleri ama en çok da öğretmenlerimi. Çünkü; büyünce onlar gibi olmaktı en büyük hayalim. Onlar gibi küçük başları okşamak, hafif bir tebessümle kalplerde yer etmek, onlar gibi yüzlerce çiçek sahibi olmaktı dileğim. Okul kapısından ilk kez adım attığımda tarifi mümkün olmayan duygu kaplamıştı içimi. Günaydın öğretmenim sesiyle yankılanan sınıfta anlamıştım ki evet öğretmenlik doğru bir meslekti benim için. Şimdiye kadar hep ben söylemiştim bu sözleri öğretmenlerimin yerine. Anlamıştım ki sevmek hiçbir şey kalıyordu sevilmenin yanında.
Sevmeyi bilen, hayatın gerçeklerini gösteren, iyiyi ve kötüyü ayıran hep öğretmenlerimdi şimdiye kadar. İşte bende onların bana öğrettikleri bu güzel duyguları öğretmeliydim öğrencilerime. Onlardan almış olduğum bayrağı lâyıkıyla taşımalıydım. Onlar gibi çok sevmeli, hep gülmeli hayatta güçlü olmalıydım. Çünkü artık büyük bir sorumluluk binmişti omuzlarıma. Yüzlerce çiçeği hayata hazırlamak, onları bilgiyle donatmak bana düşmüştü. Bu sorumluluğun bilinciyle her zamankinden daha fazla çalışmalıydım şimdi. Tek hedefim olmalıydı: Tomurcuklarımın bilgiyle, sevgiyle, zulme ve baskıya karşı dirençli, mantıklı, bağımsızlığına düşkün, çağdaş birer çiçek olarak açmalarını sağlamak; bu çiçeklerle bezenmiş bir toplum yaratıp geleceğe yollar açmak ve işte böyle bir toplumla sesimizi tüm dünyaya duyurmak; çağdaşlığın, özgürlüğün, sevginin ve saygının, direnmenin örneğini yaratmak.
24 Kasım öğretmenler günü, Başöğretmenimiz Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün 24 Kasım 1928’de Millet mektepleri başöğretmenliğini kabul buyurdukları günün yıl dönümüdür.1981 yılından beri her 24 Kasım ülkemizde öğretmenler günü olarak kutlanmaktadır. Bu günde öğretmenlik sanatının toplumdaki yeri, önemi, kutsallığı, meslek olarak bu günkü problemleri, öğretmenlerin özlük hakları ile ilgili sıkıntıları dile getirilir.
“Muallimler, Cumhuriyet sizden fikri hür, irfanı hür, nesiller ister.”diyen Mustafa Kemal öğretmenlerin vizyonunu belirlemiş olsa gerek.
Toplumlar canlıdır, dinamiktir. Sürekli gelişir. Gelişmek zorundadır da. Medeniyet öyle bir ateştir ki ondan uzakta kalanı yakar. Çağdaş uygarlık düzeyini yakalamak isteyen toplumlar çağın yenilik ve değişikliğini anlamak zorundadır.
Amaçsız ve kontrolsüz gelişme toplumun sonunu hazırlayabilir. Toplumun geleceğine yön veren bu meslek mensuplarının neyi, niçin, ne zaman ve nasıl yapacaklarını iyi bilmelidirler.Nesillere aktaracakları bilgi ve davranışların toplumu nereye götüreceklerini çok iyi hesap etmelidirler.
Bilgi çağında, bilgi toplumunda öğrenmenin olmazsa olmazı olan öğretmenlerimizi akılcılık, evrensellik, bilimsellik ilkelerini göz ardı etmemeleri gerekir. Öğrenme kaynakları ne kadar fazlalaşsa da rehber yine öğretmendir. Bakılarak öğrenilseydi kediler kasap olurdu. Bu nedenle de öğretmenlerimizin çağın yeniliklerine ve toplumun ihtiyaçlarına uygun olarak kendilerini yenilemeleri gerekir.
Maaş ve özlük hakları bakımından elbette ki iyileştirme çalışmaları yapılmalıdır. Gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarılmalıdır. Ama unutulmamalıdır ki öğretmenlik sanattır. Öğretmen sanatkârdır. Öğretmenlik bir gönül işi ve sevdadır.
Öğretmenlik mesleğimin her geçen yılında duygularım daha da yoğunlaşıyor. Çünkü her gün Ayşelerimin, Fatmalarımın, Yılmazlarımın kokusunu duyuyorum.Yetiştirdiğim çiçeklerin her mevsim, bir ömür yaşlandıkça açmalarını; büyüdükçe ümit kokmalarını ve ebedi yaşamaları için elimden gelen her şeyi yapmaya hazırım. Gerçekler ne olursa olsun, kalem tutan ellerin, bilgiye aç beyinlerin inancını yıkmayacağım. Onları bir ilkbahar gibi kucaklayıp daha çok yeşertmek, bilgi suyuyla besleyip büyütmek, yıllar geçtikçe tıpkı kendi öğretmenlerim gibi ben de öğrencilerimin bir parçası haline gelmek istiyorum. Başöğretmenimiz Atatürk’ün öğretmenlerimize bıraktığı bilgi meşalesini ben de gelecek nesillere taşıyacağım.
Genç bir öğretmen olarak önce beni yetiştiren öğretmenlerimin ellerinden öpüyor, günlerini kutluyorum. Türk eğitim camiasına emeği geçmiş ve emekli olmuş büyüklerime hizmetlerinden dolayı şükranlarımı sunuyorum. Sağlıklı bir ömür diliyorum. Ebediyete göç etmiş öğretmenlerimizi de rahmet ve saygıyla anıyorum. Öğrencilerimin gözlerinden öpüyor ve onlara sesleniyorum:”Bana bu duyguları yaşattığınız için sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır.”Hepinizin günü kutlu olsun.

Merve ÖREN Türkçe Öğretmeni Atatürk İlköğretim Okulu

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.